Monday, December 28, 2009

Son Mohikan

Sakin heyecan yapma! Fotografta gordugun New York Yankees bereli apacinin berisindeki dayi turunun son ornegi. Liverpool'un Wolverhampton'i ancak Wolves'tan Stephen Ward'in 53. dakikada oyundan atilmasinin ardindan 2-0 yenebildigi karsilasmada bile hala Rafa Benitez'e inanabilen cakirkeyif bir Liverpool taraftari. Tadini cikar! Keza yakinda nesilleri tukenecek..

Senin sortun bana extra large...

Tatildeyiz. Az yaziyoruz. Ama bos durmuyoruz. Dunku Erdemir-Bornova macindaki gozlemimi paylasmak istedim. Mac skor itibariyle ilgincti: once 26-7, sonra 37-9 goruldu. Erdemir de Erhan Yetim adinda yetenekli bir oyuncu vardi, caldi, kovaladi, atti, ama nedense sahada toplam 10 dakika kaldi, ilgincti. Fakat gunun en ilginci sort boylariydi. Tum oyuncular bermuda kivaminda sortlar giymisti. NBA bu trendi 90'li yillarda Garnett'e ceza keserek frenledi ve bildigim kadariyla dik durduklarinda sortlar diz kapaklarinin 1 inch altina inmemeli. Herhalde Garnett ceza aldigi sortu Cuneyt Erden'e hediye etmis, zira sortunun pacalari crossoverlarda Cuneyt'in ayak bileklerine deyiyordu.

Cinslik orada basladi, dikkat ettim sahada 10 oyuncudan sadece Erdemir'in iki oyuncusunun sortu normal boyda, fakat onlarin da aglari bacaklarini acmasini engelleyecek kadar asagida. Yani demiyorum sortlar Stockton modeli olsun ama sahadakiler de sarlatan gibiydi. Sanki boyle yapinca Brooklyn sokaklarinda panyanin ustunden bozuk para alanlar gibi sicriyorlar, tovbe tovbe...

Wednesday, December 23, 2009

İnsan insana bunu yapmaz!

Aşağıdaki tablo PES oyunundan alınmadı, bugün oynanan bir maça ait:

Hosgoru

Milletce, bilhassa sporda en cok ihtiyacimiz olan sey. Maci izliyorum
ama asil Korcan'i izliyorum. BJK bu maci kazansa da kaybetse de bir
sey degismez. Ancak iyi bir kaleciyi ozguvenle yola cikarirsan,
gelecekte bir kac milyon dolar ve bir yabanci hakkini kendine
saklarsin. Heyecanim bundan.

Korcan bir iki top cikariyor, hem de biri tam Rustu'nun iceri alacagi
cinsten. Sonra yine Rustu'nun iceri alacagi bir yan topu tam
tokatlayamiyor. Tabiri caizse 'zbam' diye vurulan bu kafa
topuna, iyi bir refleksle dokunsa da gol olmasini engelleyemiyor. Evet
hata, o kadar deyiyorsan almayacaksin o topu.

Ben buna 'hata' derim, gecerim (gecen hafta Sercan'in berbat plasesi
gibi - ama tabii Korcan'in kabahati 3 direk arasinda durmasi). Ote
yandan Rustu bizi Avrupa'dan elerken, devam eden oyunda ofsayt
caldirmak icin el kaldirmasina 'hiyarlik' der, Rustu'yu kapinin onune
koyarim. Ama bizde affedilmeyen ve ufalanan Korcan gibi gencler
oluyor.

Ofsayttan gecersiz sayilan Mehmet Nas golunde hic kabahati yok, top
onundekine carpiyor ve sasirtiyor. Ama cocugun dili kicina kacmis,
itiraz bile edemiyor.

Yedigimiz 2. golde savunma dusmana atar gibi bir top atiyor. Golu
yiyen Korcan savunmaya el kol yapip bagiramiyor. Basireti, karizmasi,
guveni yerle bir.

Bir daha oynarsa 1-2 kurtaris daha yapacak (epey iyi kaleci).
Kameralar zoom yapacak, dislerini sikacak. Ama icten ice hep "yusuf
yusuf" oynayacak. Hakan Arikan gibi, Fevzi gibi... Rahatliktan Lehmann
gibi cayirlara isememeli elbette ama yasadiklarini olaganustu
gosteren bu medya yuzunden yaptigi isten ne tad alacak, ne kendini
gelistirebilecek. Dikkat!

Tuesday, December 22, 2009

Ölmeden önce İnönü'ye gidin

İngiliz Independent gazetesinin yazarı Ian Herbert, pazar günkü tam
sayfalık yazısını Türk futboluna ayırırken Beşiktaşlı taraftarlara
övgü yağdırdı. Fotomaç'ın haberine göre; Herbert, "Beşiktaşlı
taraftarlarla İnönü Stadı'nda maç izlemek, her futbolseverin ölmeden
önce yapması gereken bir zorunluluk" ifadesini kullandı.

İnönü'den büyüğü yok

"İnönü'de maç izlemek, her futbolseverin mutlaka ölmeden yapması
gereken bir futbol zorunluluğudur".

Beşiktaş İnönü Stadı ve siyah-beyazlı taraftarların müthiş coşkusu,
İngilizler tarafından bir kez daha tescillendi. İngiliz Independent
gazetesinin yazarı Ian Herbert, pazar günkü tam sayfalık köşe yazısını
Türk taraftarlara ayırdı. Herbert, İnönü'deki Liverpool maçında 132
desibelle gürültü rekoru kıran Beşiktaş taraftarıyla bu muhteşem
statta maç izlemeden ölen bir insanın, hiçbir zaman futboldan gerçek
zevki alamayacağını belirtti.

Pele bu stadı görmemiş

Avrupa'da maç izlerken bir yandan da Asya kıtasının görüneceği yer
olan İnönü'de maç izlemenin her futbolseverin ölmeden önce yapması
gereken bir futbol zorunluluğu olduğundan bahseden Herbert, İnönü'deki
F.Bahçe derbisinin beklenmesini tavsiye etti. Pele'nin bir
değerlendirme yaptığını ve dünyanın maç izlenecek en güzel statlarını
anlattığı anısına dikkat çeken Herbert, Pele'yi İnönü'ye maç izlemeye
davet etti.

Kaynak: milliyet.com

Saturday, December 19, 2009

Pijamali Pepe


'Ispanya La Liga'da neleri seviyorum' basligi altinda bir liste hazirlasam o upuzun listenin son siralarinda Ispanya spor basininin sagladigi detayli, dogru ve limitsiz enformasyon yer alirdi. Futbolcularin ne yediklerinden, tren saatlerine, kopeklerinin isimlerine, doktor randevu saatlerine ve hatta sakatliklarinin medikal terimlerle detayli analizlerine kadar aklina gelebilecek her turlu bilgiyi onune seriyorlar. Es gecilen hicbir ayrinti yok. Bu yogunlukta bazen Pepe'nin diz operasyonundan sonra cekilen fotografi gibi uzerinde pijamalarla 'thumbs up' yapmis futbolcular da gorebiliyorsun. Suratlarina takindiklari o samimi, sicacik(!) tebessumleriyle..

Friday, December 18, 2009

McCarthy fanatikleri


Burnley macini dusunerek Manchester United deplasmanina kaleci haric Tottenham'i deviren 10 as oyuncusunu goturmeyen ve maci 3-0 kaybeden Wolverhampton teknik direktoru Mick McCarthy'in hayati bayaa renklenmis olsa gerek. Once, karsilasmayi tribunden izleyen 3000 kadar Wolves taraftari kendilerine ve takima buyuk saygisizlik yapildigini belirterek McCarthy'i protesto ettiler ve kulupten paralarinin geri odenmesini talep ettiler. Daha sonra Arsenal teknik direktoru Arsene Wenger tarafindan Premier League'in kalitesini ve uluslararasi prestijini dusurme tesebbusunden kinandi. Konuyla ilgili olarak Ingiltere Futbol Federasyon'u da sorusturma baslatti ve Wolves kulubunden 7 gun icerisinde yazili aciklama talep etti. Bana gore bu kadar karsit goruse ve tepkiye ragmen McCarthy'i destekleyenler de mevcut, hem de 2 unlu sporcu; Tiger Woods ve Thiery Henry. McCarthy sayesinde uzerlerindeki baski azaldigindan kendisine minnet duymaya baslamislardir heralde. McCarthy'nin ise bu kadar rahat kurtulabilecegini zannetmiyorum. Bu bahtsiz bedevi haliyle tahminen once Elin Nordegren'den golf sopasiyla dayak yer, sonra Irlandalilar tarafindan taciz edilir. Aha yazdim buraya!.

Thursday, December 17, 2009

Galliani ve Homoseksuel Taktikleri


Birkac gun oncesine kadar Ivan Gattuso'nun Manchester City'e transfer olacagi haberlerini okuyordum. Milan'da birilerinin sakatlanmasini bekleyecek adam olmadigindan dem vuruyordu Gattuso. Bu kadar soylenti ve dedikodunun ardindan kendisi AC Milan'la kontratini 2012'ye kadar uzatmakla kalmadi, ucretinde 30%'luk bir kesintiye de onay verdi. Bu antlasma sartlarina nasil tav oldugunu istersen Milan asbaskani Adriano Galliani'den dinleyelim;

"Cam ofisimde Atina'daki Sampiyonlar Ligi final macindan sonra Gattuso'yla sarmas dolas, salya sumuk olmusken cekilmis bir fotografimiz var. Rino durumunu konusmak icin ofisime geldiginde, fotografi yerinden aldim, Gattuso'nun burnunun dibine soktum ve sanki tezahurat edermis gibi sormaya basladim 'Gercekten gitmek istiyor musun? Kendini ikna edebildin mi?'. Gulmeye basladiginda imzali kontrat masamin uzerine duruyordu."

Bu hakikaten cok urkutucu. Dusunsene.. Addams Ailesi'ndeki Fester Amca tipli kel bir adam sarmas dolas oldugunuz bir fotografi suratinin dibine sokuyor ve bu zulum yetmezmis gibi kulagina tezahurat ritminde ayni soruyu yoneltip duruyor. Kuskun olmasin sen de tahammul edemez, birkac saniye icerisinde imzalardin o kontrati, yeter ki uzak dursun. Umut ediyorum Milan kulubu de bu 30%'luk kazancini Gattuso'nun bu deneyiminin urunu olan psikiyatri seanslarinin ucretini karsilamak icin kullanir. Yazik oglum adama..

Caroline @ Twitter


US Open 2009'un finalisti, 19 yasindaki Danimarkali profesyonel tenisci Caroline Wozniacki, Twitter'daki hesabinda Fernando Torres'in cok buyuk hayrani oldugunu ilan etmisti vakti zamaninda. Torres de bu firsattan istifade Caroline'nin mesajina bir jestle karsilik vermis. Caroline'ye 9 numarali Liverpool formasini imzalayip gondermis. Cok da yaratici kelimeler kullanmis mubarek; "To Caroline, best wishes".

Tuesday, December 15, 2009

Christmas Dinner in Madrid

Real Madrid futbol takimi, kulup yoneticileri ve basketbol takimiyla birlikte her sene duzenlenen Christmas yemeginde biraraya gelmis, fotograf da oradan. Iker Casillas gozleri acik uyuyor olabilir, olmayadabilir, karar veremedim. Diger taraftan Guti bariz sikintidan patlamak uzere. Belki de Sergio Ramos'un yani basinda oturuyor olmamasidir derdi, aralarinda atesli dakikalarin yasanamayacak olmasi, en azindan masadayken. Sergio Ramos mu?.. O da tahminen 900lu hatlarin arkasindaki 50 yasinda, biyikli, 100 kilo, dudaklarinda sigaralik olan Jenna Jameson'larla muhabbeti koyulastiriyor, ekstra cirkin takim elbisesi uzerindeyken. Her seye ragmen en azindan 2 futbolcunun bu Christmas'ta dileklerinin gerceklestigini biliyoruz; Ronaldo ve Kaka..

Whodunnit?

Yok Artık LeBron James

KIŞ Geldi!.

Farkındalık testi

Hakemlik zor zanaat birader..



Monday, December 14, 2009

AS Lottomatica Virtus Roma


Gectigimiz aksam AS Roma futbolculari Lottomatica Virtus Roma basketbol takimiyla birlikte bir hayir kampanyasinda gorev aldi. Kampanya kapsaminda duzenlenen gosteri macindaki takimlar Italyanlar'a karsi Digerleri seklinde kurulmus. Asagidaki videoda Francesco Totti odakli mac oncesi isinma sutlarini gorebilirsin..


Sen Bana Birini Android

Anfield'ta tanıdık bir sima


Cumartesi aksami Real Madrid'in 3-1 kazandigi Valencia macinda 90 dakika sahadaydi, Pazar gunu de Anfield'ta Liverpool-Arsenal macini takip ediyordu Xabi Alonso. O ayrildigindan beri Liverpool orta sahasini toparlayamadi. Dun de 10 dakikalik zaman dilimde Glen Johnson (k.k.) ve Arshavin'in golleriyle Arsenal'e boyun egdiler. Bu fotografin da Arshavin'in golunu takiben cekildigini tahmin ediyorum. Premier League'te 24 puanla 7. siradalar ve alt siralardaki takimlarin Liverpool'u yakalama ihtimali, Liverpool'un ustundeki 6 takimi yakalama ihtimalinden daha olasi su anda. Ellerinde sadece Uefa Avrupa Ligi ve FA Cup kaldi, Benitez addaa gidiyor addaaa.

Piero Erman

Saturday, December 12, 2009

Corey Brewer

Bilen bilir. En sevdigim oyucu. En yurekli oyuncu. NCAA'deki gibi serbest olmadigindan t-shirt giyip celimsiz omuzlarini gizleyemiyor ama olsun. Onun mangal gibi yuregi yeter. Izlemeye devam. 2012'nin en iyi savunma 5'i adayi simdilik alcak ucusta: Coreeeeeeeeey Breweeeeeeeeer!!!



Not: Bu sezon sadece 2 macta top calmadi, dikkat!

Not2: Hastasi oldugum bir hareketi de asagida. Florida'da 3 NBA oyuncusu (Noah, Horford, Brewer) var, hatta Green de draft edilmisti ama simdi Yunanistan'da. Tribunde beni de gorebilirsin ama monitorunu mikroskopun altina sokman gerek.

Comeback Kings?

Maçı canlı izleyemedim. Sadece özetlere bakarak bir iki satır bir şey yazsam mı diye düşündüm. Gollere bakınca da defans yapamayan takımımın "en azından duran toptan gol yiyelim bari de defans yapamadığımız anlaşılmasın" diye bayağı bir çabaladığını mı yoksa Franco ve kaldıramadığı kıçı ile üzerinden/yanından geçen toplara fırlattığı ezik Emrah bakışlarını mı yazsam diye ikilemde kaldım, vazgeçtim. Bu hafta böyle olsun..



Friday, December 11, 2009

Biseksueliz!..

Sergio Ramos'u da anlayamiyorum arkadas. Tamam, maymunlar agactan indiklerinde elleri serbest kaldi da 2 yaninda (en azindan) bir hatun dururken neden Guti'nin sag lobunu kistirirsin. Dur bi dakika.. Gago'ymus oglum o hatun..

Hayat Guzel!


Fotograf, Adriano'nun kiz arkadasi icin duzenledigi surpriz dogumgunu partisinden arak. Inter'de cikardigi pek cok psikolojik arizadan sonra once Flamengo'nun 17 sene sonra sampiyonlugunda pay sahibi olmasina, sonra alkolde yuzulmeyen ve cirilciplak bitmeyen surpriz parti organize etmesine tanik olunca farkettim ki para kadinlardan sonra dunyadaki en tehlikeli sey arkadas. Johann Wolfgang von Goethe ne demis;

"Insanlar once para kazanmak icin sagliklarini sonra da sagliklarini korumak icin paralarini harcarlar."

Sinan Bolat

Bu ismi duymadiysan sunu izle.

Video uzun ama futbola doyacaksin. Siyahli takim 1-0 yenerse tur atliyor(mus), beraberlikte ise kirmizi-beyazlar.

Rockets Güncesi

Var mı All Star isteyen?

Öncelikle takımın son durumu 12-9 galibiyet yüzdesi ile Batı konferansında 6. sıradayız ve play-off lara göz kırpmaya devam ediyoruz. Skorlara göz atacak olursak:



Önümüzde Philadelphia ve Toronto deplasmanları var. Sonrasında Salı Detroit maçıyla eve dönüyoruz.

Takımın istatistiklerine göz atalım bir de sonra konuya giricez:





Bunları ilerde mukayese fırsatı da bulabilelim diye yazdım. Yakından takip edenler bilirler sezon başından beri Yao ve T-Mac'siz yoluna devam ediyor Rockets. All Star sız demek gerekiyor aslında ama takımın gösterdiği performansa ayıp olacak.

Yine daha önce de yazdığımız gibi T-Mac şu ara sakatlıktan kurtulup takıma dönmeye hazırlanıyor. Bu da işleri biraz karıştıracak gibi.

Nedeni basit aslında. Şu anda yakalanan sinerji ile Rockets uzun zaman sonra takım gibi oynuyor. T-Mac ise özellikle kontratının son senesi olduğu göz önüne alınacak olursa (ve henüz bitmediğini alemlere kanıtlama hevesi olan bir adam, sakatlık sürecinde bütün imaj kampanyası bunun üzerine kuruldu) bu takımın ruhunu bozacaktır.


Kimileri 7 defa All Star olmuş adam takıma dönüyor diye Rockets taraftarlarının zil takıp oynayacağını düşünüyordur ama kazın ayağı öyle değil.

Bunu destekleyecek fact lere göz atacak olursak:

1. 2004-2005 sezonundan beri T-Mac'in şut başına sayı ortalaması 1,2'yi bile bulmuyor ve şu an takımın onsuz ortalaması 1,19. Yani sayı açısından takıma katkısı kendisini vazgeçilmez adam yapmıyor.
2. Defans açısındansa dükkanı uzun süre önce kapattığı biliniyor.
3. Geçmişte rebound ortalamaları All Star düzeyinde bir oyuncudan beklentilerin de ötesindeydi belki ama son 3 senesinin ortalaması maç başına sadece 5.
4. Yine son 3 senesinde hemen hemen bütün istatistikleri düşüşte: assist, sayı,FGP, FTA, blok...

E hal böyleyken zaten sakatlıktan çıkıp gelen bir oyuncudan beş sene önceki performansına yaklaşmasını nasıl beklersiniz?

Mantalite olarak "takım" kavramıyla olan probleminden bahsetmiyorum bile.

Geleceğin takımını kurma idealiyle yola çıkmış Rockets yönetiminin şu ana kadar gösterilen performansla ilgili bir sıkıntı içerisinde olduğunu tahmin etmiyorum. Önümüzdeki sene büyük ihtimalle bu takımda olmayacak biri için gençlerin oyun süresinden kesip gelişimlerine sekte vurmak akıllıca bir tercih olmayacaktır ve Adelman'da bunun farkında olmalı.

Bu sene şampiyonluk çok iyimser bir hedef ve gerçekleştirilebilir hedefler için T-Mac'e gerek yok. Bu yüzden T-Mac'in trade edilmesi kimseyi şaşırtmamalı.

Thursday, December 10, 2009

Çişimi yapıyorum, popom kuru kalıyor


Stuttgart'in Unirea Urziceni'yi 3-1 yendigi Sampiyonlar Ligi karsilasmasinda Jens Lehmann mac devam ederken bir cis arasi verdi.. Belki de 40 yasindaki kalecinin artik bir prostat testi yaptirmasinin zamani gelmistir..

Wednesday, December 9, 2009

Wormhole


Pazartesi gunku Bayern Munich basin toplantisi esnasinda bir kameraman her nasilsa uzay-zaman surekliliginde bir delik acmis sanki. Ya da The Ring'in based-on-a-true-story versiyonuna bakiyorsun an itibariyle. Tam 7 gunun var. Bu biraz trajikomik aslinda, cunku Bayern teknik direktoru Luis van Gaal'in da muhtamelen Bayern ile birlikteliginin son 7 gunu.

Şeytanın Biraderi

Dun aksamki Juventus - Bayern Munich Sampiyonlar Ligi macinda Juve taraftarlari Alessandro Del Piero'nun resmedildigi bir bayrak tuttular. Yani, en azindan bana gore Del Piero.. eger kuduz ise.. veya uzun yillar ormanda yasadiysa. Evet evet, o zaman kesinlikle Del Piero.

Pussy Manager

Real Madrid'i Copa Del Rey'den 80 bin taraftarin onunde elemelerinin ve hatta nufusu 150 bin civarinda olan Alcorcon sehrini ustu acik otobus ile turlamalarinin ardindan sezonun geri kalan bolumunun Alcorcon teknik direktoru Juan Antonio Albacete Anquela icin toz pembe olacagini ongorebilirdin. Pekala, gorunen o ki ongorun pek isabetli olmamis, cunku kendisi Puertollano ile oynadiklari 3. lig karsilasmasindan sonra kayisi kopardi. Hakemin Alcorcon'un 2-1 kaybettigi macin bitis dudugunu calmasiyla Anquela sahada firtinalar kopardi ve hakemlere saldirdi. Gerekcesi 2 futbolcusunun macta kirmizi kart gormesi. Alcorcon ve Puertollano futbolculari Anquela'yi hakemlerden uzak tutmaya calistilar, ama nafile, onlar da hismina maruz kaldi. Mac sonrasi basin toplantisinda gecirdigi ofke nobeti nedeniyle Anquela ozur dilerken hakemleri yalancilikla suclamayi da unutmadi. Oya gibi..

Monday, December 7, 2009

Mission Accomplished!

Gary Lineker'in Almanların turnuva performansına dair meşhur sözünü sanırım artık çekinmeden Galatasaray'a uyarlayabiliriz: "Futbol 90 dakikadır ve sonunda Galatasaray puan kaybeder! (hele Fenerbahçe'de puan kaybettiyse)"

Skoru ve oyunun gidişatı gözönüne alındığında bizlere (Manisa maçı sonrası) bir Deja Vu yaşatıldı. Emeği geçenleri "her yerinden öpüyorum"! Keşke arada en azından 4-5 maç olsaydı da daha çok heyecanlandırsaydı bu bizleri.

Kulüpler birliği başkanlığını bırakıp Fenerbahçe başkanlığına geri dönen (!) Aziz Yıldırım'a son 10 dakikadaki performansıyla selam çakan pek saygıdeğer Hüseyin Göçek'e rağmen Galatasaray dün üç puanı almayı bilmeliydi.

O yüzden kim şapkasını önüne koyup düşünecekse biraz acele etsin.

Orta sahası 90 dakika düşmeden diri kalmayı başarabilen her takım oyunumuzu bozabiliyor. Bir türlü üstünlüğümüzü rakibe kabul ettiremiyoruz. 1-0 da yetmiyor arkadaş işte. Takım defans yapamıyor bunu artık kahvedeki adam çözdü, Rijkaard sen nasıl ve neden tek forvetini 70. dakikada dışarı alıyorsun ve takımı geriye yaslıyorsun? Gördük işte iki maçta da geriye yaslanmaya çalışan takım aslında rakibe yaslanmış oluyor, öyle ya da böyle bir karambolde de çakıp puanları götürüyorlar? Kewell yorulmuş, Barış hala Almanya 2. liginde oynadığını sanıyor sen neden geldiğinden beri hemen hemen en iyi performansını ortaya koyan Elano'yu oyundan alıyorsun?

Neyse öyle oldu böyle oldu çok fazla bir şey demeye gerek yok, gol pozisyonu itibariyle bariz üstün götürdüğü bir başka maçtan da 3 puanı alamadan ayrıldı Galatasaray. Bu puan kayıplarını lig sonunda aramayacağını düşünen var mı?



Saturday, December 5, 2009

He15man



Hani gavur "made my day" diyor ya. Bu adamlar da "made my Ph.D." Yok Turkcesi. En azindan, bu hissi veren cevirisi.

Kim bu adamlar; Corey Brewer, Al Horford, Joakim Noah, Taurean Green, Lee Humphrey, Chris Richard, Chris Leek, ve Tim Tebow. En gorkemli mezuniyet Tebow'unki elbette, tek yildiz, en yildiz.

Amerikan standartlarina gore ziyadesiyle mutevazi ve dusunceli bu adamin belki tenkit edilebilecek tek ozelligi misyoner aktivitelere fazlasiyla duskunlugu.

Sportif anlamda bu adamlarin ortak paydasi; fundamental'larinin ust duzey olusu (Noah'in sutu haric).

Bunun ortak getirisi; ozguven, gerektiginde maci cevirme, baskidan en az duzeyde olumsuz, genelde olumlu etkilenme.

Florida basketbol takimi 2007'de sampiyon oldu. Sonraki sene bakalim kim onlari goturecek diye (basta medya) akbaba gibi beklediler, ama takim yine sampiyon oldu. Hic kavga etmeden, cok az macta zor duruma duserek. Bu zorluklar finallerde bile degil, sezon basinda form tutarken goze carpti.

Futbol takimi rekor seriyi her mac gelistiriyor. Gecen hafta Tebow'un swamp'taki son maci. Gozler ustunde, bir hata, bir sacmalik? Yok. Neden acaba? Yine mukemmel oyun, izleyicilere selam niteliginde (maalesef basarisiz) bir jump-pass girisimi. Rushing TD. Her sey var, ozguven yine dorukta, acabalar yine yok.

Peki neden Tebow'a selam olsun deyip durmuyorum; cunku isin bizim icin ders cikarilacak daha onemli bir tarafi var. Ornegin, GS UEFA'yi kazaniyor. Sonraki sene biraz iyi ama devami yok. Milli takim, Dunya Kupasi'nda ucuncu oluyor, sonraki turnuva"lar"da hic yok. BJK, sampiyonlar ligi'nde son hafta oncesi iddiasi oldugunu zannederken, hedef maclarinda varlik gosteremeyip, sans eseri bir 3 puan alarak bir yerlerde oldugunu zannediyor. Hepimiz biliyoruz ki, BJK son maca 1 puanla ciksa, o macta daha istekli olur. Simdi havadalar. Ne tuhaf, bizdeki ozguven cok farkli isliyor. Deplasmanda kafa rahat baski yok zaman zaman basari var, iceride baski altinda eziliyorlar. Sozun ozu; fundamental yok, gaz cok.

Bir parantez de Florida "amerikan" futbol takimina acalim; Chris Leek giderken arkasinda Tebow'u birakti. Ama Tebow giderken arkasinda saglam bir QB birakmiyor, dikkat!

Friday, December 4, 2009

Black Friday

Mustafa Denizli'nin Besiktas'in galibiyetiyle sonuclanan son 8 maclik donemdeki Nobre hasretini nihayetlendirdigi, Diyarbakirsporlu futbolcularin baldir bacaklarina, tv karsisindaki Besiktas seyircisinin de karnina kramplarin girdigi bir mac oldu. Ozellikle 75. dakikadan itibaren Diyarbakirsporlu futbolcular suurlarini o kadar kaybettiler ki vakit gecirmek icin teker teker sakat numarasi yapmalari yeteri iken ikiserli ucerli gruplar halinde kramp gecirdiler. Hatta kaleci Gokhan bir ara sebepsiz yatti yere, mactan sonra da 100% futbolda kendisine takilan Ridvan'a itiraf etti numaradan yattigini, maksat Tolga tedavi icin saha disina alindiginda takimi 10 kisi oynatmamakmis. Ayni zamanda kendisinden ogrendik ki profesyonellik boyle birseymis. Diyarbakirsporlu futbolcularin Inonu Stadyumu'nun cimlerini cok begendigi bu karsilasmada beynimiz o kadar uyustu ki hakem maci bitirdiginde Melih Gumusbicak mac skorunu 1-1 ilan etti. Burada duzeltilmesi gereken bir problem var; ben her ay Digiturk'e $30'i kramp geciren, yerlerde kivranan futbolculari izlemek icin bayilmiyorum. Mac sonrasinda Tolga diyor ki "buradan aldigimiz 1 puanin bize hicbir faydasi yok", ee o zaman sahada adam gibi futbol oynamaniz gerekmiyor mu? Isin ilginc tarafi macin hakemi de bizim gibi izliyor bu tiyatroyu, onun da beynine kramp girdi heralde ki 90+2'de gosterdi ilk sari kartini.

Besiktas hakkinda kelam edilecek pek birsey yok. Besiktas'in savunma hatti 70. dakikadaki Fink-Ekrem degisikligine kadar Diyarbakirspor'a nefes aldirmadi, ama bu degisiklikle Besiktas'in savunma ve forvet hatti arasindaki bag koptu. 15 macta kalesinde sadece 6 gol (zaten 3 tanesi Galatasaray macindan) goren bu takimin gobekteki ikilisi bozulunca Diyarbakirspor pozisyonlar da bulmaya basladi, hatta milimetrik ofsayttan iptal edilen bir de gol attilar. Bobo, macin 70 dakikalik bolumunu benchten takip etti, 71. dakikada da sol acikta izliyordu maci. Evet Mustafa Denizli, fantazi dunyanda algiladigin gibi, Bobo sol acikta muthis oynuyor, aynen devam. Bana kalirsa Batuhan da muthis sag acik oynar, bir ara denemelisin. Bu macin berabere bitmesinin tek nedeni 4-2-3-1 oynayan ve 8'de 8 yapan takimi Denizli'nin tekrar 4-3-3'e cekmesi; sag acikta Nihat, hedef santraforda Nobre takviyeleriyle. Nobre demisken.. Essiz stoper ozellikleriyle her zamanki gibi Besiktas'in pozisyonlarini kesti, hatta ilk yarida Besiktas'in 2 golunu cikardi. Nobre, standard futbolculardan kurulu su Besiktas takiminda bile acayip siritiyor. Nihat icin yine keyfimi kacirmak istemiyorum, kacirdigi gollerden sonra Besiktas tribunlerinden gereken cevabi aldi zaten. Sonuc olarak Besiktasli futbolcular kopek gibi kostular, adeta canlari cikti, mukafatlari da 1 puan oldu..

African Dream

Paralar paralar, bozulmasın aralar

Dunya Kupasi'nin 2010'daki Guney Afrika versiyonunda toplam para odulu 61%'lik artisla $420.000.000'a yukseltilmis. Yeni duzenlemeye gore kupanin sahibi ulke $30.000.000, diger finalist ulke de $24.000.000 alacak. 11 Haziran'da baslayacak turnuvuda yer alacak butun takimlar turnuva oncesi $1.000.000 alirken, $40.000.000 da Dunya Kupasi'na oyuncu gonderen kulupler tarafindan paylasilacak. Her nedense her Sampiyonlar Ligi doneminde kuluplerimizin kaybettikleri maclar sonrasinda para hesabi yapan spor basinimiz, 2010 Dunya Kupasi'na katilamamamizin recetesini paylasmiyorlar. Yardimci olmak istedim..

Tatsız tuzsuz liderlik..

Fenerbahçe'den sonra Galatasaray'da UEFA'da gruplarda liderliğini garantiledi dün gece. Karambolde atılan gole kadar da golden sonra da Galatasaray sezon başındaki çizgisinden uzak bir görüntü sergiledi (ve malesef şu oyunu tatsız geliyor en azından bana). Pana ilk maçta aldığı hezimet sonrası biraz tırsarak çıkmış sahaya. Defansı gereğinden çok düşündüler. Oysa Cisse ve Rukavina gibi (hele ikincisi 100 mt yi 11 sn de koşuyormuş hacım?) fuleli iki tane adama atılabilecek derinlemesine paslar Servet - Gökhan ikilisini acınacak hale rahatlıkla düşürebilirdi, nitekim bir iki pozisyonda bunu izledik. Franco gününde olmasa sonuç farklı olabilirdi.

Düne dair sevindirici gelişmeler Mustafa Sarp'ın her geçen maçta performansının üzerine koyması ve Arda'nın sağ kanada doğru çekilmesiydi. Arda elinden geldiğince Sabri'yi dengelemeye çalıştı :) Sarp ise bu formuyla bu takımın aradığı adam ve şu an defansif bir orta saha transferine ihtiyaç duyulmamasını sağlıyor. Topal'ı gölgede bıraktı adam.

Seyirci ise tek kelimeyle muhteşemdi...

Artık önümüzdeki maçlara bakıcaz (Türk futbolcusu klişesiyle bitireyim istedim :)


Only in ...

Foto Milliyet'ten..

Photoshop değilse bambaşka bir şey bu..



Thursday, December 3, 2009

AI back in town..

Memphis günlerini ve dolayısıyla NBA kariyerini kendisine sorulan "sakat mısın?" sorusuna verdiği "sakat değilim ama bench te oturmaktan yakında kıçımda bir problem oluşabilir" tadındaki cevaptan (aslında hocasına verdiği ayardan) sonra sona erdirmeye hazırlanan Iverson'a son şansı ilk göz ağrısı verdi.. 96 draftında 76ers tarafından ilk sıradan seçilerek başladığı kariyerini imzaladığı bir yıllık kontrat ile yine 76ers forması ile sonlandıracak gibi duruyor.

Hepimizin aklında ilk yıllarında majestelerini madara ettiği crossover, bir türlü hazetmediğim Tyronn Lue'yu "ezerek" attığı üçlük, NBA TV fragmanlarında sıklıkla dönen spikeri çıldırttığı smaç (are you kidding me?...) ve daha nice unutulmaz an ile yeretmiş bu çılgın çocuk bakalım hala bir şeylere "cevap" olup olmadığını gösterebilecek mi?


İstikrar Abidesi (!)

Biz buralara yazmadık gerçi ama belki başka yerden takip etmişsindir New Jersey Nets'in durumunu.. Çarşamba gecesi Dallas karşısında dağılarak en kötü sezon başlangıcı rekorunu (!) ele geçirdiler: 0-18.

İlk çeyrekte tutunur gibiydiler (28-28) ama sonrası kabus oldu. Dallas basket oldu yağdı ( var mıydı böyle bir tabir? :) İkinci çeyrekte Dallas'ın 49 (kırk dokuz) sayısına sadece 22 sayı ile karşılık verebildiler. Rest is history..

Tamam Dallas da normal bir performans göstermedi (29-36 şut yüzdesi, 12-12 serbest atış, 7-8 üçlük, sadece ilk yarıda takım olarak 22 asist) ama daha 6 sene önce şampiyonluğa oynayan takımı bu hale getirenler az biraz utansın be arkadaşım?

2 gün sonra Bobcats ile evlerinde oynayacaklar. Onu alamazlarsa eğer bu rekoru kimsenin erişemeyeceği bir noktaya taşıyacaklar gibi duruyor. Go Nets..

Wednesday, December 2, 2009

Erdemli(!) asbaşkan

Evet.. Besiktas camiasini gectim su andaki rezalet Besiktas yonetimine bile yakismayan Levent Erdogan asbaskanlik gorevinden en nihayetinde istifa etti. Samimiyetsizligi, iki yuzlulugu suratina sinmis olan, kulubun hukuk isleri ile derneklerinden sorumlu uyesi bu adamin Besiktas ile anilacak en buyuk maarifeti kuskusuz "Del Bosque davasi lehimize cozumlenecek. Verecek degil, alacagimiz var" deyip kulubu 6.706.430,89 euro anapara + faiz + masraflar odemek zorunda birakmasi olacak. Erdem(!) sahibi bu sahis Besiktas'tan istifa etme gerekcesi icin de demis ki "Genel kurul donemine girilmis olmasi sebebiyle de gorevimin devam etmesinin etik olarak uygun olmadigini dusunerek istifami verdim". Bu ne demek? Secim doneminde birilerinin listesinde tekrar adini gorecegiz demek. Eger Murat Aksu bu adami listesine dahil edecekse bir zahmet o listeyi baskasina devretsin, cunku Demiroren'den bir farki yok demektir.. Herseye ragmen mutluyuz, sirada Kenan Oner mi var acaba? Ha unutmadan.. Yeter Demiroren!!..