Friday, August 27, 2010

Eylül'de gel...

Maçı canlı izlemedim. Bu aralar yoğunum zaten yazı da yazamıyorum, ama ekşi de döşenmişken buraya da bir kısmını alayım dedim. Kısa bir durum özetidir, maçın anlatılacak yanı yok; zaten canlı da izlememişim neyi anlatıcam :)

Galatasaray mali sıkıntı içinde olduğu ayan beyan ortada olan takımdır, takımımdır.. Geçen senenin flaş transferlerini bir yerde petrol bulduğu için değil bu seneye yatırım olarak yapmıştır. Hedef şampiyonlar liginden gelecek para ile ve bu sene açılacak olan Türk Telekom Arena'da daha çok kombine satıp bir miktar rahatlamaktı..

Ama olmadı geçen sene Rijkaard elindeki kadroyla şampiyon olamadı.. Bursa harikalar yarattı.. Evdeki hesap çarşıya uymadı..

Sonra ne oldu eldeki yabancılar lüks oldu.. Para kazandıracak adamlar satıldı.. Mehmet Topal, Keita.. Elano'yu da canla başla göndermeye çalışmalarının nedeni budur.. Yerlerine görece daha ekonomik (yıllık ücreti daha az, bonservisi olmayan v.s.) adamlar alındı (çürük olacakları hesaba katılmamıştı ne yazık ki - sağlık ekibine selam ederim). Haldun belki de elinden "özgürce" para harcama yetkisi alındığı ve flaş transferler yapamayıp taraftarın gözündeki "kral yönetici" statüsü sallanacağını önceden gördüğü için ayrıldı..

Bir türlü bitmeyen yabancı transferinin nedeni de yönetimin kendini garantiye alma çabasıdır. UEFA'da gruplara kalınsın sonra yaparız transferi düşüncesidir..

Ama Rijkaard elindeki kadro ile bunu başaramadı.. Burada elindeki kadronun yetersizliği ve kendisinin teknik direktörlük konusundaki yeterliliğine girmeyeceğim.. Geçen sene görece kaliteli adamlarla şampiyon olamadı, bu sene kalitesiz adamlarla UEFA'da gruplara kalamadı..

Şu anda Galatasaray yönetimindeki her adam eminim ne yapacağını kara kara düşünüyordur.. Bir sürü borç.. Bunun yanında sportif başarı da yok.. Bitirilmeye çalışılan bir stat.. Ama sportif başarıyı bırakın başarıya dair umut da yokken kombineden gelecek paraya bel bağlanamayacağı aşikar..

Hepsi toptan istifa etse problem çözülecek mi? Gelecek adam çok zengin ve klubün borçlarını karşılayabilecekse (bir oligark falan bulsan) belki.. Mali duruma bakıp da taşın altına elini sokacak adam bulabilecek misin?

Şu anda malesef Rijkaard'a verilen maaş da dün geceden sonra "lüks" olmuştur. Kendisinin tazminatını bilemiyorum ama onu dün gece göndermediklerine göre sanırım göndermeyi göze alamayacakları kadar yüksek olmalı..

Bundan sonra olacak olan nedir? Sanırım sene sonuna kadar böyle gider.. Teklif gelirse Arda'yı satarlar.. Elano'yu satabilirlerse satarlar.. Sakatlar iyileşirse belki Avrupa kupalarına katılabilecek bir sonuçla bitirebiliriz ligi.. Ama bu sene kesin kayıp..O ortada..

Olması gerekene bakarsak: bence gençlerle, içinde biraz oynama hırsı olan "yaşlı"ları harmanlayıp bir takım kurmalı artık Rijkaard. Ama futbolcuları oynamaya alışkın olduğu mevkii dışında oynatıp moralini bozmasın, taraftara malzeme yapmasın.. Hakan Balta sol bek oynayamıyor (kendisi stoper oynarken alkışlanıyordu) dolayısıyla ısrar etmesin. Çizgiye hızlıca inip orta yapmasını beklemesin.. Aynı şekilde Ali Turan'da (belli ki Rijkaard'ın verdiği görevi uygulayabilecek) bir sağ bek değil.. Elinde bek yoksa devşirme bek yaratmasın (Arda Turan Manisaspor'da sağ bek oynuyordu dikkat!).. Altyapıdan getirsin oynatsın daha çok verim alır.. Bir de Barış Özbek'den futbolcu olmuyor.. Bunu görsün..

Bir de şunu görsün eğer kendini devirmeyi kafaya koymuş adamlara karşı oyunu kuralına göre oynamazsa sezon zonunu göremez.. Türk tarihinden feyz alsın.. Talat Aydemir'i okusun, neşteri vursun.. Yapılacak en akıllı iş gün itibariyle Arda Turan'ı kaptanlıktan almaktır. Hem kendini hem Arda'nın futbol geleceğini bu şekilde belki kurtarabilir..

Wednesday, August 4, 2010

Ter Kokmayan Turk Filmi

Az once Romantik Komedi adli Turk filmini izledim. Yillardir "neden biz boyle film yapamiyoruz" dedigim o filmlerden nihayet yapmisiz. Nihayet! Hani yagmurlu bir Seattle sabahinda baslayan o filmler var ya... Ya da Chicago'da hani o kanal var ya (bkz. her boku gordugunu ima etmeye merakli okuz Turk psikolojisi) oradan yukselir kamera, akce pakce insanlarin tertemiz calistigi kubik ofise girer ve biz "has.kt.r, ne guzel yer bu Amerika" deriz. Iste oyle bir film yapmisiz nihayet.

Ha belki hayatinizi degistirmeyecek ama yere goge koyamadigimiz "You've got mail" da hayatimizi degistirmedi ki. Bu filmden Shawshank ya da The Prestige beklersen sonrasinda da gidip imdb'ye ortalama 5.8 mi ne basarsin. Ama film bence izlemeye kesinlikle deger. Baslikta da bahsettigim gibi film ter degil parfum kokuyor. Filmin ana rengi pembe. Kizlar sahane; Sedef Avci, Sinem Kobal, Burcu Kara, Burcu Esmersoy, efendime soyliyim Janset. Vallahi yanlis anlamayin ama adamlar da sahane; Engin Altan. Evet Engin Altan oyle bir portre ciziyor ki tek basina yeter. Issiz Adam da var ama yamuk kaliyor, ustelik de basrolde. Bir de Gurgen var Okan Bayulgen'in adami. Ben bu adamin nesinin komik oldugunu bu filmde anladim. Hele film sonunda kesilen sahnelerde bir igrencligi var ki, izlerken viskimi ustume doktum (bkz. icmeye merakli, bundan milleti haberdar etmeye daha merakli insanlar).

Simdi hikaye tamam, senaryo cesur, basi belli sonu belli. Ama kardesim, bu film neden hic konusulmaz ben anlamiyorum. Gavur saci guzel diye Mag Ryan'i yere goge koyamazken biz neden bu kizlari sisiremiyoruz? Abuk subuk filmlere pay vermekten olsa gerek. Simdi hedefim cok methettikleri "Eyvah Eyvah"i izlemek ama onda da bir alaturkalik bekliyorum maalesef. Ben boyle batili filmler istiyorum. Ve reklamlari daha iyi yapilsin, gencler bunlari izlemeye gitsin istiyorum... Ya cok mu sey istiyorum? :)

Bir paragraf da Sedef Avci'ya. Bir insan bir dizide (Halil ve Menekse) bu kadar siradan, bir dizide bu kadar kotu (Ezel), bir filmde bu kadar dogal (e bu bahsettigim film) nasil oynar? Hala tam cozemedim nasil oyuncu oldugunu....

Izlemek isteyenler http://www.dizihd.com/romantik-komedi-filmi-izle-full-hd# adresinden gayet guzel izeleyebilir.

Edit: E Begum Kutuk'u unutmusum yani dusunun...