Showing posts with label ManU. Show all posts
Showing posts with label ManU. Show all posts

Thursday, March 29, 2012

Manchester United Champ20n

Premier Lig'de 2011-2012 sezonunun bitimine daha 8 hafta var ve puan tablosuna baktigimizda Machester United'in Manchester City karsisinda sadece 3 puanlik bir avantaji oldugunu goruyoruz. Nitekim bu guvenilmez puan farki Manchester United T-shirt'leri satan UnitedTees.com sitesinin ManU'nun 20. sampiyonlugunu kutlamasina mani olmamis... Ve premature bir T-shirt ile rakipleri Man City ile alay etmelerine...


UnitedTees.com'da 12 pound'a satilan T-shirt'ler sadece ManU'nun 20. Premier Lig sampiyonlugunu kutlamiyor, ayni zamanda "Money only gets you so far..." ile Man City'e tas atiyor - sanki ManU futbolculari opucukle oynuyorlar. Bu T-shirt'ler UnitedTees.com adina degerli bir marketing hamlesi olmus - sonuc olarak dikkatleri uzerlerinde toplamayi basardilar. Diger taraftan Premier Lig sampiyonluk yarisinda Man City ipi goguslerse bu site kuskusuz her iki takim taraftarinin tacizine ugrayacak, ozellikle de batil inancli ManU taraftarlarinin. Kucuk bir isletme soz konusu oldugunda bu bile taninmamaktan daha degerli olabilir tabii ki...

Monday, March 5, 2012

Frog Juice: Boost Your Stamina


Sadece 29 yasindayken Ki Sung Yueng ve Lee Chung Yong gibi genclere daha fazla forma sansi verilmesi icin Guney Kore Milli Takimi'ni biraktigini aciklamisti Manchester United'in orta sahadaki dinamosu Park Ji-sung. Esas ilgi ceken aciklamasi ise 2006'da yayinlanan otobiyografisindeydi - Premier League'in gerektirdigi fiziksel mucadeleye ayak uydurabilmek icin kaynatilmis kurbaglarin suyunu tonik olarak ictigini itiraf etmisti. Koreliler ile tek sasirtici sey bu degil tabii ki. Bu itirafin uzerinden sadece 5 yil gecti ve bu gunlerde Guney Koreli aktivist grup "Frogs Friends" ulkede illegal yollarla avlanan kurbaga sayisindaki dikkat cekici artis icin kendisini sorumlu tutuyor. Frogs Friends, 2007 yilinda kurulan bir organizasyon ve temel misyonlari Koreliler'in "kurbaglardan elde edilen urunler sagliga yararli" yanilgisini duzeltmek. Kampanya organizatoru Park Wan-hee de Park Ji-sung'tan Guney Kore'deki kurbaglari korumak icin bir kampanya baslatmasini istemis.

Bu hikaye her ne kadar basta absurd gelse de aslinda degil. Park Ji-sung Guney Kore'de adina muze acilmis bir idol/celebrity ve pek cok futbolcu benzer sosyal duyarlilik projelerinde aktif rol aliyorlar (misal, Mario Balotelli evinin banyosunda havai fisek ile oynarken evini yakmis, sonrasinda da havai fisek guvenligi kampanyasinin sozcusu olmustu). Dolayisiyla simdi hamle sirasi Park'ta. Guney Koreli kurbaglarin kaderi senin ellerinde dostum..

Thursday, March 10, 2011

Sen çok yaşa Yaşlı Kurt !

Tam 37 yaşında. O da Neville gibi bu takımda 20 seneyi devirenlerden. Bunun son 15 senesine tanıklık edebildiğim için kendimi şanslı addediyorum. "He was the boy who played like a man and now he is a man who plays like a boy." diyor bir fan'ı onun için. Katılmamak elde değil, yıllar onu ve futbolunu bir meyve misali olgunlaştırdı. Bir dönem kaptanlığını da yaptığı kırmızı şeytanlarla 800'den fazla maça çıktı. Bu süre boyunca 11 lig şampiyonluğu, 2 de şampiyonlar ligi kupası kaldırdı. Bu sene de çok formda, bakalım bu kupalara yenilerini ekleyebilecek mi...

E böylesine bi adamı mümkün olduğunca takımda tutmak istersiniz tabii ki de. Sir de öyle yaptı ve Galli oyuncunun kontratı 1 sene uzatıldı. (2 yıllık kontrat teklif edildi; fakat Ryan 1 yıl istedi.) Yani önümüzdeki sezon son sezonu olabilir, ona göre izleyin! Benden söylemesi.

Gelin, BBC'nin her sene düzenlediği Yılın Spor Adamı ödülüne 2009 yılında layık görülen Giggs'i, ödül gecesinde yayınlanan klip ile analım:



Edit#1: Liverpool maçı (06.03.11) Ryan'ın United formasıyla çıktığı 700. maçtı. Rekor 759 appearance ile Bobby Charlton'da.

Tuesday, March 8, 2011

End of an Era

Haber eski; fakat ancak yazabiliyorum. ManU'da bir devir kapandı. Senelerdir neredeyse oynadığı her maçta beni kahreden, PES'te yerine denemediğim alternatifinin kalmadığı -neyse ki artık Rafa var- Gary Neville futbolu bıraktığını açıkladı. Ben de derin bir oh çektim. Darısı diğer ömrümüzden çalanların başına...

Gelgelelim, ManU formasıyla 20 senede 8 kez lig şampiyonluğu yaşamış, toplam 602 maçta forma giymiş, bir dönem bu takımın kaptanlığını da yapmış; milli takım formasını da 82 kez terletmiş bu adama saygı duymamak elde değil.



P.S. Vakit bulunca Giggs'i de yazıcaz, o zamana dek esen kalın çocuklar...

Saturday, February 12, 2011

Wazza

Aslinda bir seyler soylemek istiyor insan, ama olmuyor... Bogazinda dugumleniyor kelimeler. Belki ilk goruste bir kufur kacabilir agizdan, hepsi o... Gerisi cok anlamsiz...

Thursday, November 25, 2010

Van Der Sar has gone fishing

Söylentilere göre ManU Van Der Sar'ın veliahtını buldu. Danimarka milli takımı için de Peter Schmeichel'ın veliahtı olarak gösterilen 26 yaşındaki file bekçisinin adı Anders Lindegaard. Norveç'in Aalesunds takımından Ocak ayında transfer edilmesi beklenen kalecinin İngiliz kulübüne maliyeti 3,5 milyon £ civarında olacakmış.

Kaynak: bolbolfutbol

Monday, September 20, 2010

Di mi Berbatov !!

Bilenler bilir, Premier Lig'de koyu Manu taraftarıyımdır. Nasıl Beşiktaş'ın her maçını izliyosam, o çocukların maçını da kaçırmamaya özen gösteririm. Cole'lü Yorke'lu kadrosundan bu yana hem de, öyle diim...

Bundan tam 2 sene önce, bu takımda 4 yıl boyunca top koşturmuş ve toplamda 42 gole imzasını atmış, PES'te Koreli çocukla beraber vazgeçilmezim olmuş Louis Saha'yı Everton'a yolcu ederken arkasından dahi bakamamıştım. Yüreğim el vermemişti. Çok sevmiştik onu da bundan öncekiler gibi...

Neyse ki Sir bizi yanıltmadı ve onu aratmayacak bir transfere noktayı koydu
bir sonraki ay: Evet yanılmadınız, Dimitar Berbatov'dan bahsediyorum. Haberini ilk aldığım anı dahi unutamıyorum, sezonun başlamasına kalan günler geçmek bilmemişti. Düşünsenize, bu adam 2006 yılında Tottenham takımıyla İnönü'ye geliyor, bir de böyle bir gol atıyor, maçtan sonra ise tribünlerde biz onu alkışlıyoruz o da bizi.

İzlemeyen bilemez. Size tavsiyem, Manu'nun maçını izleyecek olursanız bu çocuğu player cam'den izleyin. Oyunun içinde bu denli kalan, siz "yoruldu herhalde" derken bir anda patlayan, Nobre gibi sağa sola amaçsızca koşturmaktansa pozisyon takibini [FM oynayanlar için positioning ve anticipation'dan bahsediyorum ;) ] tek kelimeyle müthiş yapıp her an olması gerektiği yerde olan, kısaca oyunu zekasıyla oynayan Balkanlar'dan çıkmış belki de bu en iyi golcüye ancak şapka çıkartıyorum. Alçakgönüllülüğü ve fair-play anlayışı ile rakipleri tarafından dahi sevilen ve takdir gören bir şahıs olması ise onun ne kadar bütün bir futbolcu olduğundan ziyade, ne kadar bütün bir insan olduğunun habercisidir kanımca! Dün oynanan ve 3-2 Manu'nun üstünlüğüyle sona eren, hat-trick yaptığı karşılaşmadan sonra, 2. golüyle ilgili söylediklerine bir bakarmısınız lütfen!

Geçtiğimiz sezon İnönü'de izledim gerçi ama bu çocuğu ve Manu'yu bir kez de Old Trafford'da izleyemezsem gözlerim açık gidecek!..

P.S. Konumuzla ilgisi yok biliyorum ama dünkü maçın şapka çıkarılacak hareketi her şeye rağmen Stevie G.'den geldi bence. Sizi o görüntüyle başbaşa bırakmadan videoyu tam ekranda izlemenizi ve özellikle son kamera açısına dikkat kesilmenizi tavsiye ediyorum.

Edit: Gerard'ın 2. golünden bahsediyodum. Videonun link'i ölmüş, maç videosununkini ("3-2") yeniledim, ordan izleyebilirsiniz. İlgilenemedim, özür diliyorum.