Tuesday, September 29, 2009
Tercuman
Hayatim basketbol izleyerek gecti ama...
Yellow Cab
Monday, September 28, 2009
Houston'da havalar
Bunun yanında GM Morey ile yeniden sözleşme imzalandı. Morey genç oyuncuları takıma kazandırma konusunda iyi bir performans göstermiş olsa da daha önce basket oynamamış olması bir handikap olarak gösteriliyor. Sonuçta iyi analiz yeteneğiniz olabilir ama iyi oyuncuyu ucuza kapatmak şampiyonluk için her zaman yeterli olmayabiliyor.
Bu arada son transferlerle Rockets kadrosu oldukça genç ve dinamik bir yapıya kavuştu. Takımda 30 yaşın üzerinde sadece 3 adam var: Shane Battier (31), Tracy McGrady (30) ve Brent Barry (37). Buna bir de McGrady'nin kontratının bu sene bitmesi dolayısıyla eklenecek ciddi bir cap space ile bir all-star ı ve bu sene büyük ihtimalle playoff ların kaçırılacak olmasından kaynaklanacak lottery pick hakkıyla sağlam bir rookie yi takıma kazandırma olasılığı eklenince Rockets fan ları için mutluluk yakın diyebiliriz.
Şu an için en büyük problem Yao'nun durumundaki belirsizlik. Bu sezon dönme ihtimali düşük olduğundan kontratında sadece 1 senesi kalmış olacak iyileştiğinde. Olası bir extension da cap space in çeyreğini götürecek bu Çinli arkadaşımız yüzünden diğer oyuncuların ücretlerinde kısıntıya gidilecek. Bu riski almaya değer mi? Ligdeki en iyi pivotlardan biri (belki de ikinci en iyi) olabilir ama kronikleşen bir sakatlığı olduğu gerçek. Mavs'ın Drew Gooden ile başlamayı planladığı bir ligde mevcut oyun sistemine belki de ayak uyduramayacak bu arkadaşın gönderilmesi çok büyük kayıp olmayabilir. Avustralyalı David Andersen( Alman Ernst!) eğer birazcık olsun beklentileri karşılayabilirse Morey Yao'ya yol verebilir.
Flash Forward
Neyse konuyla ilgiliymiş allahtan. Dünyadaki bütün ademoğulları X sene sonra başlarına ne geleceğini aynı anda 2 dk 17 sn süreyle görürler. Olaylar gelişir...
Trailer şurada:
http://abc.go.com/shows/flash-forward
Uyarlanılan kitap burada:
http://en.wikipedia.org/wiki/Flashforward_%28novel%29
Cast sağlam, konu verimli. Ne olacak göreceğiz..
I-Robot, You-Robot, S/he Robots..
Futurist diyememiş, dili dönmemiş arkadaşın. Olsun varsın. Hadi insanımsı robot tabirini de bir koşu geçtim. Ben orda geri plandaki hatuna takıldım. Adam Asian şişme kadın yapıyor arada da kimse çakmasın diye futurist mesaj veriyor gibi.
Bir de şu bilimadamları filmlerde gördükleri her şeyi yapmasalar artık? Biraz yaratıcı olsalar ya hahaha :D
Sunday, September 27, 2009
Ultraslan Alpaslan
1 sene olmuş. Mekanı cennet değilse olaya bakışım değişir. Öyle bir insan..
Maç içinse yazılacak pek bir şey yok. Caner formsuz da olsa o varsa kadroda Hakan Balta'yı oynatamıyorsan bir sebeple, onu oynatacaksın solda. Uğur'u oynatacaksan sağda oynatacaksın. Sabri kadrodaysa tribüne göndereceksin. Özetle bu. Sadece koşuyor diye oynatıyorsan at al abi kadroya. Hem daha iyi koşar hem daha ucuz. Arada çim biçme derdinden de kurtarırsın bonus. En azından bir katkısı olur.
Maçla ilgili not düşmek istediğim bir iki nokta var. Birincisi Keita'nın ilk goldeki asisti.. Rakip savunma hata yaptı falan tamam da arkadaşım o nasıl bir top hakimiyetidir? Ben o kadar hızlı koşabilsem ayaklarıma hakim olamam adam topu ayağına yapıştırmış koşturuyor sanki.. İkincisi Arda'ya biraz şut çalıştırılsın. Tamam boş adam gördüğü anda iğne deliğinden falan geçirip adrese teslim ediyor. Ama uzaktan tehlikeli şut atamadığı sürece "oyunun kaderini değiştiren adam" etiketini üzerine yapıştıramaz.. Bak Sabri'ye o öyle mi?
Bir de nereden bulursunuz bilmem ama maç sonunda Leo Franco ile Digiturk'un komedi spikerinin röportajını bir izleyin derim. Ben koltuktan düşeyazdım. Sorulardan biri şuydu: (adam telefonla konuşurken zorla canlı yayına çıkardılar. ailesiyle konuştuğu öğrenildi) "şimdi röportajdan sonra karısını arayıp ne söyleyecek maçla ilgili?"
Saturday, September 26, 2009
İdeal Kadın
Starbury
Friday, September 25, 2009
Purpendicular
Point Guard
Thursday, September 24, 2009
Power Hits Vol. 3
Viraj Vuruşu
Google Sidewiki
Ancak durum Google'ın Sidewiki adlı servisini hizmete sokmasıyla biraz değişik bir boyut kazandı. Şu an için Google Toolbar eklentisi olan ve yakın gelecekte Google Chrome ile default gelecek bu hizmet ile kullanıcılar sayfanın tamamı ya da seçilen/highlight edilen bir kısmı ile ilgili comment bırakabilecek ve sayfayı paylaşabilecek (e-mail, facebook, twitter etc.). Diğer kullanıcılar bırakılan comment leri okuyabilecek ve oylayabilecek (bu sayede kullanıcı sıralamaları oluşacak). Bu sayede spam'in önüne geçilmesi planlanmış. Site sahiplerine de hangi comment in hangi sırada yer alacağına karar verme hakkı tanınmış.
Fikir Google'dan beklediğimiz ölçüde inovatif değil çünkü daha geçen hafta launch edilen ( ki ilk demosu 2008'de yapıldığında Google VP'ı Marissa Mayer "süper, harika şukella!" demiş hakkında) TechCrunch50 startup'ı DotSpots'ın fikrine benzer bir yapıyla ortaya çıkılmış. Ama tabi Google yaptıysa iyidir düsturu gereği DotSpot ölü doğmuş olabilir SideWiki yüzünden. Bakalım web i kocaman bir foruma dönüştürmeye aday bu fikir Google'a ne kadar kazandıracak.
Wednesday, September 23, 2009
Ayağını yerden kessin yeter.. Ferrari'nin yeni sevgilisi..
Acımasız gerçekler!?
1.iki eşit boydaki küpü alıp, birinin içine öyle bir delik açabiliriz ki, ikinci küpü, birinci küpün içinden, birinci küpün kenarlarına hiçbir şekilde değmeyecek şekilde geçirebiliriz.
kaynak: http://demonstrations.wolfram.com/...beofthesamesize/
2.bir mobius şeridini tam ortadan iki parçaya kesseniz bile hala tek parça halinde kalır.
kaynak: http://www.youtube.com/watch?v=6yfb2kmlx-c
3.sınırlı hacme, ama sonsuz yüzey alanına sahip üç boyutlu bir şekil mümkündür. böyle bir şekil, kendi yüzeyini boyayacak kadar boya taşıyamaz.
kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/gabriels_horn
4.hızlanan bir otomobilin içinde bulunan bir helyum balonu, beklendiği üzere otomobilin içinde geriye gitmeyecek, aksine ileri gidecektir.
kaynak: http://www.physlink.com/...ation/askexperts/ae554.cfm
5.bir küre sınırlı sayıda nokta kümesine bölünüp, bu kümelerin sadece yerleri ve duruşları değiştirilerek (üç boyutlu uzayda döndürülerek) orijinal küreye eşit boyda iki adet küre elde edilebilir.
kaynak: http://en.wikipedia.org/...ach%e2%80%93tarski_paradox
6.nemli hava, kuru havadan daha hafiftir.
kaynak: http://www.theweatherprediction.com/habyhints/260/
7.bir gemi, çapasını attığı zaman, içinde bulunduğu su kütlesinin seviyesi yükselmez, aksine düşer.
kaynak: http://www.smart-kit.com/s1640/a-tossed-anchor/
8.ortalama bir hipopotam, dünyanın en hızlı insanından daha hızlı koşar. (48 km/st, 43 km/st)
9.bir penisin sertleşebilmesi için, penisteki kasların kasılması değil, gevşemesi gerekir.
kaynak: http://www.health.com/...0,,hw112768_hw112777,00.html
10.metanol zehirlenmesine karşı etanol terapisi etkili bir çözümdür. yani sahte rakı içmekten zehirlenmişseniz ve kötü durumdaysanız, orijinal rakı bulup içerseniz kurtulursunuz.
11.bir kova buz, bir kova soğuk sudan daha çok yer tutar, ama bir kova sıcak su, bir kova buzdan daha çok yer tutar. su, mutlak soğuktan 4 c'ye kadar yoğunlaşır, ama ısı daha da arttıkça genleşmeye başlar.
kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/water_(properties)#density_of_water_and_ice
12.mevsimler, dünyanın güneş etrafındaki ekseni üzerinde ilerlerken güneşe yaklaşması veya uzaklaşması sonucu değil, dünyanın ekseninin 23.5 derece eğik olmasından dolayı, bir yarımkürenin güneşe diğerinden daha yakın olması sonucu oluşur. kuzey yarımküre güneşe doğru eğildiğinde kuzey yarımkürede yaz olur, tersi durumda güney yarımkürede yaz olur.
kaynak: http://en.wikipedia.org/...ct_of_sun_angle_on_climate
13.dilin sadece belirli bölgelerinin belirli tatları alabildiği iddiası doğru değildir. dilin her tarafı her tadı alır. dil "haritası" iddiası, 1901 tarihli almanya kaynaklı bir raporun, harvard'lı bir psikolog tarafından yanlış tercümesi sonucu ortaya çıkmıştır.
14.1933 tarihli king kong filminde yer alan goril, aslında dev bir goril değil, sadece 11 cm. boyunda bir kuklaydı.
15.napolyon'un özel cerrahı baron dominique larrey, bir bacağı 14 saniyede ampüte edebiliyordu. elektrikli testerenin icadıyla bu rekor 0.14 saniye civarına inmiştir.
16.tamamı ile yalıtkan bir odaya kapatılırsanız, oksijen kıtlığından ölmeden önce karbondioksit zehirlenmesinden ölürsünüz.
17.popular mechanics dergisinin 1949'da yayımlanan bir sayısında, "geleceğin bilgisayarları 1.5 tondan daha hafif olacak" şeklinde bir tahminde bulunuldu.
18.moda ikonu ralph lauren'ın gerçek adı ralph lifshitz'dir.
19.bir üzümü mikrodalga fırına koyup ısıtırsanız patlar.
20.dişi dağ gelinciği, azdığı zaman çiftleşecek bir erkek bulamazsa ölür.
21.bir orangutan size geğirirse, dikkat edin, bölgesini size karşı koruyordur.
22.bugüne kadar bir inek için ödenen en yüksek fiyat 1.3 milyon dolardır.
Tuesday, September 22, 2009
MBG (Microsoft Bizi Gözetliyor)
Bu çözüm sayesinde reklamverenler belirli ürün katagorilerine daha önceden ilgi göstermiş tüketicileri hedefleyerek mobil reklamlarının etkisini ve yatırımın geri dönüşünü artırabilecekler. Microsoft bunu tabii ki kullanıcı istatistiklerini kullanıp tüketicileri ilgi kategorilerine göre sınıflandırarak yapacak. Şu an ellerinde reklamverenler tarafından satın alınabilecek 100 kadar ilgi kategorisi varmış.
Bu sınıflamayı yaparken kullanılan veri bir çok değişik kaynaktan derleniyor. Bunlar arasında Bing üzerinde aramalarda kullanılan anahtar sözcükler, Microsoft ağı üzerindki site ziyaretleri, Hotmail newsletter ları, XBox üyelikleri ve Windows Live profil bilgileri var. Bu kaynaklardan toplanan veriler kullanıcıların ilgi alanlarını anlamak ve en çok ilgili olabilecekleri kategoriye yerleştirilmelerini sağlamak için kullanılıyor.
Microsoft ad, adres, telefon numarası v.b. kişisel bilgileri toplamadığını belirtse de kullanıcıların önemli bir yüzdesi bunu özel yaşama tecavüz olarak algılıyor. Ama sen ben bu konuda ne düşünürsek düşünelim Microsoft, Google, Facebook bu işte bu kadar para olduğu sürece bunu yapmaya devam edecek..
Meral, Güneş ve Bizim Çocuklar
Ancak orta sahada Mehmet Topal ve Mustafa Sarp haricinde kimsenin olmaması ve önlerinde olması gereken Elano'nun nerede olduğunun belli olmamasına 27. dakikada organize gelişen bir Kasımpaşa atağının golle sonuçlanması (ki sanırım bu maçın değil belki de sezonun ender organize ataklarından biriydi belki Paşa için) eklenince başta es geçilen o penaltıya daha bir takılır oldum.
Büyük umutlarla beklediğim Caner'in tek isabetli pasının olmaması, Arda'nın geçmek bilmeyen yorgunluğu. Baros'un istediği noktalarda bir türlü topla buluşamaması, Sabri'nin hala futbol oynuyor oluşu...Yolunda gitmeyen çok şey var Galatasaray adına. Kayıpsız geçilen haftalar kimseyi kandırmasın er ya da geç geride iyi kapanıp kontrollü bir biçimde karşı atağa geçen, hızlı forvet oyuncuları olan bir takım defansımızın göbeğindeki adamlar yüzünden haşat edecek bizi.
İkinci yarıda biraz topu tutabilen kafasını kaldırıp pas verebilen bir adamın ( Keita) oyuna girişiyle rakip kalede baskı kurabilir hale gelip aynı adamın harika ara pası ile beraberliği yakalasak da 90. dakikaya kadar gelmeyen galibiyet golü sinirleri gerdi. Arda'nın maç içindeki belki de tek olumlu hareketi kaleci Tolga'nın o ana kadarki performansına gölge düşüren hatasıyla birleşince Nonda 2. golünü atıp Ali Güneş'i ikinci defa atmaktan da imtina eden (hadi eli görmedin, Güneş'in gole giden Kewell'ı indirirken arkasında kimse olmadığını da mı görmedin?) İlker Meral'i ipten aldı. Zaten bu golden sonra Kasımpaşalı oyuncular maçı bırakıp maçtan sonra soyunma odasında Yılmaz Vural'dan ( ki duyduğum kadarıyla hakemi eleştirmiş o da, insaf be hoca?) yiyecekleri dayağı düşünmeye başladıklarından süre yetseydi 3 değil belki 5 de olurdu ama bu sonuç dediğim gibi kimseyi aldatmasın.
Monday, September 21, 2009
Guzel gozlu iki insan...
gelisi ne kadar sessiz oldu Barca'ya. Ilk kopan o kiyametin ardindan
sezon icinde daha cok Messi konusuldu sanki. Belki bu sezon patlar...
Ya da patlar...
Bu arada fotografta gorunce; Iverson'in akibeti de tuhaf. Gecen sezonu
pek kapatamamisti kendisi. Bakalim kariyeri nasil, ne zaman bitecek...
Sunday, September 20, 2009
Silent Library
Metin Oktay
sene en yakisikli, sonraki 20 sene en seksi sporcu secilirdi... Bir
insanda yetenek varken, tipi de boyle olursa; nerede adalet?
Saturday, September 19, 2009
Sivok + Bobo vs. Kayseri
ortusuyor. Kanatlardan sifira inmeden, capraz ice katederek, yerden
pas ile sonuca gitmeye calisiyorlar. Tahminimce bunun nedeni iyi orta
yapan bir kanat oyuncusu olmayisi. Ben bunu PES'te uygularken, genelde
kendimden guclu takimlara karsi firsatlar bulurken, kapanan takimlara
karsi zorlaniyorum. Aynen BJK gibi! GS macindaki kadar pozisyonu
Kayseri karsisinda bulamiyoruz.
Ekrem yoruluyor ama verim az. Tello, Tabata kayboluyor. Bobo kaleye
uzak kaliyor, Nobre sadece orta sahaya gelerek top alabiliyor. Oysa bu
kadar acik oynayan Kayseri'ye karsi kazanmamiz cok kolay. Zaten mac
50-60 metrede oynaniyor, o halde hep ayni kanattan oynamak neden? Bir
sagdan, iki soldan orta yapilsa, birisi kafayi koyamasa, Serdar, Bobo
donen topu itecekler... Ama su anda oynadigimiz kadar cagdisi bir
felsefeyle kazanmasak daha iyi... Simdi Yusuf da girecek, pas, calim
ziyafeti ile yine harika bir antreman izleyecegiz.. Sifir isabetli
orta, azicik da sutUMSU...
Asil yazmak istedigim. Bobo genc cocuk, kadro disiydi, transfer
oluyordu, simdi hoca ceza gibi sol kanada koymus, adam yine oynuyor..
Bu nasil bir adamdir yahu! Yine en tehlikeli adam, yine en buyuk
adimlarla en hizli o kosuyor, yine en az pas hatasini o yapiyor, yine
canavar sutlarimizi o cekiyor... Yerdeyken vurugu o cansiz sut bile
Serdar Ozkan sutlarindan iyiydi...
Veee sezonun benim icin kahramani Sivok. Bu adam Fenerbahce'de oynasa,
her gun gazeteler yazardi.. Istikrar abidesi ve harika oynuyor.. Bana
Ronny Johnsen'i hatirlatiyor.. Tarz olarak degil elbette. Hani cok
futbol bilen medyamiz her mactan sonra Johnsen'e 2 yildizi reva
gorurken o sessiz sedasiz ManU'a transfer olmustu ya... Sivok da
tahminimce cok cok iyi bir takimda oynayacak duzeyde ve bunu bu sezon
gosteriyor... Goren var mi?
Friday, September 18, 2009
Torres The Transvestite
He's half a girl,
He's half a boy,
Torres, Torres.
He looks just like a transvestite,
Torres, Torres.
He wears a frock,
He loves the c*ck,
He sells his a*se on Albert Dock,
Fer-nan-do Torres,
Carraghers bit on the side...
Ergenligim, nerelerdeydin soyle!
Yine tahminen 1997'in karli bir Ocak gunu sikildim cocuk olmaktan, gittim Fifa '97'yi aldim kuzenlerimle, orjinal CD, kitapcikli falan, yeni nesil bilmez. O gun ergenlik donemim basladi; PC'im desteklemiyordu oyunu, hergun kuzenime tasiniyorduk, basket antremanlarinin oncesi ve sonrasi Fifa '97'ye aitti. Saha artik duzelmisti, orijinal futbolcu isimleri vardi, Milan'in yildizi George Weah vardi mesela, futbolcu shortlari bugun Amerikan futbolunda giydikleri korumali shortlardandi, kale aglari betondandi. 3 kuzen basina kuruldugumuz icin ve joystickler hep kirildigindan birisi mouse ile oynardi. Evet evet, ama mouseta da sut tusu yoktu, savunmaydi o adamin misyonu, itiraz edenler, isyan cikarip orta acma tusuyla gol atma girisiminde bulununlar oluyordu arada. O oyun hala basucumdaki komidinimde yipranmis CD kutusu ve kitapcigiyla durur. CD'yi her elime aldigimda ergenligimi hatirlarim. GameStop sagolsun cocukluk gunlerimi hatirladim; sikilmisim yetiskin olmaktan.
Ezilmedik ama yenemedik de
Maçın sonlarına doğru Tanjeviç oturmuş dizini döverken onu önce söylene söylene dizlerine vuran yaşlı teyzelerimize benzettim. Sonra düşündüm de, hepimiz benzer şekilde homurdanmışızdır eminim. Biz bu takıma nasıl yenildik, ah Hidayet ah, ah Ender ah, o pozisyonda o yapılır mıydı... Tıpkı benim gibi. Bir maç bu kadar da kolay, göz göre göre verilir miydi? Ama sonra bir ses yankılandı kulaklarımda... Eskilerden, lise yıllarımdan bir ses. Lisemizin basketbol antrenörü derdi bunu: "Maç verilmez, alınır çocuklar". Önceleri saçma gelirdi ama sonra bir çok maçta daha iyinin değil de, genelde daha çok koşanın, daha çok ribaunt almak için çabalayıp didinen takımın kazandığına sahanın içinden ya da dışından sıklıkla şahit oldum.
Bu arada kimse hakemde ya da başka bir unsurda suç aramasın. Hakemler isteseydi, emin olun 2 sayıdan daha farklı bir skorla mağlup olmuş olurduk. Bunların örneklerini, hakem rezaletlerini daha önce de gördük. Ama biz bugün son 10 saniyeye 2 sayı geride giriyorsak ve son iki hücumu değerlendiremiyorsak suçu hakemde aramak da yanlış olacaktır.
Bu turnuvadaki hiç bir takım bir diğerini çabalamadan yenecek güce sahip değil. Biz de çabaladık tamam ama karşımızda daha istekli bir takım vardı... O yüzden biz bu maçı adamlara hediye ettik demek bugün sahadaki Yunan takımına büyük haksızlık olacaktır. Belki bizden daha yeteneksiz, daha kötü oyunculardan kurulu bir takıma yenildik. Ama şurası da kesin ki kazanmayı bizden daha çok isteyen bir takıma yenildik.
Turnuvadaki diğer maçları kazandığımızda da sahada aynı oyuncular vardı. O yüzden bir taraftar olarak çok da kızamıyorum. Ama bunlar artıları gibi eksikleri, doğruları gibi yanlışları da olan oyuncular. Bizim daha şimdiden, hatalardan ders alıp, inşallah benim de İstanbul'da olup salonda izleyeceğim, 2010'daki turnuvayı düşünmemiz gerekiyor.
Çok değil, sadece bir Dünya Şampiyonluğu istiyoruz yahu :)
Teğet
Şimdi hal böyleyken her türlü ekonomik verinin kendisine düzenli olarak aktarıldığını düşündüğüm/umut ettiğim sayın başbakan Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde basın yayın kuruluşlarının genel yayın yönetmenlerine verilen iftar yemeğinde gazetecilerin krizin teğet geçip geçmediği yönündeki sorusu üzerine şöyle bir cevap vermiş: "Evet teğet geçiyor".
Arkasından da incilerine devam ediyor:
"...Nitekim bazı özerk kuruluşlar var ki şu anda bizim için sıkıntı kaynağı. Mesela ben şu anda Merkez Bankası’nın durumunu tasvip etmiyorum. Çünkü hesabını faturasını iktidar olarak ben ödeyeceğim ama özerk kalacak. Enflasyonun hesabını kim veriyor arkadaşlar? Yılsonunda kimse enflasyonun hesabını Merkez Bankası’na soruyor mu? Hayır gelip bize soruyor."
Teğet konusunu bir kenara bırakıyorum çünkü belli ki RTE ekonomik krizin halkın keriz olması sayesinde koltuğunu tehdit edemeyeceğini gayet iyi kavramış durumda.
Merkez Bankası'nın özerkliği konusuna gelince, acaba sebep kadrolaşılamayan tek kurum olarak orasının kalması mı yoksa İstanbul'un finans merkezi yapılacak olması (ki İstanbul'a yağmur yağması ile son bulacak bir hayal gibi) kisvesi altında kurumun İstanbul'a taşınmasına başından beri karşı çıkan başkanına güdülen husumetin sonucu mu tam olarak çözemedim. Para politikasını da ben belirleyeyim, yargı da yürütme de bana bağlı olsun... Başkent de İstanbul olsun. Eski bir filmin senaryosunu hatırlatıyor...
Ercan Saatçi
**************************************
AVRUPA Ligi’nde denenmeye başlanan “assistant referee” (asistan hakem) uygulaması grup maçları boyunca denenecek. Yani hakem hataları daha da azalacak. Bir başka bakış açısıyla ise, futbol yeni bir şekil alacak. Her neyse... Benim gözümün önüne biraz karikatürize bir sahne geldi... Ülkemizin bilinen ilk gay hakeminin asistan yapıldığını düşünsenize... “İşte sana fırsat, bak burada başarılı olursan seni yönetici asistanı yaparız” dese MHK. Mesela otoriter hakemlerimizden Bünyamin Gezer; “Tanıştırayım, asistanım” dese... Nedense böyle bir uygulamanın bizim ligimizde çok matrak, su götürür olacağını düşünüyorum.
**************************************
Ondan sonra "kayınpeder torpiline ihtiyacım yok ben ondan önce de yazıyordum" diye kıvırt...
Thursday, September 17, 2009
Eskiden Coni Gitar vardi...
This video features Cecilia Siqueira and Fernando Lima (Duo Siqueira Lima) performing TICO TICO NO FUBA (Zequinha de Abreu) during the Brazilian Music Institute in Gainesville, FL. The performance took place at Santa Fe Community College, May 8 - 2009
TNT
Şu an Internet'ten takip etmeye çalışıyorum. Sinirimden bira kutusunu yiyebilirim.
Not: Lan 3 oldu? Boyun devrilsin Doğan Medya..
Michael Pritchard's water filter turns filthy water drinkable
Garip hikaye
Slovenya - Türkiye
Slovenya ilk çeyreğe kendilerinin bile beklemediğini tahmin ettiğim bir şut yüzdesi ile başladı. Bir ara ne atsalar giriyordu. Bu dakikalarda Ersan'ın da Slovenlere benzer bir performans göstermesi ile oyun içinde kaldık.
Arada Barcelona - Inter maçına bakıyordum ki fark 19 sayı olmuş. İkinci çeyreğin sonlarında ise comeback kings lakabının sadece futbol takımımıza yakıştırılmasının haksız olduğunu gösterircesine farkı 5 e indirdi çocuklar 14-0 lık bir seri ile 5 dakika içerisinde. 39 - 32 bitti ilk yarı.
İlk yarıdaki dağınık oyuna sanırım önceki maçlarda epey yorulan Kerem - Ender ikilisinden ziyade Sinan - Engin ikilisi ile başlamamızın takımın ritmi üzerindeki olumsuz etkisi sebep gösterilebilir.
İkinci yarının tamamına yakınını geride götürdük. Bunda Lakoviç ve Nachbar'a çare bulamamızın etkisi büyük olsa da hemen hemen bütün oyuncularının elleri maç boyunca sıcak olan Slovenya karşısında Tanjevic'in alan savunması ısrarı ana nedendi.
Hidayet'in oyuna biraz ağırlığını koyması ile son saniyelerde maçı çevirecek fırsatı yakaladık. Ama Ender'in şu an hala anlam veremediğim bir seçimiyle (belki o an en doğru yerde olan en yanlış adamdı aslında) Engin'e buzzer beater fırsatı doğdu. Ama ikinci yarı neredeyse hiç sahada olmayan Engin bu fırsatı kullanamadı ve maç 69-67 Slovenya üstünlüğü ile sona erdi.
Bu sonuçla çeyrek finalde rakibimiz Yunanistan oldu. Fransa - Yunanistan ve Rusya - Makedonya maçlarının da iki sayı fark ile ve son saniyede kaçan fırsatlarla bitmesi biraz da kader kısmet sonucu Yunanistan - Türkiye gibi bir çeyrek final maçı izleyecek basketbolseverler. Sanırım çeyrek final maçlarının en heyecanlılarından biri olacak. Bu akşam da Pana ile oynuyoruz bakalım bu ara Kardak'ta bir problem çıkmaz umarım :)
Buradan yetkililere seslenmek istiyorum:
1. Ömer Aşık'a serbest atış çalıştırın biraz.
2. Hidayet akıllı olsun.
Yağsız boyoz, hayatın tadı..
Rammstein sen ne yaptın?
Ama yeni albümleri Liebe ist für alle da'nın dün yayınlanan ilk single ı Pussy için çektikleri klip artık biraz fazla olmuş, sıkı bir dinleyicileri olan beni bile dumurlara meyletmiştir.
Şarkının adı az çok ipucu veriyor
You've got a pussy,
I've got a dick, (şarkıda telafuzu dickkehh)
So what's the problem?
Let's do it quick!
gibi akıllara zarar sözler de başka bir şey beklenmemesi gerektiğini gözler önüne seriyor olsa da promosunu bir porno sitesinde yayınladıkları klip biraz fazla ağır kaçmış, bildiğin hard-core porno olmuş.
Müzikalite açısından ortalama bir Rammstein parçasının oldukça altında olduğunu belirtelim ( ne gerek varsa..)
Wednesday, September 16, 2009
İngilizce öğrenelim #2
5-6 Ingilizce kelime ile macin analizini yapiyor adam yahu.
"Tabata Besiktas'a Ne Getirir"
"Getirse getirse Antep'ten fistikli baklava getirir"
Gök-çek git artık..
Belediye başkanlığı'nda gösterdiği üst düzey performansı Ankaraspor onursal başkanlığında da devam ettiren Gökçek sayesinde Ankaraspor artık bir alt ligde mücadele edecek:
**********************************
Ankaraspor'un aynı ligde mücadele ettiği Ankaragücü Kulübü ile arasındaki ilişkinin, sportif rekabeti engelleyici, müsabakaların ve ligin dürüstlüğünü, kamuoyunun ligin dürüstlüğüne ilişkin algısını zedeleyecek nitelikte olması nedeniyle, TFF Statüsü'nün 18. ve 76. maddeleri ile Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesine aykırılıktan dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın (FDT) 45/1. maddesi uyarınca, konuyla ilgili uluslararası kural ve kabullerde belirlenmiş olan ölçütler de dikkate alınarak takdiren bir alt lige düşürülmesine karar verdi.
**********************************
Artık Ankaralıların önemli bir bölümü yanında Ankarasporlu futbolcuların önemli bir bölümü de sana beddua ediyor Melih Bey. Bakalım hanedanın ne kadar sürecek? Senden tek isteğim "babası ne ki kendi ne olsun" oğlunu da al çekti çekti çek çektir git!
Merak ne güzel şey güzel şey merak...
Bu reklam serisi ile ilgili merak ettiğim bazı şeyler var. Merak güzel bir şey olduğu için sormadan geçmek istemedim:
1. Hidayet Türkoğlu kardeşimiz dininin imanının para olduğunu şampiyonluk göremeyeceği kesin olan bir takıma transfer olarak gösterdi (ki büyük ihtimalle son transferi). Ama açıkçası bu reklam filmlerinde boy göstermek için ne kadar para almış olabileceğini çok merak ediyorum. O dansı yapmak için acaba kaç para almış olabilir?
2. Bu adama yol gösteren, marka değeri gibi bir kavram konusunda bilgilendiren kimse yok mudur ki kendini şaklaban durumuna düşürüyor?
3. Yakınları ve özellikle eşi o reklamları görünce ne hissediyor?
4. Ve Hidayet son sorum sana: bu reklamları gören NBA'deki rakiplerinin seni .aşak oğlanı yapabileceği hiç mi aklına gelmedi?
Tuesday, September 15, 2009
BJK - ManU
ManU da hic bir sey oynamiyor. Bu kadar onemli bir ekip, Turkiye'de
boyle oynayacak, ve bizim ikinci yaridan hic bir umidimiz olmayacak,
yazik...
Erman Toroglu'nun Bursaspor icin yaptigi benzetme aslinda BJK'ya da
cok uygun.. "Oynuyorlar da, vidi vidi vidi vidi.. Sabah kadar birak
oynasinlar, vidi vidi vidi..." Besiktas degil 45 dakika icinde 3 gun
icinde gol atacak gibi degil... ManU kotu olmasina ragmen
Rooney/Scholes iyi bir top aldigi anda fisimizi cekecek... Ya da
kornerden Vidic...
Benim icin heyecan da umut da yok. Mac var izliyorum iste...
Not: Besiktas icin hedef macin bu olmadigini daha once de blogda Verne
ile konusmamizda soylemistim. Ama diger maclara da pek umutlu
degilim.. Keske GS bu sene CL'de olsaydi..
Not2: Spiker aklinca aksan koyuyor.. Widic, Newille oldular, dikkat!
Not3: Denizli yine bombayi patlatmis, 7 puan alan gruptan cikar..
Grubu sonuncu bitirmek icin en guclu aday senin takiminken yapma bari
boyle yorumlar..
---
2.yaridan sonraki yorumum:
Hep soldan gelmeye calistik.. Yusuf'un basireti bagliydi.. Oyunu yayamadigimizdan iyi ve rahat kapandi ManU. Bu kadro Denizli'nin simdiye kadar cikardigi en iyi kadroydu. Ancak kanatlarimiz guzel islemedi, oyuncu yetenegi cok kisitli. Ekrem bir ara epey cabaladi sag ice hareket getirebilmek icin ama macin ozeti onun kullandigi suttu: Ugrasti, pozisyonu buldu, sonra bir sut atti ki ABAOW dedim.
Bu arada Bobo'yu kaybettik artik, kullanamadigimiz gibi pahaliya da satamayacagiz, hayirli olsun.
Macin bir iyi yani varsa Hakan'i kazanmamizdir. Artik umarim Rustu hic kaleye gecmez. Ancak bu takimda Ernst (pardon "Alman Ernst") bile aksiyorsa, ciddi bir inanc sorunu var gibime geliyor. Ilk maclarimizda yazmistim, bir maddi sikinti oldugu kesin. Takimda arkadaslik falan hakgetire. Sadece cikip siralarini savdilar. Sivok mutlu gozukuyor, cunku guzel oynayip sahane piyasa yapiyor. Ama bu yonetimin, Sivok'u 3e satip 5e daha kotusunu alacagina eminim...
Negro
Rockets or not?
Aslında bu sene bu takım için çok gelecek vaadetmiyor o yüzden kısa süre içerisinde kendilerine bir ihanetim sözkonusu olabilir..
Geçen sene Mayıs'ta kendilerini Batı konferansı yarı finalinde Lakers'a kök söktürürken bırakmıştık ( hatırlarsınız büyük bir sürprizle 7. maça götürdüler seriyi) . Ancak malesef sonrası pek parlak değil.
Öncelikle Yao yarı finaldeki sakatlığı sonrasında sezonu kapatmıştı. Durum sanılandan da ciddi ve bu sezonun tamamında kendisini sahada görememe ihtimalimiz var. Hatta basketbol kariyerinin bitmiş olması da imkan dahilinde.
T-Mac ise sol dizinden ameliyat oldu ve All-Star arasına kadar takıma dönmesi beklenmiyor.
Son olarak playoff larda takımın liderliğine soyunan, kötü çocuk, Ron Artest free agent olarak Lakers'a kapağı attı (gidenlerden bir tek seni bana ekledim Artest?).
Peki ya gelenler? Kısa forvet Trevor Ariza ( free agent), Pivot David Andersen (parayı bastırıp aldılar, Yao dönene kadar 6'9" üzerindeki tek adam takımda) ve draft edilen iki Swingman Chase Budinger ve Jermaine Taylor.
Aslına bakılırsa bu senenin rotasyonu koç Adelman'ın sevdiği hızlı hücum mantelitesini oturtması için ideal gözüküyor (Aaron Brooks, Luis Scola, Kyle Lowry, Shane Battier, Carl Landry, Ariza...). All-Star bir skorerin eksikliği zaten Adelman'a pek farklı bir opsiyon sunmuyor.
Mevcut tabloya bakıldığında playoff lara kalırsa büyük bir iş başaracak Rockets. Ancak bir sürpriz yapıp 7 veya 8. sıradan playoff a kapağı atabilirler. Bunun için taraftarları umutlandıran iki durum var. İlki GM Daryl Morey'in geçenlerde Yao'nun sağlık durumunun iyiye gittiğini ve belki bir ihtimal sezon bitmeden dönebileceğini açıklaması. İkincisi, ki bence daha önemli, T-Mac'in sezon ortalarına doğru hazır olabilecek olması. 23 milyon USD'lik kontratı bu sezon bitecek olan T-Mac bol sıfırlı bir kontrata ( belki de son vurgunu olacak) imza atabilmek için daha bitmediğini göstermek zorunda.
80'lerden bir yıldız daha kaydı..
O değil de şu sahnenin çok geyiği yapılacak bir süre:
Oysa ben kendisini bu filmin şu sahnesiyle hatırlıyor olacağım (eminim kendisi de bu sahne ile hatırlanmak isterdi):
Monday, September 14, 2009
Hayat bunlardan ibaret olsa...
Yurdum insani
internetteki hali, bunun turlu hallerine, turlu ortamlarda rastlamak
mumkun... E biz burada ozlem duydugumuzdan paylasiyorum, ne var ki
diyebilirsiniz...
Birincisi, "devlet bana niye karisiyor ki" diyor... sanki bahisten
para kazanmis gibi, sanki devletin yurtdisindaki bahis sitelerine akan
600 milyon dolari gorunce "ulan izin verelim, vuralim verginin dibine"
demesi cok tuhafmis gibi..
ikincisi de dikleniyor, "arkadasim reklam yapma" diyerek. Ustelik web
sitelerinin adini kapatirken yaziyi okuma zahmetine bile girmeden..
Yani yurdumun tum dandik is sahipleri gibi isini yarim yamalak
yaparak.. Zira sitenin adi orada AMPUL gibi duruyor..
Ohannes!!
**************************************
İkitelli Havaalanı Kavşağı’nda bulunan TIR Garajı’daki şoförler, sel sularına uykuda yakalandı. Sabaha karşı önüne gelen herşeyi yıkan azgın sular, garajdaki TIR’ları da sürüklemeye başladı. Sallantıyla uyanan şoförler Turgut Zengin ile Sabri Özdil’de araçlarıtla birlikte sürüklenmeye başladılar. Şoförler, araçlarının, otobanın altından geçen su kanalına takılması üzerine dışarı çıkıp kurtulmak istediler.
Kargaşa sırasında suya düşen Turgut Zengin’in bacağı köprüye takılan konteynır ile sürüklenen diğer malzemeler arasında sıkıştı. Göğsüne kadar suya gömülen Zengin, 20 dakika boyunca bağırıp yardım istedi. Bacağını çıkartamadığını söyleyen Turgut Zengin, güçlü sel sularının, bacağını sıkıştıran konteynırı hareket ettirmesi sayesinde mucize şekilde sıkıştığı yerden kurtuldu. Güçlükle konteynıra tırmanan Zengin, olay yerine gelen itfaiye ekipleri ile vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Ölümden dönmenin şokunu yaşayan Turgut Zengin, kendisine verilen suyu içtikten sonra, orucu bozulduğu için üzüldüğünü söyledi. Sabri Özdil ise selin getirdiği malzemelerin üzerinde kalarak suya kapılmaktan kurtuldu. Özdil’de itfaiye ekiplerince kurtarıldı.
**************************************
Yurdum insanı üstyapıya kafayı bu kadar takmışken biz daha çok sel görürüz, AKP ve benzeri hükümetler daha çok %40 küsürlü seçim kazanırlar.
Michael Jackson Tribute
MTV, 2009 video odulleri gecesinde Michael Jackson Tribute yapacagini bu anlamli reklamla ilan etmisti. MTV adina acilisi soz verildigi gibi Madonna yapti ve goz yaslariyla 'King of Pop'u hakettigi tahtina cikardi. Zamansiz ayrildin aramizdan be Michael..
Edit: Video'yu copyright haklari nedeniyle su anda upload edemiyorum, reklamla idare et, gozun bizde olsun.
David Neck-ham
Dallas'ın Galaxy'e 6-3 tıkadığı maçta sinirlerine hakim olamayan Beckham bir pozisyon sonrasında Daniel Hernandez'in boğazına sarılmış. Bu sezon daha önce de bir vukuatı bulunduğundan ceza almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Acilen futbolculuğu bırakıp modelliğe ya da iyi yaptığı başka bir mesleğe geçmesini dilediğim bu kazma arkadaş hakkında kral topçu, güzel insan, alkolden ve karı kızdan kariyeri boyunca vazgeçmeyen Manu'nun gerçek efsane 7 numarası George Best'in ( RIP - onun hakkında ayrı bir yazı yazıcam) yaptığı yorum ile yazıyı noktalıyorum:
"He (Beckham) cannot kick with his left foot, he cannot head a ball, he cannot tackle and he doesn't score many goals. Apart from that he's all right."
Karıma iğneyi erkek yapamaz
"İddaa"lı değiliz ama bu kadar mı?
Multimilyon Dolarlık bir Satınalım ile Adını Duyurmaya Aday Bir Network: Centrl
Özellikle lokasyon bazlı mobil reklamcılık konusunda zamanında çok kafa patlatmış ve bu alanda bir brainchild sahibi bir insan olarak "mobil lokasyon bazlı sosyal network" anahtar kelimelerinden bir kaçını içinde barındıran iş fikri ve girişimleri yakından takip ediyorum.
Bugün TechCrunch'da rastladığım ( aslında Mayıs 2008 gibi kurulmuş) Centrl bu yüzden ilgimi çekti. Kurucusunun da Bilkent mezunu olması cabası.
Centrl lokasyon bazlı bir sosyal network. New York merkezli firma yaptığı çalışmalarla mobil cihazlar ve web arasındaki boşluğu doldurmaya çalışmasıyla muadillerinin arasından sıyrılıyor (şimdiye kadar 500,000 USD sermaye toplamayı başarmışlar yatırımcılardan). iPhone, Android, Blackberry ve Nokia üzerinde koşan mobil uygulamaları ile Facebook, MySpace, iGoogle, Friendster, Ning, Hi5, bebo, Orkut, iTimes, ve Sonico gibi majör sosyal ağlara login olunabiliyor. Üyeler kendi arkadaşlarıyla lokasyon bilgilerini paylaşabiliyor. İndirim kuponları, restoran, bar, benzin istasyonu ya da çevredeki konser v.b. atraksiyonları browse edebiliyorlar (bu veriyi Yelp, Citysearch, Wikipedia gibi sitelerden alıyorlar). Bunun yanında kullanıcılar da content yaratıp share edebiliyorlar.
Şu anda 450,000 kullanıcıya ulaşmış sistemin kullanıcı sayısını artırması dolayısıyla reklam gelirleri ve değerini katlaması çok da zor gözükmüyor. İlgiyle izleyeceğim.
Sunday, September 13, 2009
Paramparça Aşklar Köpekler
15,5 ~ 16
Dürüm Team
Saturday, September 12, 2009
GS-BJK
Ben uzmanligi "tup" ve "gaz" olan arkadasin amacini da, bu amac icin yaptiklarini da anlayabilirim. Mactan sonra 'benim beceriksizligim herhalde yahu' diyen Serdar'i da anlarim. Denizli'nin yanlis oyuncu secimini de anlayabilirim. Herkesin hata yapmasina eyvallah ama ligin ilk macinda soyledim. Rustu'yu hala kaleye koymak intihar demek. Kalede Hakan olsa kazanirdik, beraberlik oyunun hakki edebiyati degil yaptigim - oyle oldugunu dusunmuyorum. Ama bu Rustu'nun hatalari herkesten fazla olup (kalede olmasina ragmen) nasil goze batmiyor anlayamiyorum. Bir Avrupa maceramiza tek basina mal olmus bir adama bu kadar imtiyaz neden? Artik yetse...