Thursday, March 29, 2012

Tiki - Taka, Barcelona!

Some youth academies worry about winning, we worry about education. You see a kid who lifts his head up, who plays the pass first time, pum, and you think, 'Yep, he'll do.' Bring him in, coach him. Our model was imposed by Johan Cruyff; it's an Ajax model. It's all about rondos [piggy in the middle]. Rondo, rondo, rondo. Every. Single. Day. It's the best exercise there is. You learn responsibility and not to lose the ball. If you lose the ball, you go in the middle. Pum-pum-pum-pum, always one touch. If you go in the middle, it's humiliating, the rest applaud and laugh at you.
Xavi Hernandez

Xavi'nin Telegraph'taki roportajinda soylediklerini destekleyen Barcelona antremanindan kisa bir goruntu. Barcelona'li futbolcular tiki-taka pas yeteneklerini ortada sican oynayarak mukemmellestirmekle mesguller.


Manchester United Champ20n

Premier Lig'de 2011-2012 sezonunun bitimine daha 8 hafta var ve puan tablosuna baktigimizda Machester United'in Manchester City karsisinda sadece 3 puanlik bir avantaji oldugunu goruyoruz. Nitekim bu guvenilmez puan farki Manchester United T-shirt'leri satan UnitedTees.com sitesinin ManU'nun 20. sampiyonlugunu kutlamasina mani olmamis... Ve premature bir T-shirt ile rakipleri Man City ile alay etmelerine...


UnitedTees.com'da 12 pound'a satilan T-shirt'ler sadece ManU'nun 20. Premier Lig sampiyonlugunu kutlamiyor, ayni zamanda "Money only gets you so far..." ile Man City'e tas atiyor - sanki ManU futbolculari opucukle oynuyorlar. Bu T-shirt'ler UnitedTees.com adina degerli bir marketing hamlesi olmus - sonuc olarak dikkatleri uzerlerinde toplamayi basardilar. Diger taraftan Premier Lig sampiyonluk yarisinda Man City ipi goguslerse bu site kuskusuz her iki takim taraftarinin tacizine ugrayacak, ozellikle de batil inancli ManU taraftarlarinin. Kucuk bir isletme soz konusu oldugunda bu bile taninmamaktan daha degerli olabilir tabii ki...

Monday, March 26, 2012

Tim Duncan: Too Old To Play


San Antonio Spurs antrenoru Gregg Popovich'in Spurs'taki yasli oyuncularin oynama/dinlenme surelerini ayarlamaya nasil vakif olduguna pek cok kere tanik olduk. Bunun en son ornegini Tim Duncan - Tony Parker ikilisinin dinlendirildigi ve Spurs'un Blazers'a 137-97 kaybettigi macta gormustuk. Spurs, Portland karsisina yakaladigi 11 maclik galibiyet serisiyle cikmis ama Popovich 12. galibiyeti kovalamak yerine bu 2 oyuncuyu yaklasan playofflar icin dinlendirmeyi tercih etmisti.

Benzer bir hadise dun aksam yasandi. San Antonio, back-to-back-to-back'in son ayaginda dun aksam Philidelphia 76ers ile karsilacakti ve genel kani Popovich'in Tim Duncan'i dinlendirecegiydi. Esasinda, Spurs'un bir gun onceki Charlotte Hornets maci oncesinde Popovich bunun ipuclarini vermisti. Dolayisiyla, dun aksam Spurs'un 93-76 kazandigi 76ers karsilasmasinda Duncan'i takim elbisesiyle saha kenarinda takip etmek sasirtici degildi. Sasirtici olan NBA.com'daki istatistik kagidinda Tim Duncan'in isminin yanina yazilandi:

NBA.com mac istatistiklerini yayinlarken o karsilasmada bir oyuncu forma giymemisse nedenini belirli kisaltmalarla izah eder. Misal, "Did not play - Coach's decision", DNP-CD ile ifade edilir. Veya, "Did not dress" yani "Forma giymedi" "DND" ile aciklanir. 76ers istatistik kagidina baktigimizda Gary Neal'in yaninda "DND-Left Mid-Foot Sprain" yazildigini goruyoruz. Bunun nedeni Gary Neal'in onceki karsilasmada sol ayagini hafifce burkmasi ve bu karsilasmada dinlendirilmesiydi. Tim Duncan'in isminin yaninda ise "DND-Old" yaziyor, yani "Forma giymedi, cunku yasli".

Muzip bir hareket olmakla beraber NBA tarihinin gelmis gecmis en iyi 4 numarasina NBA'in resmi internet sitesinin bu sekilde yaklasmasi pek cok Spurs taraftarini rahatsiz etmis gozukuyor. NBA'in ayni maca Joey Crawford'u tayin etmesi ve kendisinin Tim Duncan'a bir kere daha saha kenarinda otururken teknik faul calmasi ise apayri bir sacmalik.

Sunday, March 25, 2012

Liverpool FC: Gemileri Yakmadan


"Tutarsizlik" belki de Liverpool'un 2011-2012 sezonunu en iyi ifade eden kelime. Gectigimiz ay Carling Cup finalinde Cardiff City ile karsilastilar ve 2-2 biten maci penalti atislari neticesinde kazanarak kupayi muzelerine goturduler. Bu, 2006'da West Ham United'a karsi kazandiklari F.A. Cup'tan sonraki tek domestik kupalariydi. Onumuzdeki Mayis'ta tarihlerine bir F.A. Cup zaferi daha eklemeleri olasi. Kazanilan gumus kupalardan ve sembolik kaptanlari Steven Gerard'i o kupalari kaldirirken gormekten hicbir Liverpool taraftarinin mutsuz oldugunu sanmiyorum. Nitekim, benzer duygulara Premier Lig'i 7.'ligi icin sahip olmalarini beklemek biraz iyimserlik olur. Liverpool gibi sasali bir kulup tarihine sahip oldugunuzda Premier Lig'te 7. sirada olmanin lugattaki karsiligi hayal kirikligidir. Buna bir de Kenny Daglish'in transfer piyasasindaki iddiali yatirimlarini eklediginizde minimum beklenti Liverpool'un en azindan ilk 4 icerisinde yer almasidir.

Suregelen basarisizlik ortaminda Liverpool taraftarini teskin etmek icin bir dizi mazeret bulunabilir: Luis Suarez'in Manchester United macinda Evra'ya irkci tacizde bulunmasi ve 8 mac ceza almasi veya 2011-2012 sezonunun Daglish yonetiminde bir gecis donemi olmasi gibi. Goz ardi edilmemesi gereken ise su: Daglish'in son 2 yilda transfer ettigi oyuncular en yalin haliyle yetersizler. Andy Carroll, Stewart Downing ve Charlie Adam (ve diger transfer edilenler) Liverpool'u Premier Lig'in tepesine itecek kalibrede degiller - Premier Lig'in kaliteli oyunculari listesine donem donem isimleri karalansa da Sampiyonlar Ligi veya Premier Lig gibi buyuk organizasyonlarda kulubu basariya tasiyacak sureklilige sahip degiller. Bu dikkat cekici probleme ve daha onemlisi Kenny Daglish'in mevcut takim ve Ingiltere basini ile yasadigi periyodik catismalara ragmen Liverpool icin gelecek o kadar da karanlik degil aslinda.

Takip edebildigim kadariyla Liverpool'un bu sezon Premier Lig'de oynadigi maclarin buyuk cogunlugunu domine etmesi Liverpool taraftarina takimlarinin gelecegi adina tutunacak dal olmus durumda. Fiksturlerindeki son maclar bir yana, Liverpool bu sezon rakiplerinden genellikle daha fazla topa sahip oluyor ve daha fazla gol sansi yakaliyor. Goze batan temel eksiklikleri topu rakip kale cizgisinden gecirebilmek ve Luis Suarez'in oyun-kurucu ozelliklerini destekleyecek 1-2 kaliteli forvet takviyesiyle bu problemin ustesinden gelebilirler. Takim savunmasinda Manchester United ve Manchester City'den sonra en az gol yiyen takim huviyetine sahipler ve yaz doneminde savunma hattinda radikal degisiklikler yapmadiklari taktirde 2012-2013 sezonu icin benzer bir savunma performansi bekleyebiliriz. Alt yapilarinda da derin bir oyuncu havuzu dikkat cekiyor: Jay Spearing, John Flanagan, Martin Kelly ve Jonjo Shelvey gibi umit vaat eden genc yetenekleri var ve coktan A takimda ciktiklari maclarda pozitif etki birakmis durumdalar.

QPR ve Wigan gibi takimlara karsi alinan maglubiyetlerin golgesinde Liverpool'un gelecegini aydinlik gorebilmek biraz sasirtici gelebilir. Diger taraftan, F.A. Cup'un kazanilmasi ve Premier Lig'i etkileyici bir galibiyet serisi ile bitirmek Kop tribunlerindeki huzursuzluk/tedirginlik bulutlarini dagitabilir. Takim savunmasindaki mevut performansin 1-2 kaliteli on alan futbolcusuyla desteklenmesiyle de Liverpool uzun suredir beklenildigi gibi ilk 4'te tekrar yer alabilir.

Saturday, March 24, 2012

O'nun Vedasi

It’s with deep regret that I have to conclude my basketball career. I’ve given my all to the Pacers and the community the last 13 years. I had hoped to be able to finish the season, but unfortunately my back problems prevented that from occurring. I want to thank the Simon family and the Pacers’ organization for 13 memorable years.
Jeff Foster

Indiana Pacers'in NBA finali oynayan kadrosunun son halkasi bu sozlerle Pacers organizasyonuna ve profesyonel basketbola veda etti. Jeff Foster, 1999-2000 sezonunda NBA finali oynayan ve 6 mac sonunda Los Angeles Lakers'a sampiyonlugu kaybeden Pacers takimindaki caylak oyunculardan sadece bir tanesiydi - her ne kadar Pacers'in 2000 NBA Playoff'lari kadrosunda adi yazilmasa da. 2003-2004 sezonu Pacers'inda ise Jermain O'Neal'in yaninda daha dikkat cekici bir role sahipti. O Pacers takimi normal sezonu 61 galibiyet ile tamamlamis ve Dogu Konferansi finallerinde Detroit Pistons'a kalp kirici bir sekilde 2-4 kaybetmisti. Bu ayni zamanda Pacers icin "The Troubles" sezonunun baslangici olacakti...

Detroit Pistons macindaki Ben Wallace-Ron Artest kavgasiyla baslayan, devaminda "silah" ve "uyusturucu" kelimelerinin hic eksik olmadigi, ve Pacers oyuncularinin kaybetmeyi aliskanlik haline getirdigi The Troubles doneminde Indiana seyircisinin o sahada Pacers formasiyla gormek istedigi belki de tek isim kalmisti. Her maci son maciymis gibi oynayan, bostaki toplara atlayan/ucan, butun savunma ve hucum ribaundlarini delicesine kovalayan, savunmada rakip takim oyuncularinin adeta formalarinin icine giren birisi. Jeff Foster. Bu donemi takiben Indiana taraftari uzun sure playoff heyecani yasayamadi, ta ki gectigimiz seneye kadar. Acikcasi, gectigimiz sezon Indiana Pacers'i playoff agacinda gordugumde Jeff Foster'in Pacers takiminda ustlenecegi rolu merak ediyordum. Reggie Miller, Dale Davis ve Derrick McKey gibi eski playoff mudavimlerinden edindigi playoff mentalitesini bu yeni nesil Pacers takimina nasil aktaracagini.

Maalesef bugun emekliligini aciklamasina yol acan sirt problemi butun hevesimi kursagimda birakti. Sahada alabildigi dakikalar oldukca kisitliydi, ve o asina oldugumuz faal/deli hali yoktu. Herseye ragmen, imzasi niteligindeki 1-2 sert faul ve rakip oyunculardan kopardigi ribaundlarla o eski gunlerinden kalma bir kac enstantaneyi Pacers taraftarlariyla paylasiyordu.

NBA'deki en parlak/enerjik doneminde (2002-2009 yillari arasinda) Jeff Foster, toplam ribaund yuzdesi siralamasinda 7., 36 dakikada alinan toplam ribaund siralamasinda da 6. siradaydi. NBA'de en fazla faul yapan 24. ve en fazla sure alan 110. oyuncu olma gibi ilginc istatistikleri de mevcut. Indiana'da gecirdigi 13 sezon sonunda Jeff Foster, Pacers organizasyonun pek cok tum-zamanlar kategorisinde ust siralara adini yazdirdi. Bunlardan zirve yaptigi 3 tanesi: (1) Oynadigi mac sayisi - 764 mac ile 4., (2) Ribaundlar - 5248 ribaund ile 4., ve tabii ki (3) Yaptigi faul sayisi - 1921 faul ile 4.

Indiana Pacers organizasyonun ve taraftarlarinin hakli olarak her zaman el ustunde tuttugu bu enerjik adami artik o Pacers formasiyla izleyemeyecegiz. Hoscakal, Jeff Foster...

Iverson @ Pablo Nuevo

Allen Iverson'in 1 ay icin Dominik Cumhuriyeti'ndeki Pablo Nuevo takiminin formasini giyecek olmasi cok sasirtici degil. Pek cok insan icin eski bir NBA superstarinin bunyesinde basketbol oynandigindan bile bihaber oldugumuz yabanci bir ligteki kucuk/siradan bir takimla - sadece 1 ay icin bile olsa - kontrat imzalamasi "caresizlik" veya "uzucu" olabilir. Veya pek cogu tarafindan daha evvel oldugu gibi (bknz. Dominique Wilkins) bir superstarin yavas yavas basketbol dunyasindan silinmesi olarak algilanabilir. Diger taraftan Michael Jordan, Kevin Garnett, Kobe Bryant ve Iverson gibi sporcularin ortak bir ozelligi var: hayat enerjilerini "yarismak"tan almalari. Biliyoruz ki Iverson vucudu onu tasiyabildigi surece profesyonel olarak basketbol oynamaya devam edecek, belki sonrasinda da... Nerede oynayacagi ise sadece yazi-tura meselesi: Amerika'da Memphis, Turkiye'de BJK Milangaz veya Dominik Cumhuriyeti'nde Pablo Nuevo. Iverson, Pazar gunu Dominik Cumhuriyeti'ndeki ilk macini oynayacak ve umut ediyorum biz basketbolseverler onun "ankle breaker"larini izlemeye devam edecegiz.

Wednesday, March 21, 2012

Messi ve 234 Gol

Duymussunuzdur heralde.. Lionel Messi, Barcelona'nin Granada'yi 5-3 yendigi karsilasmada bu sezonki 8. hat-trick'ini yapti ve Barcelona kulup tarihinin en fazla gol atan oyuncusu unvanini ele gecirdi. Messi'nin Granada macindaki 2. golu Barcelona formasi altinda resmi maclarda attigi 233. goldu. Ayni gol Messi'yi 1942-1955 yillari arasinda Katalan ekibinin formasiyla 232 gol atan Cesar Rodriguez'in onune gecirdi. Modern futbol tarihinde mac basina ortalama 0.795 gol ile bunu basarabilmek inanilmaz - doneminin en etkili forveti Samuel Eto'o bile mac basina en fazla 0.65 gol ortalamasi yakalayabilmisti. Messi'nin Rodriguez'in 13 yilda kirdigi rekoru 8 yildan az bir surede ve sadece 24 yasindayken kirmis olmasi da bir peri masali olsa gerek. Iste birbirinden guzel o 234 gol:


Tuesday, March 20, 2012

Sans Kapiyi Calinca

DeShawn Stevenson onemli/istikrarli bir sutor degil. Hicbir zaman iyi bir pasor de olmadi. Ama iste bazen rezalet bir pas inanilmaz bir suta donusebiliyor. Cuma aksami oynanan New Jersey - Orlando macinin 3. ceyreginin sonunda oldugu gibi.

Wednesday, March 14, 2012

Simarik Cocuk Dwight Howard


Well, I told those guys, I've been telling them for the past two or three weeks now that I want to stay and finish the season.

I told them I feel we have a great opportunity to win and I told them that I want to be here and I want to bring a championship here. I told them they've got to give me that chance. They didn't trade me at the beginning of the season and I told them I'd go out and play as hard as I could every night to put our team in a position to win.

Dwight Howard



Dwight Howard hakkindaki takas dedikodulari ve kendisinin her basin toplantisinda hadiseye farkli bir bakis acisi getirmesi bir NBA takipcisi olarak beni cok rahatsiz etmeye basladi. Howard'in durumu Carmelo Anthony'nin gectigimiz sezondaki "Melodrama"sindan daha kotu veya 2 sene onceki LeBron'un durumundan - kastettigim "The Decision" degil. En azindan Denver, Carmelo'dan yakasini kurtarirken Chandler ve Gallinari gibi direkt katki alabildigi oyunculari takima dahil edebilmisti. Cavs da en azindan LeBron'in Cleveland'taki son senesinde normal sezonu en yuksek galibiyet yuzdesiyle kapatmis ve pek cok analiste gore NBA sampiyonlugunun 1 numarali favorisiydi. Howard'in durumu ise farkli.

Esasinda Howard'in uyguladigi strateji ovguyu hakediyor. Howard, Carmelo'nun Denver'a New York Knicks'e takasini nasil dayattigini ve verdigi ultimatomlari bizler gibi takip etti, ve takasin bu 2 takim uzerindeki sonuclarini degerlendirme firsati buldu. Denver Bati Konferansi'nda 6. sirada otururken, Knicks su anda gorece zayif Dogu Konferansi'nda - Chicago ve Miami'yi ayri tutuyorum - 8.lik mucadelesi veriyor. Esas dikkat edilmesi gereken ise gectigimiz sezondaki takas sonrasi ayaga kalkan tozun bu sezon yere inmesiyle Carmelo'nun New York'ta oynama hayallerinin kabusa donusmeye baslamasi: Amar'e Stoudemire ve Tyson Chandler hizla yaslaniyor ve bu abilerin yuklu kontratlarinin cap space'te biraktigi sinirli bosluk nedeniyle Carmelo'nun etrafi minimum kontratli "gorev" oyunculariyla dolu.

Howard'in 6 aydan kisa bir surede serbest oyuncu olma opsiyonu var ve Melodrama'dan cikardigi da bir ders: New Jersey Nets kendisini almak icin mevcut kadrosunun yarisini feda etmemeli. Sonuc olarak Nets bu sene playofflarda mucadele edemeyecek ve Magic'te de NBA sampiyonlugu gibi bir beklenti hatta hayal bile yok. Dolayisiyla, Howard sezonun kalan yarisinda onurlu bir asker gibi mucadele edecek, dunku Miami macinda oldugu gibi 20+ sayi ve 20+ ribaund rakamlarini istatistik kagidina yazdiracak ve Temmuz'da duzenleyecegi "Sorun sende degil, bende!" basin toplantisiyla Magic'e veda edip Deron Williams'in yanina, New Jersey'e gidecek.

Howard acisindan guzel sonlanan bu hikaye Orlando taraftarlari ve genel olarak NBA seyircisi acisindan rahatsiz edici. Howard surekli olarak kazanmayi ne kadar cok istedigini acikliyor ama sonrasinda Chicago Bulls'a takas olmak istemiyor mesela. Herkesin kendisine guvenmesini ve her seyin cok guzel olacagini soyleyip duruyor. Peki acaba Magic taraftarlari artik bu sozleri isitmek istiyor mu? Bu durum, baska bir kadinla iliski yasayan (ve bunu kimseden gizlemeyen) ve dolayisiyla esinden bosanmayi dusunen bir adamin ayni zamanda utanip sikilmadan cevresine "evliligimi kurtarmaya calisiyorum" demesi gibi. NBA'yi yakindan takip eden herkes Howard'in Magic'i birakacaginin farkinda. Peki neden Howard bu ayrilik resmiyet kazanincaya kadar duygularini kendine saklamasi gerektiginin ve Magic taraftarlarini enayi yerine koydugunun farkinda degil.

Belli ki Howard Carmelo Anthony'nin hatalarindan ders cikarmis, simdi de sira LeBron'dan bir seyler ogrenmekte. LeBron'un "The Decision"ini profesyonel spor tarihinin belki de en buyuk pazarlama fiyaskosuydu ve tek gecede basketbolseverlerin buyuk cogunlugunun LeBron algisini ters duz etmisti. Burada goz ardi edilen ise Cavs'in o sezondaki bir macinin ardindan LeBron'un basin toplantisinda "su dakikadan sonra sezon sonunda serbest kalmamla ve ne yapmayi dusundugumle ilgili sorulari cevaplamayacagim" aciklamasini yapmasi. Howard'in LeBron'un kitabindan calmasi gereken sayfa da tam olarak bu. Artik susmali.

Butun bu takas dedikodusu kirliliginde uzuldugum sey ise Orlando Magic organizasyonu. Bu takim 1996'da Shaq'in - karsiliginda ne bir oyuncu ne de bir draft hakki alamadan - o kapidan cikip gitmesini izledi. 2012 yazinda da ayni kapidan Howard'i ugurluyor olacaklar. Ayriliklar hep geride kalanlara zordur...

Bucks-Warriors Takasi: Ayni Hikaye, Farkli Aktorler

NBA'de 2011-2012 takas sezonu kapanmak uzereyken uzun suren sessizlik Sali aksami Golden State-Milwaukee degis-tokusuyla bozuldu. Dan Gadzuric ve Charlie Bell karsiliginda Correy Maggette'yi Milwaukee'ye getirenler istikrarli bir hamleyle Andrew Bogut ve Stephen Jackson'i skorer guard Monta Ellis'in listenin basinda yer aldigi 3 kisilik bir paket karsiliginda Golden State Warriors'a gonderdiler. Paketteki diger 2 oyuncu Golden State Warriors'un 2010 1. tur 6. sira secimi power forward Ekpe Udoh ve Michael Jordan'in 2001'de Washinton Wizards'a 1. siradan sectigi - belki de tum zamanlarin en buyuk fiyaskosu Kwame Brown.

Bu takas esasinda 2 organizasyon acisindan da anlamli. Bucks, Kwame Brown'in sezon sonu biten yuklu kontratini alarak cap space'ini rahatlatma firsatini buldu. Daha onemlisi Stephen Jackson gibi bir mikropun karsiliginda Monta Ellis gibi yetenekli bir skorere kavustu. Warriors, yaklasik 32 ay suren "Acaba backcourtta Stephen Curry-Monta Ellis birlikte oynar mi? Oynarsa nasil oynar?" tartismasinda nihayet bir taraf secmis oldu ve bir yandan da pota altina elit bir savunmaci koydu. Bogut'un bu sezonu kapadigini dikkate alirsak, ayni zamanda organizasyon olarak artik igrenc basketbol oynamak ve 2012 draftlarinda - ki soz yillarin en derin drafti olacagi soyleniyor - guzel bir yer kapmak icin de muthis bir bahaneleri oldu.

NBA dinamikleri cok enteresan. Front courttaki Andrew Bogut-David Lee birlikteligi pek cok takimin ruyalarini susluyordur heralde. Lee, Bogut'un Milwaukee'de asla sahip olamadigi high-post tehditini vaad ediyor ki bu kendisinin low-posttaki hareket alanini ve uretkenligini arttiracaktir. Her 2 oyuncu da el/top hassasiyeti olan elit pasorler ve bugunku NBA ortaminda Los Angeles ve Memphis haricinde boyle bir kombinasyona sahip takim yok. Diger taraftan, Bogut NBA'in su anda belki de Dwight Howard'tan sonra en iyi pota alti savunmacisi ve bu Lee'nin pota alti guvenliginde uzun suredir eksikligini cektigi bir sey. Butun bunlara her 2 oyuncunun da kariyer savunma ribaund yuzdelerinin 24% uzeri oldugu faktorunu ekleyince, Golden State Warriors uzun vadede oldukca tehlikeli bir takim huviyetine kavusuyor - tabii ki Bogut'un ayak bilekleri ve diresekleri izin verdigi surece. Curry-Thompson-Dorell Wright-Lee-Bogut besi ve draftin top 7'sinden secilecek bir caylakla - hadi bir de mikrop Jackson ile - mukemmel olmasa da playoff potasina girebilecek iyi bir takim vaad ediyor.

Milwaukee cephesinde ise Bogut takasi organizasyonun savunma agirlik bir kadrodan hucum mentaliteli bir oyun yapsina gecisinin ilk ayagi - tabii bu hucum mentalitesi sayisal anlamda, yoksa kalite bakimindan bir kendimi bastan yarattim durumu yok. Bucks, Monta Ellis takviyesi ile sut yaratma problemini bir olcude cozmus oldu. Hucum ribaundlarinda da Ersan'in ucani kacani kapacagini umit edecekler sanirim. Ayni zamanda, Ekpe Udoh bu takas paketinin surprizi olabilir ve yeterli dakikalar aldigi taktirde kendisini All-NBA Defender'lari arasinda gorebiliriz.

Cap space'lerindeki azalmayi, arti Jackson ve Bogut'tan bu sezon hic faydalanamadiklarini dikkate alinca bu takasin Milwaukee'yi Knicks'in uzerinde playofflara sokacagini ongorebiliriz. Esasinda, Milwaukee Beno Udrih'in 2012-2013'te biten kontratini alabilecek bir takim bulabilirse (Blazers mesela, veya Rubio'nun sakatligi sonrasi Wolves olabilir) ve Drew Gooden'a bir sekil yapabilirse onumuzdeki sezon icin cap space'inde $28 milyonluk bir serbestlik saglayabilir ve free-agent piyasasindaki 1-2 hamleyle kadroyu kuvvetlendirebilir. Isin ozeti ise son yillarda icinde debelenip durduklari "Andrew Bogut sakatliktan bir donerse..." cikmazindan artik kurtulmus olmalari.

Golden State Warriors icin Stephen Curry-Monta Ellis uyumu hic olmadi ve olmayacakti da. Warriors draft hamlesini Stephen Curry ile yapmisti ve simdi farkli birseyler denemenin zamaniydi - her ne kadar terazinin diger tarafinda Stephen Jackson ve Andrew Bogut'un sakatliklari olsa da. Stephen Jackson'in kontrati hala cok agir bir yuk ve Andrew Bogut sakatliktan eski formuyla geri donebilecek mi yoksa emekli mi olacak hala bir bilinmez. Curry ile dikis tutturamayan Ellis icin simdi de "Acaba Jennings ile beraber oynayabilirler mi?" tartismalari baslayacak. Sonuc olarak oyuncu merkezli sikintilar ve korkular hala devam ediyor. Tek degisen butun bunlara kafa patlatmak zorunda olacak organizasyonlar.

Saturday, March 10, 2012

Nets ve Bobcats ile 19 Saniye

Siradan bir Cuma aksaminda 13-27 dereceli New Jersey Nets takimini 5-32'lik Charlotte Bobcats kadrosuyla eslestirdiginizde, ozellikle 2 takimin da playofflara kalma ihtimalinin olmadigi ve draft lottery'de ayricalikli bir pozisyon icin en kotu olmaya calistigi bir sezonda "NBA Action" goruntuleri ozetle soyle bir sey oluyor - NBA tarihinin, belki de dunya basketbol tarihinin en berbat 19 saniyesi:

Bir Derdim Var


Mark Cuban, Mavs organizasyonundaki herhangi birinin merak edebilecegi basit bir soru sordu: "Onlar bu takim icin oynamak istiyorlar mi, yoksa istemiyorlar mi?" Taraftarlarimiz, Lamar Odom bu takimda hakikaten oynamak istiyor mu merak ediyor. Takim arkadaslari Lamar kendileriyle oynamak istiyor mu merak ediyor. Bu Lamar'in kac sayi attigi veya ne kadar ribaunt cektigi ile ilgili degil; bunlar sadece yan faktorler. Taraftarlarimiz ve oyuncularimiz Lamar'i canini disine takmis sekilde oynarken gormek istiyorlar ve biz bunu henuz goremedik ve bu artik degismeli.

Rick Carlisle
(97-92 kaybedilen Hornets karsilasmasi sonrasi)

Artik degisiklik zamani geldi... Su anda bir takim degiliz.

Jason Terry
(97-110 kaybedilen Kings karsilasmasi sonrasi)



Lamar Odom, bir Maverick olmak istiyor mu? Buyuk ihtimalle hayir, ve Dallas icin abartildigi kadar karamsar bir tablo degil bu. Odom-Mavs evliliginin beklenildigi gibi yurumemesi kimseyi de sasirtmamali. Ozellikle, sezon basinda son anda yatan Chris Paul takasinin bir parcasi oldugunu ogrendikten sonra yasadigi ruhsal cokuntuyu gordukten sonra. Ve hemen akabinde Lakers'tan takasini istemesi ve yok pahasina Dallas'a gonderilmesinden sonra. Veya, kafasini bosaltmak icin basketboldan 1-2 yil ayri kalmayi ciddi ciddi dusundugunu aciklamasindan sonra. Isin asli, Odom'un belirsizlik icinde takimdan ayri gecirdigi her gun bu opsiyonun kendisi adina daha dogru bir secim olacagini gosteriyor.

Odom'un profesyonel kariyerinde bu sezon yasadigi serbest dusus hayret verici: En Iyi Altinci Adam'liktan NBA tarihinde NBA'den D-League'e giden en yuksek maasli oyuncu unvanina, veya ard arda sampiyonluk kazanan LA Lakers kadrosunun en degerli kilit oyuncusundan gectigimiz sezon onun Lakers'ini playoff disina atan ve NBA sampiyonu olan takimin etkisiz elemanligina. Lamar Odom'un hikayesi aslinda hepimize sunu hatirlatiyor: insanustu fiziksel yetenekleri olan milyoner atletler varsaydigimiz gibi gercek dunyadaki sorunlara/trajedilere karsi bagisik degiller. Dolayisiyla, saha ici / saha disi hareketlerini sadece bol sifirli kontratlariyla yargilamak ve ozel hayatlarinda yasadiklari gucluklerle basa cikamayabileceklerini goz ardi etmek hic adil degil. "Bu adamlar bi' acayip zengin oglum, cikip adam gibi oynasinlar" argumanini savunan siradan birinin ozel hayatindaki calkantilari is hayatina yansitmasi, performansinin dusmesi ve hatta yeri geldiginde patronundan izin almasi da bir o kadar tutarsiz. Diger taraftan Mavericks organizasyonunun Odom'dan net bir cevap beklentisinin olmasi da elestirilebilecek bir durum degil. Onlarin da korumalari gereken sampiyonluk unvanlari ve yatirim yaptiklari milyon dolarlar var.

Lamar Odom su haliyle hem mental hem de fiziksel anlamda basketbol oynayabilecek bedensel yapida gorunmuyor. D-League'te gecirecegi gunler de ruhundaki bu arizayi sihirli bir sekilde onarmayacak. Acikcasi, D-League'te oynayacagi tek bir mac onun kendine guvenini de paramparca edebilir. Mark Cuban, Odom'un kontratini satin alip birakma opsiyonunu (buyout) kullanmayacagini soyledi, ama sanki bu hikayenin de alternatif bir sonu yok. Mavericks'in karanlik cokmeden bu belirsizlik sisinden kurtulmasi gerekiyor. Odom'un da kendine biraz zaman ayirmasi..


Borcumuz neydi?

Amerikan sporlari soz konusu oldugunda Mart ayi belki de yilin en guzel zamani. March Madness onumuzdeki hafta Persembe gunu start aliyor, NBA playofflari da sadece bir kac hafta otede. En iyi galibiyet oranini yakalayan 16 takimin dahil oldugu ve mucadelenin ciddilestigi, cekismeli eslesmeleri keyifle takip ettigimiz playofflar artik ufukta belirmeye baslarken kalan 2 ay diger 14 takimin sikistirilmis 2011-2012 sezonunu nihayetlendirecek. Bu 14 takimin bazilari coktan "tatil mode on" dugmesine bastilar bile - Michael Jordan'in ustalik eseri(!) Charlotte Bobcats'in belli ki sezon mottasi buydu: 38 macta sadece 5 galibiyet. Digerleri ise bir yol ayrimindalar...

NBA'de sezonun 2. yarisinin oynandigi bu aylarda 2 farkli takim figurunden bahsedebiliriz: (1) Bobcats, Hornets, Wizards ve Kings gibi berbat bir sezon gecirip kendisini ligin en kotu 5 takiminin arasina sokmaya calisanlar. Maksat 2012 draflarinda guzel bir kura cekip sececekleri caylak oyuncunun etrafinda organizasyonlarina format atmak; ve (2) Bucks, Timberwolves, Trail Blazers ve Jazz gibi son bir gayretle 2012 playofflarina dahil olmak veya ard arda alacaklari malubiyetlerle draft kurasina gorece avantajli girmek arasinda secim yapmak mecburiyetinde olanlar. Bu 2. gruptaki takimlari konusmamiz lazim (bknz. Ercan Taner). Playoff biletini alt siralardan kapmak - henuz ilk turda buyuk ihtimal supurulmek anlami tasisa da - takiminiza "kazanma kulturu" insaa etmeniz bakimindan muhim. Kimisine gore de "kazanma kulturu" esasen "winner" karakterli ve yuksek potensiyelli oyuncular kadronuzda yer aldigi surece elde edilebilecek bir yeti. 2. secenege giden en engebesiz yol da draftlarda guzel bir kura secmek. Peki ya takim taraftarlari?

ESPN'e gore taraftari oldugu takimi izlemek icin arenaya giden ortalama bir NBA seyircisinin tek gecelik harcamasi $300. Ekonomik krizin (ulkemizin aksine) teget gecmedigi Amerika'da maksimum 3 saat suren bir gece kacamagi icin $300 luks bir harcama. Bizim gorkemli futbol taraftarimiz gibi cocuklarinin riziklarini maclara yatirdiklarini sanmiyorum ama (her akli selim insan gibi) en azindan odedikleri $300'in karsiliginda eglenceli bir 3 saat gecirmek istediklerini ongorebiliriz. Burada karistirmamamiz gereken "eglenceli vakit gecirmek" ile "surekli kazanmak" kavramlarinin es anlamli olmadiklari. Bir takimdan her maci kazanmasini beklemek - futbolda Barcelona ve Real Madrid'i, basketbolda da CSKA Moskova'yi disarida tutuyorum - cok adil ve gercekci degil. Diger taraftan o gece sahada takim formasini tasiyan ve milyon dolarlar kazanan basketbolculari en azindan mucadele ederken gorme beklentisi de son derece masumhane. Sadece 3 saat icin...

NBA'in bu seneki hektik ve sikistirilmis fiksturu takimlarin belirli gecelerde (ozellikle sezonun 2. yarisinda) sahaya ne kadar efor koyacaklari sorunsalina yeni bir boyut katti. Takimdaki kilit oyunculari sakatliklardan korumak adina sinirli dakikalarda sahada tutmak ve playofflarda ev sahibi avantajini elde etmektense bir sekilde playofflara kapak atmak pek cok takimin felsefesi olmaya basladi. Sonuc: Spurs'un 2 hafta onceki Trail Blazers maci. Spurs, Portland'daki o karsilasma oncesi ard arda 11 mac kazanmisti. Nitekim, bir duzineyi kovalamak yerine Gregg Popovich 4. gecedeki 3. macini oynayacak veteran takimina bakti ve Tim Duncan - Tony Parker ikilisini mac suresince benchte oturttu. Haliyle hava atisiyla beraber Spurs sahadan silindi: 1. ceyrek sonunda 18 sayi, devre sonunda 23 sayi geriye dustuler ve maci da 137-97 kaybettiler. Ev sahibi takim Blazers maci kazandi ve oyuncular evlerine mutlu donduler. Peki Portland taraftarlari? Acaba kac tanesi gercek bir NBA karsilasmasi izledigini hissetti veya Rose Garden'dan ayrilirken verdigi paranin hakkini aldigini dusundu? Ayni Blazers dun aksam TD Garden'daki Boston Celtics macinda tam kadro sahada yer almasina ragmen (muzmin sakat Oden'i saymiyorum) bir ara 43 sayi geriye dusmustu; maci da 104-86 kaybettiler. Ilk 24 dakikada 17 top kaybi yaptilar, maci da NBA sezon rekoru 28 top kaybiyla tamamladilar. Ilginctir, mac sonu Blazers kocu Nate McMillan sitem ediyordu: "Bu hic profesyonel bir yaklasim degil. Bu aksam burada basketbol oynanmadi."

Ligin dibindeki takimlarin yaklasimlari da pek farkli degil maalesef. Kimisi en iyi oyuncularini sezon sonuna dogru ortaya cikan gizemli sakatliklari nedeniyle dinlendiriyor, kimisi de "gencler deneyim kazansin" argumaniyla kilit oyuncularinin surelerini kisitliyor. Bu takimlarin taraftarlarinin perspektifinden bu durum cok daha can sikici, cunku zaten zayif olan takimlari tamamen izlenemez hale geliyor.

Basliktaki soruya donecek olursak: takimlar taraftarlarina ne borclu? Genel kani su: bir takim sahada o formayi sirtina geciren 5 oyuncusunun da en iyi eforu sarfetmesinden sorumlu olmali. Mesela, pota alti oyuncularinin All-Star maci edasinda 3'luk kovalayip durmalari tolere edilmemeli. Bana kalirsa terazinin diger tarafi daha agir basiyor. Basketbol biz taraftarlar icin bir eglence olabilir ama takim sahipleri icin yuksek yatirimlarin yapildigi ve dolayisiyla kar gozetilen bir is. Aldiklari kararlar da tabii ki bu amaca hizmet edecek. Bu 82 mac boyunca ayni rotasyon ve kadroyla oynamak da olabilir, 5 tane minimum kontratli oyuncuyu sezonun son 10 macinda sahaya surmek de. Yapilan hamle takimdan takima farklilik gosterebilir ama gercek su ki hicbir takim uzun vadede kendilerini zayiflatacak kararlari "bilincli" olarak almaz (Istisnalar olabilir tabii ki. Mesela, 2008'de Pau Gasol'un Kwame Brown, Javaris Crittenton ve Aaron Mckie karsiliginda Mephis'ten Lakers'a takas edilmesi). Draftta en ust sirada secmek garanti sonuc vermeyebilir (bknz. Gren Oden - Portland Trail Blazers birlikteligi veya Michael Jordan'in 2001'de Kwame Brown'u 1. siradan secmesi) ama o firsat varsa o hak kovalanir. Dolayisiyla, mevcut draft sistemi var oldugu surece ve superstar dedigimiz basketbolcular ayni takimda oynamak icin takim sahiplerine kendilerini takas etmelerini dikte ettigi muddetce maalesef o macin izlenebilirligini anlamak taraftarin sorumlulugunda...

Thursday, March 8, 2012

30+


Oklahoma City Thunder (OKC)'in Kevin Durant, Russell Westbrook ve James Harden star triosu Carsamba aksami karsilastiklari Phoenix Suns macinda franchise tarihinde 1988'den beri - o zamanki adiyla Seattle SuperSonics - yapil(a)mayani yaptilar. OKC'nin 115-104 kazandigi macin istatistik kagidinda Westbrook, Durant ve Harden isimlerinin karsisinda sirasiyla 31 sayi, 30 sayi ve 30 sayi (Harden'in kariyer rekoru) yaziyordu. Takim tarihinde ayni macta 30 sayi barajini gecen 3 skorerin oldugu son mac 26 Subat 1988'de Seattle SuperSonics ve Sacramento Kings arasinda oynanmisti ve galibiyetin mimarlari Dale Ellis (37 sayi), Xavier McDaniel (31 sayi) ve Tom Chambers (30 sayi) olmustu.

OKC triosunun Phoenix macindaki skor performansi etkileyici. Peki ya digerleri? Serge Ibaka 18 sayi ve 20 ribaund (kariyer rekoru) ile destek olmus ki Seattle'den ayrildiktan sonra takimda ilk defa bir oyuncu 20 ribaund almis. Ve son olarak takimin bigman'i Kendrick Perkins: 6 sayi. OKC'de baska skor ureten yok! NBA tarihinde son 25 yila baktigimizda bir macta en az 115 sayi atan ve bu katkiyi sadece 5 oyuncudan alan takim sayisi sadece 4'tu. Carsamba aksami 5 oldu. OKC sikistirilmis mevcut NBA takviminde ve takas dedikodulariyla yipratilan Bati takimlarinin varliginda konferansin en iddiali takimi goruntusunde. NBA finalleri? Takimdaki skor dagilimini bu kadar dengesizlestiren hucum sistemsizlikleri, cok potensiyelli olmalarina ragmen savunma organizasyonundaki kararsizliklari ve en onemlisi - belki de onceki nedenlerin yegane sorumlusu - Scott Brooks gibi vasifsiz bir antrenorleri olmasa rahatlikla Dogu'nun babalari Miami ve Chicago'ya kafa tutabilirler. Su haliyle playoff zamani Bati'da eksik LA Clippers ve yasli Spurs karsisinda ne yapabilecekleri bile belirsiz.

Wednesday, March 7, 2012

Pepe'nin halefi!



Dun aksamki Sampiyonlar Ligi 2. ayak macinda Arsenal Milan karsisinda epik bir donus hikayesinin ilk satirlarini yazarken, buyuk ihtimalle onumuzdeki hafta o Sampiyonlar Ligi arenasina veda edecek olan Chelsea Birmingham ile FA Cup 5. round eslesmesinin tekrar macini oynuyordu. Chelsea, Stamford Bridge'taki ilk mactan AVB yonetiminde 1-1 beraberlikle ayrilmisti. Roberto Di Matteo'nun etkisi 2. lig takimina karsi alinan 2-0'lik net(!) skor oldu. Macin 14. dakikasindaki tac atisinda pozisyon almaya calisan Birmingham'in forveti Nikola Zigic, Chelsea'nin egzotik sacli Brezilyali savunma oyuncusu David Luiz'in darbesiyle yere yigildi. Sonrasinda farkettik ki Zigic'in kasi acilmis. David Luiz, Zigic'e o mudaheleyi kasitli yapmadigini aciklamaya calisirken muhtamelen Jose Mourinho soyle dusuyordu: "Guzeeel. Chelsea'nin basina gectigimde Luiz'den yeni bir Pepe yaratabilirim!"

Monday, March 5, 2012

Frog Juice: Boost Your Stamina


Sadece 29 yasindayken Ki Sung Yueng ve Lee Chung Yong gibi genclere daha fazla forma sansi verilmesi icin Guney Kore Milli Takimi'ni biraktigini aciklamisti Manchester United'in orta sahadaki dinamosu Park Ji-sung. Esas ilgi ceken aciklamasi ise 2006'da yayinlanan otobiyografisindeydi - Premier League'in gerektirdigi fiziksel mucadeleye ayak uydurabilmek icin kaynatilmis kurbaglarin suyunu tonik olarak ictigini itiraf etmisti. Koreliler ile tek sasirtici sey bu degil tabii ki. Bu itirafin uzerinden sadece 5 yil gecti ve bu gunlerde Guney Koreli aktivist grup "Frogs Friends" ulkede illegal yollarla avlanan kurbaga sayisindaki dikkat cekici artis icin kendisini sorumlu tutuyor. Frogs Friends, 2007 yilinda kurulan bir organizasyon ve temel misyonlari Koreliler'in "kurbaglardan elde edilen urunler sagliga yararli" yanilgisini duzeltmek. Kampanya organizatoru Park Wan-hee de Park Ji-sung'tan Guney Kore'deki kurbaglari korumak icin bir kampanya baslatmasini istemis.

Bu hikaye her ne kadar basta absurd gelse de aslinda degil. Park Ji-sung Guney Kore'de adina muze acilmis bir idol/celebrity ve pek cok futbolcu benzer sosyal duyarlilik projelerinde aktif rol aliyorlar (misal, Mario Balotelli evinin banyosunda havai fisek ile oynarken evini yakmis, sonrasinda da havai fisek guvenligi kampanyasinin sozcusu olmustu). Dolayisiyla simdi hamle sirasi Park'ta. Guney Koreli kurbaglarin kaderi senin ellerinde dostum..

Sunday, March 4, 2012

Abramovic Sabiti


Chelsea'nin dunku 1-0'lik West Brom maglubiyeti sonrasi Abramovic nihayet kendisiyle ozdeslesen seyi yapti: Andre Villas-Boas (AVB)'in fisini cekti. Londra kulubunu tepedeki 4'lunun 3 puan gerisine sabitlemekten bizzat suclu bulunan AVB'nin yerine sezon sonuna kadar eski asistan koc - daha eski Mavili - Roberto Di Matteo gececek. John Terry ve Frank Lampard sominenin karsisinda ayaklarini uzatmis keyif purolarini tutture dursunlar, Chelsea kulubu resmi internet sayfasinda su aciklamayi yapti:


Unfortunately the results and performances of the team have not been good enough and were showing no signs of improving at a key time in the season.

The club is still competing in the latter stages of the Uefa Champions League and the FA Cup, as well as challenging for a top-four spot in the Premier League, and we aim to remain as competitive as possible on all fronts.


With that in mind we felt our only option was to make a change at this time.


AVB ile sezon basi kontrat imzalandiginda esasinda 3 yillik bir projenin ilk adimi atilmisti: Mourinho doneminin mirascilari olan yaslanan kadronun gencler ve daha modern bir futbol anlayisiyla yeniden yapilandirilmasi. AVB'nin Porto ile yaptiklari da vakti zamaninda Mourinho'nun Chelsea'de basardiklarinin tekrarlanacaginin teminati gibiydi. Nitekim, AVB son 16 macin sadece 5'ni kazanabildi ve su anda Sampiyonlar Ligi hayallerini canli tutmak icin Di Matteo'nun onunde tirmanmasi gereken kocaman bir dag var.

Roman Abramovic'in biraz tokezlediyse hemen kov prensibinin bir parcasi olarak 9 ay once benzer sekilde Carlo Ancelotti kovulmus ve yerine getirilen AVB Maviler'e 44 milyon dolara mal olmustu. Bu meblag 21 Premier League macinda sadece 2 gol atabilmis eski bir Ispanya Milli Takimi forvetine odenen 80 milyon dolardan sonra Stamford Bridge'teki en buyuk israf. Eger Chelsea monogarsisi kulup menajerlerine uyguladigi standartlari futbolcularina da uygulasaydi Fernando Torres coktan kramponlarini asmisti.

Peki onumuzdeki sene Chelsea'nin basinda kimi gorecegiz? Rafa Benitez en kuvvetli isim. Pep Guardiola'nin kontratini hala yenilememis olmasi ve Barcelona'yi birakmaya yonelik sozleri onu da Ingiliz medyasinin adaylari arasina soktu. Bir de Mourinho isminde gelecek vaat eden Portekizli bir genc var - Chelsea'de Terry ve Lampard'in liderligini ustlendigi demirbas oyuncularin altini oymasi icin aday gosterilen.