Sunday, November 29, 2009

8'de 8

Sivasspor macinin en ahenkli kismi mac sonunda Besiktas'in 8'de 8 yapmasi ve ligde 2. siraya tirmanmasiydi. Turkcell Super Lig'te o kadar ust seviye bir mucadele oluyor ki yonetimi istifaya cagrilan, teknik direktoru Mustafa Denizli'nin Kayserispor macinin ardindan istifaya hazirim dedigi takim 8'de 8 yapiyor ve ligi +90 puan +100 averajla uzak ara lider bitirmesi ongorulen Galatasaray'dan sadece 6 haftada 13 puan fazla alabiliyor. O kadar ust duzey bir mucadele yani, kelimeler mecalsiz kaliyor ifade ederken. Bu hususta kendime acidigim kisim ise her haftasonu programimi sampiyonluk mucadelesi veren takimlarin (FB, BJK, Bursa, GS) Lig Tv yayin saatlerine gore ayarlamam. Bir de az once Telegol'den uzak kalamayacagimi farkettim (Avrupa Yakasi yerine yahu), tuh.

Maca donelim.. Sivasspor macinda artik Mustafa Denizli'nin kafasina kazinmis olmasini temenni ettigim bir gercek kendini gosterdi; Sivok ve Ferrari savunmanin yapi taslari, Erns ve Fink orta sahanin dinamolariysa, Bobo bu takimin tek forveti/santraforu/hucum gucu/herseyi. Bu adam acayip bi sprinter degil, hava toplarinin hepsini toplayamiyor, tamam, hatta muthis bitirici vuruslari yok belki, ama Turkcell Super Lig'inin 1. sinif tek forvet oyuncusu da ta kendisi. Bobo'da az once saydigim ozelliklerin hepsi ortalamanin ustu bir duzeyde var (20 uzerinden 15-16 mesela FM terimiyle, Ekrem Dag gibi degil yani, 20 uzerinden 8-9 gibi), ve daha muhimi Besiktas'in bu 4-3-3 duzeninde etkili olabilecek baska forvet oyuncusu yok. Nobre zaten santrafordan daha cok rakip takimin on stoperi gibi gorev yapiyor; her nedense kendisine atilan toplarin hepsi duvardan sekiyormus gibi geri donuyor, hem de rakip takim futbolcularina. Top kontrolu yok, dribbling zaten imkansiz, bitirici vurusu gectim topa vurabilme ihtimali yazi-tura.. Eeee? Nihat'a hic bulasmak bile istemiyorum..

Esasinda Besiktas'in yorumcularin gozunu kamastiran 8'de 8'inin temelinde de Bobo yatiyor. Mustafa Denizli onceki yalpalama doneminde Bobo'yu hic santrafor baslatmazken (ve hatta sol aciga hapsederken), son 8-9 resmi macta Bobo takimin santraforuydu. Ilginctir Kasimpasa macindan beridir Nihat da hedef santrafor apoletini bir kenara birakti. Yani Besiktas'ta bu galibiyet serisine denk gelen donemdeki tek fark omurganin Bobo ile tamamlanmis olmasi (Omurgadaki daha onceki degisiklik de Fink'in bench yerine orta gobekte yer almasiydi). Ha bir de sol bek Ibrahim Uzulmez ve degismeli sag bekler Ibrahim Toraman ve Ibrahim Kas hucuma destek vermeye, kanat oyuncularinin arkasindan rolanti kosular yapmaya basladilar, bu kadar. Ilk 6 haftada itin gotune sokulan takim ile simdi sampiyonluk adayi gosterilen takimin farki sadece bu. Yoksa savunma hala eskisi gibi dikkatli, dirayetli ve iyi alan paylasiyor, herkes topun arkasinda durmaya calisiyor, hucum ve kanat oyunculari dahil. Hucum ise hala daginik, gol pozisyonu kisirligi yasaniyor, ama artik topu ileride tutabilen, tek paslarla hucumu durtebilen bir adam var orada.

Bobo'yu 4-3-3'un hedef santraforu yapan Mustafa Denizli'nin bir diger artisi da en nihayetinde oyunculari dogru pozisyonlarda oynatiyor olmasi. Bobo artik sol kanat oyuncusu degil, Ekrem'i orta sahanin gobegine sikistirmiyor, 2 hafta once Yusuf sol acik degil forvet arkasi oynadi, bugunku Sivasspor macinda Tabata'nin oynadigi gibi. Delgado'nun donusuyle kontratinin fesh edilmesi beklenen Fink sukur tam yerinde tam kivaminda oynuyor. Yani, Mustafa Denizli hem takimda hem kendi kafasindaki takim kurgusunda bir istikrar yakaladi. Uzucu kisim ise bu surecte bu kadar cok deneme/yanilmaya ihtiyaci olmasi. Bu takimda su anda siritan 2 oyuncu var; Nihat ve Tabata. Her 2'sinin de bu yaz transfer doneminde takima katilmasi, ama mesela Bobo'nun ve Ernst'in ara donemde transfer edilmis olmasi rahatsiz edici bir raslanti. Bobo'nun son 2 yilini Denizli'nin kaprisleriyle gecirmis olmasi da rahatsiz ediyor beni acikcasi, hem de Nobre ve Nihat gibi yetenek bakimindan kendisinin cok uzagindaki iki adamdan rol kapmak icin. Ozetle Bobo haricinde Besiktas'ta hersey eski tas eski hamam; saglam bir savunma takimi, sinirli hucum organizasyonlari, hafta tahminleri yapan teknik direktor, sacma salak aciklama yapan yoneticiler (Kenan Oner'in Sivasspor macindan sonraki aciklamalarini mutlaka izle), ve ne idugu belirsiz Besiktas taraftari..

Haa.. Kayserispor macindan sonra muthis avukat, harikulade insan Levent Erdogan (kendisi Besiktas yoneticisi) NTV'ye baglanmis, Demiroren ve Denizli'nin vakit kaybetmeden istifa etmesi gerektigini soylemis, gectigimiz sezonki sampiyonlugun da taraftarlarin dualariyla kazanildigini iddia etmisti. Gectigimiz sezon Turkiye Kupasi ile birlikte yatip uyudugunu da gururla soylemisti bir ara. Bu fantastik adam hala Besiktas yonetim kurulunda (hem Demiroren'e hem kendisine yuh), Denizli hala Besiktas futbol takiminin teknik direktor pozisyonunda, Demiroren taraftar avinda, Besiktas taraftari da araliksiz bir sekilde (Levent Erdogan'a gore) hala dua ediyor heralde.. Turkcell Super Lig; federasyonu, kulup yoneticileri, futbolculari ve hakemleriyle bu kadar super bir lig iste, anla yani, kelimelerim kifayetsiz kaliyor...

Telegol


Gecenin bu saatinde digiturk paketindeki sinirli kanal sayisi ve Turkiye'de sabahin 4'u olmasi nedeniyle KanalTurk'teki Telegol sezonumu acmis oldum. Sezonu actim diyorum cunku acayip bir bagimlilik yapti; muthis bir kadro kurmuslar. Telegol'un isim babasi Serhat Ulueren, Ahmet Cakar, Sinan Engin falan var. Program cok atesli geciyor. Besiktas ile ilgili bolumde bi ara Serhat Ulueren Mustafa Denizli'nin avukatligini ustlendi ve Sinan Engin ile Ahmet Cakar'in tepkilerine gogsunu siper etti, hatta fitili atesleyip yorumculari birbirine kirdirdi. Sonra Sinan "Manchester iyi takim degil be! Bi forvette Rooney ve Berbatov var, yoksa iyi yakim degil" buyurdu. Ahmet Cakar da gectigimiz haftalarda "Raul futbolcu degil" diye buyurmus, ha bir de Nobre'yi hala yabanci statusunde oynuyor zannediyor. En son goz yaslarimi silerken su soru uzerinde tartisiyorlardi; "sen deodorant ureticisi olsan, reklaminda Ekrem Dag'i mi oynatirsin yoksa Roberto Carlos'u mu?". Turkiye'deki futbolun hakettigi adamlar bunlar iste, ne azi ne fazlasi. Bir de bu insanlari gece gec saatlere kadar oturup izleyenler var maalesef, onlara da bu kalitesiz futbol munasip. Bu insanlar alsinlar versinler, futbola can versinler.. Iste Turkcell Super Lig bu.

Bahis


Bugun Emirates Stadyumu'ndaki Arsenal macinda Chelsea puan cikartamazsa Frank Lampard £20,000'luk gunluk kazancindan 1 gun icin vazgecmek zorunda kalacak. Cunku yakin zamanda duzenlenen bir odul seremonisinde 12 yasindaki losemi hastasi Jake Peach ile iddiaya girmis. Jake, Great Ormond Street Hastanesi'nin (GOS) onceki hastalarindan, daha onemlisi ise koyu bir Arsenal taraftari. GOS de Arsenal kulubunun destek verdigi, yardim etmek icin reklam kampanyalarinda yer aldigi hastane. Sartlarini Jake Peach'in belirledigi iddia aynen soyle: Arsenal kazanirsa Lampard bir gunluk maasini GOS'ye bagislayacak, Chelsea kazanirsa Jake bir gun boyunca Chelsea formasini giyecek. Bahis sartlarinin hangi taraf icin daha agir oldugunu soylemek zor..

Friday, November 27, 2009

Perhaps, perhaps, perhaps...

Kim bilir belki Keita oyundan alınmasaydı, Barış yerine Ayhan ile başlansaydı, Kewell yerine Nonda ikinci yarının başında alınsaydı (Kewell yine 90 dk oynadı paşam?), Hakan Balta daha az balta, Sabri Sarıoğlu karşı takımda olsaydı, Arda hastalıktan yeni kalkmamış, Elano Türkiye'ye artık alışmış olsaydı, Franco kale direkleri yerine defanstaki arkadaşlarına güven veren bir performans gösterseydi, Mehmet Topal biraz daha formda, Mustafa Sarp biraz daha şanslı olsaydı, takım taktik olarak olmayan bir pivot santrafora yönelik doldur boşaltlardan farklı bir şeyler ortaya koysaydı (dakika 70 küsürdü sanırım - spiker: "bu topları uzun boylu Ivankov kolaylıkla alıyor" ), Keita oyundan alınmasaydı (bunu vurgulamak lazım) Galatasaray bu maçtan puan çıkarabilirdi.

Ama bu geceki oyunuyla yüz maç yapsa sadece birinden belki beraberlikle ayrılabilirdi Galatasaray.. ve o gece bu gece değildi..

El Apache @ ATP

Manchester City'nin super yedegi Carlos Tevez, Persembe aksami Londra'daki O2 Arena'da Federer-Del Potro karsilasmasi icin konumlanmis tenis seyircisine karsilasma sonrasi vatandasi Del Potro karsisinda sinirli tenis maarifetlerini 1-2 forehand vurusuyla gosterdi. £25.5 milyon degerindeki 'El Apache'nin bu sayede cok yonlu bir sporcu olmadigini da gorduk (Clint Eastwood da yerde statik duran topa degaj vurmustu). Yeteneksizliginin ve topu daga tasa atmasinin ne kadar can sikici oldugunu kendisi de farketmis olacak ki bir sure sonra seyirciyi memnun edebilmek icin tenis topunu 1-2 kere ayaginda sektirdi. Del Potro da ne kadar potansiyelli ve yetenekli oldugunu Federer'i bir kez daha devirip ATP World Tour'da yari finale cikarak gosterdi.

Juiz Margarida



Bu videoyu tesadufen gordum ve cok hosuma gitti. Bana tribunlerimizde yankilanan, hakemler icin bestelenmis guzide bir sarkiyi animsatti. Hemen uyarliyorum:

Cimlere basma Juiz, cimleri eziyorsun...
Kusura bakma Juiz, ibneye benziyorsun...

Thursday, November 26, 2009

AIDS is a Mass Murderer #2

Barcelona futbol kulubu ve star futbolcularindan bazilari AIDS nedeniyle ailesini kaybeden yetimler icin duzenlenen bilinclendirme ve para toplama kampanyasinda aktif rol almislar. En son verilere gore AIDS nedeniyle aile bireylerini kaybeden ve yetim kalan cocuk sayisi butun dunyada 15 milyona ulasmis durumda. UNICEF bayragi altinda Ispanya milli takimi da bu kampayaya ve toplumsal bilincin olusmasina katkida bulunacagini aciklamis. O degil de Turk'e birsey olmaz dayi..

Orta Direk Tottenham

Fotograftaki kadinin adi Sarah Giggle (ne siirsel isim ama). Kendisi Jermain Defoe ile flort ediyor, vakti zamaninda baska Tottenhamli futbolcularla takildigi gibi. Bu blogun okurlariyla paylastigi hobileri arasinda quantum teorisini tartismak, Fransiz oyun yazari Moliere'nin eserlerini okumak ve -artik sirf senin sansina- direk dansi yapmak var..


Armand Tattoore


Arsenal'in sol beki Armand Traore 2010 yazinda vucudundaki dovmeleri sildirmek icin operasyon gecirmeye karar vermis. Takim arkadaslarinin pek cogu Guney Afrika ucagindayken kendisi bicak altina yatacak. Daha once isitmemis olabilirsin, Armand Traore musluman. Vucudundaki murekkep calismalarindan pisman olmasini da dovmelerin Islam'a aykiri olmasina bagliyor (ne alaka lan?? birkac haftaya kadar benim de sirtimda olacak). 2010 yazini secmesinin nedeni tabii ki yaralarin iyilesmesi icin zamana ihtiyac duymasi. Dovme sildirme operasyonu tam olarak nasil yapiliyor bilmiyorum ama bu abi anestezi falan demis. Halbuki How I Met Your Mother'da Ted 10 seanslik bir lazer operasyonuyla ayik bir sekilde sildiriyordu belindeki kelebek dovmesini. Acaba Traore murekkepten tamamen vucudunu arindirmak icin derisini mi yuzdurecek? Islam'a tersmis ya. Neyse.. Traore'nin bana anlamsiz gelen Islam temali aciklamalariyla bitireyim;

If I had been into my religion properly before I had the tattoos I don’t think I would have got them. I think it’s one of the biggest mistakes of my life, but I will try and correct it. My religion has benefited me personally and in my career. I have always been a Muslim but I wasn’t really practising it, I was just saying to people ‘I am a Muslim’. It’s a gradual development.

Last Comeback

Brezilya'nin 43 yasindaki efsane santraforu Romario gectigimiz sene 23 yillik futbol kariyerine son vermisti ve bu sezon basinda Rio de Janeiro'nun 2. lig ekiplerinden America'nin sportif direktoru olmustu. Carsamba gecesi America'nin 2-0 kazandigi Artsul macinda babasinin ruyasini gerceklestirmek icin America kulubuyle 1 gecelik mesai yapti. Mac bittiginde kariyerindeki gol sayisinda bir degisiklik yoktu ama Rio de Janeiro 2. lig sampiyonluk kupasiyla stadta turlayan oyunculardan birisiydi. Demis ki;

I had the chance to play in several teams, I wore the most important shirt in the football universe which is that of the Brazil national team, but today this is a very different emotion to all those."

Nikah Masası


Almanlarin 105 yasindaki koklu kulubu Schalke 04 bir suredir ciddi finansal problemler yasiyor. Alman basinindan takip edebildigim kadariyla 2009'da rapor edilen kulubun borc miktari 230 milyon Euro dolaylarinda. Ozellikle Almanya'daki bankacilik sisteminin onceki yillarla karsilastirildiginda stabil/karli olmamasi Bundesliga kulubundeki baskilari daha da arttirmisti. Nitekim Schalke'nin forma sponsorlari Gazprom ile yeniledikleri kontrat kisa vadede kulubun finansal endiselerini hafifletecek gibi.

Schalke 04 futbol kulubunun mevcut formalari Gazprom logosunu tasiyor ve onceki sponsor antlasmasi 2010'a kadar devam edecekti. Iki taraf arasindaki yeni antlasma bu sureyi 5 yil erteleyerek 2015'e cekti ve Schalke kulubunun bu nikah tazelemeden net kazanci 100 milyon Euro olarak aciklandi. Ayrica Bundesliga ve Avrupa'da elde edecekleri basarilarla orantili olarak 130 milyon Euro'ya kadar da cikabilirmis. Bu miktar Schalke yonetim kadrosuna kulubu tekrar stabilize etmek icin yeterli zamani vermis gibi gozukuyor.

Impersonations

Sirasiyla Arsene Wenger, Thierry Henry, Jose Mourinho ve Rafa Benitez taklitleri..

Wednesday, November 25, 2009

A Tribute to the Best

(22 Mayıs 1946 – 25 Kasım 2005)

"Maradona good; Pelé better; George Best."

Yetenek belirleyici faktör olsaydı kesinlikle bu şekilde özetlenebilirdi bu adamın kariyeri..

Henüz 17 yaşında giydiği ManU formasıyla efsaneler arasına adını yazdırmıştır. 1968'de (22 yaşında) Avrupa'da yılın futbolcusu seçilmiştir. ManU kariyeri boyunca 11 yılda 470 maçta 179 gole imza atmıştır.

Abi krallar gibi oynadı krallar gibi yaşadı. Alkolü karaciğer naklinden sonra bile bırakmadı. Kızlara olan düşkünlüğü ile ilgili bir anektodu aktaracak olursak Best'e başlama saatine en yakın kaç saat önce seks yaptın diye sormuşlar, abi devre arasında yapmıştık bir kere demiş.. Başka biri de şöyle:

"I used to go missing a lot... Miss Canada, Miss United Kingdom, Miss World. "

Gerisini sen düşün..

Kendisinin bir kaç özlü sözüne şuradan ve buradan ulaşırsın.

R.I.P.

Tuesday, November 24, 2009

Wigan Vicdans

Pazar gunu oynanan ve Wigan'in 9-1'lik hezimetiyle nihayetlenen Tottenham macini ve akabinde Wiganli futbolcularin taraftarlarini sakinlestirmek icin bilet paralarini iade edeceklerini aciklamalarini oradan buradan duymussundur heralde. Burada benim merakimi futbolcularin odeyecegi miktar cekti; elde ettigim veriler asagi yukari saga sola soyle. BBC Sport sayfasina gore DW Stadyumu'na bilet alan taraftara odenecek miktar £15,000'un uzerinde. Benim bakkal defterime gore o kadar fazla degil. Wigan taraftarina White Hart Lane'de 565 bilet ayrilmis ve bilet fiyatlari yetiskinler icin £27.40 imis (ayrica 65 yas uzeri ve 16 yas alti indirimleri var gozukuyor). Wigan kulubu satilan toplam bilet miktarini hala aciklamadi. Butun biletlerin satildigi varsayildiginda A takimdaki butun oyuncular iade edilecek miktara katkida bulunacaksa, futbolcu basina fatura £1000'un altinda gozukuyor.
Turkiye'de benzer bir durumda futbolcularin alacagi tavri merak etmiyor musun? Aslinda olaya taraftarlarla baslamak lazim. Taraftarlarin girisimciligi ilk olarak havaalaninda vuku bulurdu mesela; yakalayabildikleri, el kol uzatabildikleri futbolculara tekme tokat dalarlardi. Bir kac dakika icinde havada ucusan yumurtalara ve kufurlu melodilere sahit olurduk. Birkaci hizini kesmeden tesisleri basardi, hatta misal BJK olsa Rustu'yu arabasindan cikartip tartaklarlardi (aliskanlik iste). Takim kaptani cikar profesyonel futbolcular olduklarini, herseyi telafi edeceklerini aciklardi, sampiyon olan takimin da kendileri olduklarini hatirlatirdi. Taraftarlarina paralarini iade etmek mi? Futbolcular paralarini alabiliyorlar mi ki? 6-7 ay gecikmeli ve muhtamelen eksik yapilmiyor mu odemeler Turkiye'deki futbol kuluplerinde? Odemeleri kredi kartlariyla mi yapacaklar, senet mi imzalayacaklar? Yonetim teknik direktorun arkasinda oldugunu basin aciklamasinda belirtir, 1 hafta sonra kendisini kulupten sutlardi. Aslinda Besiktas'in 0-8lik Liverpool maglubiyetinde sahit oldugumuz hadiseler.. ve iste boyle uzayip sakiz oluyor muhabbet, ama inan kafam almiyor. 9-1 kaybeden bir takim var Premier League'de ve hersey normal seyrinde ilerliyor. Turkiye'de Galatasaray 1-1 berabere kaliyor, Hincal Uluc Rijkard antrenor falan degil, biraksin gitsin diyor. Ingiltere'de Tottenham'i dunya kulubu ilan eden falan yok, 5 gol atan Defoe de yuzyilin futbolcusu ilan edilmedi.. Wigan'in aslinda amator kume takimi oldugunu soylemiyorlar, teknik ekipte bir eksilme yok.. Nasil yaa??
Bu arada Pazar gunku Wigan-Tottenham maci Premier League tarihindeki en yuksek skorlu 2 mac. Ayrica, 1995'te Old Traffor'taki 9-0'lik Manchester United-Ipswich macindan beri 9 golu kalesinde goren ilk ekip. Wigan son 3 macinda kalesinde totalde 14 gol gormustu ve bu maglubiyetle dusme hattinin 3 puanla 3 basamak uzerinde yer buldular kendilerine. Ha bilet sahiplerinden biriysen 4 Aralik'a kadar kulube basvuru yapman gerekiyor, aksi taktirde canli izledigin 10 golle yetinmek zorunda kalirsin.

Bu Pilav Daha Çok Su Kaldırır..

İrlanda maçında yaptığından sonra maçın tekrarlanmasını istese de, milli takımı bırakacağını söylese de bundan böyle bu yaptığı ile anılacak Thierry Henry burası kesin.. Golden sonra o kadar sevinmeyecektin koç..

Guardian okurları şu şekilde yüklenmeye devam etmiş kendisine:













Şimdi Onlar Düşünsün (!)

Ağzı olan konuşuyor da bazen konuşan kişinin makamı ile ağzından çıkan sözlerin taşıdığı anlamsızlık arasında o kadar dramatik bir korelasyon oluyor ki acaba ben yanlış mı duyuyorum diye düşünüyorum. Bu genelde politik arenada boy gösteren 100 kişinin 90 ı için böyle. Konuşma yaptıkları kürsüden kaynaklı bir problem var diye düşünmeye başladım.

Tümgenerallik rütbesiyle emekli olmuş, görev yaptığı dönemde her türlü kahramanlığı göstermiş ve bir çok şeref madalyasıyla taçlandırılmış bir geçmişe sahip; şimdinin HAK ve Eşitlik Partisi (HEPAR) başkanı Osman Pamukoğlu'nun son beyanatını dinledin mi? Antalya'da düzenlenen mitingde 500 (beş yüz) kişiye yaptığı konuşmada iktidara geldiklerinde dövizle askerlik yapanları Hakkari sınır karakollarında görev beklediğini söylemiş. Yeniden askere alıp bir de doğuya göndereceklermiş yani. Bu yetmemiş paşa coştukça coşmuş dövizle askerlik yapan ve halen yurtdışında yaşayan T.C: vatandaşlarının ilgili ülkelerden iadesinin talep edileceğini ve eğer bu talep yerine getirilmezse ilgili ülkelerin büyükelçilerinin sınırdışı edileceğini buyurmuş.

Şimdi neresinden tutsan elinde kalacak, ayık kafayla nasıl dile getirilebildiğine şaşırdığım bu vaadiyle (!) paşa kimlerden oy toplayabilir? Uzun dönem askerlik yapan T.C: vatandaşlarını hedeflemiş olabilir sanırım sadece :)

Şaka bir yana tamam çok büyük bir eşitsizlik var askerlik kanununda. Sırf kısa dönem askerlik yapabilmek için üniversiteye kapağı atmaya çalışan yığınla vasıfsız adam yüzünden üniversite mezunu yoğun bir işsizler ordumuz var. Mesleki eğitime özendirme yok dolayısıyla nitelikli eleman açığı var ama işsizlik oranı almış yürümüş. Bu işte bir terslik var. Ama bunun çözümü yaşı da yakmak mıdır paşam? Ha paşam?

Monday, November 23, 2009

Olmayınca olmuyor..

Başlığa klişe mi diyorsun? E sen dünkü maça nasıl bir başlık atardın?

Öncelikle en son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim (niye ki? :p) Galatasaray böyle oynasın canımı yesin arkadaşım.. İlk yarı değil ama ikinci yarıda kaçan o gollerin biri gol olsaydı bugün liderdik. Olmadı ama önümüzdeki haftalarda olacak. Manisalılar yatsınlar kalksınlar İlker'e dua etsinler. En az dört yüzde yüz pozisyon çıkardı.

Orta saha çok etkiliydi. Mustafa Sarp ve Mehmet Topal, çıkana kadar da Ayhan çok çalıştı. Bunlardan bir tanesinin hücum yönü biraz daha gelişmiş olsa (biraz Sarp uğraşıyor) bu orta saha bu lige çok fazla gelecek.

Hücumda Arda'nın bu takımın her şeyi olduğu, Elano'nun ise Arda varken sadece iyi bir yedek olabileceği dünkü maçta kanıtlandı. Oyunun kilitlendiği anlarda takımın vitesini artıracak, derinlemesine pas atacak tek adam o gibi gözüküyor şu an takımda.

Kanatlara gelince bu maça neden Keita ile başlanmadı anlam veremedim. Nonda ile tartışmasız en iyi anlaşan adam ( bonus reklamı ile de kanıtlandı haha :) o değil mi? Gerçi oyuna girdikten sonra sadece onunla iyi anlaşabildiği ortaya çıktı. Her pozisyonda Nonda'ya topu aktarmaya çalıştı. Şöyle de bir problemi göze çarpıyor, Nonda'nın önünde biri olsa da sanki kimse yokmuş gibi atıyor pasları. Renk körü olabilir mi? (dikkat!) Ama yine de bence maç onunla başlasaydı farklı olurdu. Sabri'ye gelirsek ortalarında gözle görülür bir iyileşme var. Antremanlarda 1 saat tek başına orta yaptırılıyor olabilir :)

Solda ise Kewell maçın en iyisiydi. Çok pozisyona girdi. Elinden geleni yaptı. Ama olmayınca olmuyor. Hakan Balta ise "ben böyle iyiyim ileri çıkmaya gerek yok" tadında takıldı. Derbi maçlarda, Avrupa'da tamam da kendi sahanda öncelikli amacı beraberlik olan bir takımla oynarken hücuma katılmayan bir bek sırıtıyor be Balta..

Defansa ve kaleciye fazla iş düşmedi. Gol olan pozisyonda adam paylaşamadılar. O ana kadar 2. bir golün gelmemesi ile gerilen sinirler bu şekilde dikkatsizlik yaratır zaten. Ben bekliyordum böyle bir golü. Ama bu kornerden önceki pozisyonda alakasız bir faul veren Müftüoğlu neticeye etki etmiş oldu demezsem rahat edemeyeceğim.


Sunday, November 22, 2009

Hayır, Tufan Ersöz Benim!


Turkiye'de futbol ve atletizmi egemenligi altina alan rezalet/is bilmez yoneticiler ve idareciler basketbola da kanca atmis durumda. Daha birkac hafta once Kerem Gonlum'un doping testlerinin pozitif cikmasini ve Kasun'da da ayni yasakli maddeye rastlandigindan olayin organize bir suc olabilecegini tartisiyorduk. Kerem Gonlum 1 yil men cezasi aldi ama hadisenin organize bir girisim olabilecegi ihtimalinin ustu her nasilsa ortuldu. Simdi de Galatasaray Cafe Crown'un Cemal Nalga rezaletini takip ediyoruz. Basketbol Federasyon'u Galatasaray Cafe Crown'un cezalarini bugun ogle saatlerinde acikladi. Basketbol camiasindaki herhangi birinin (Galatasaray kulubu yonetimi dahil) veya basketbolu yakindan takip edenlerin bu cezalara sikayet edebilecegini zannetmiyorum.

Esasinda burada soyle bir durum var; Turkiye basketbol tarihinde benzer bir duzenbazlik yok, dolayisiyla karsilastirabilecegimiz bir kistas/norm yok. Cemal Nalga'ya 2 yil men cezasi verilmesini cok agir bulanlar olabilir, ama 1 yil verilseydi de belki hic caydiriciligi yok diyecektik. Bu noktada kistasimiz kicimiz olamaz, 'bence' ile baslayan argumanlar cok anlamsiz. Tek beklentimiz Federasyon'un aldigi kararlarin tutarli olmasi, birbiriyle celismemesi ve nedenlerinin somut olarak aciklanmasi olabilir. Okan Cevik ve diger antrenor/menajerlerin cezasini tartismaya gerek yok zaten; suclarini kendileri de itiraf etmisler. Bana kalirsa Cemal Nalga'ya Nowitzki muhamelesi yapan Okan Cevik zaten basketbola biraz ara vermeliymis. Cemal Nalga kim aga, her mac 10 sayi 20 ribaund sinirlarinda mi geziyor, nedir yani. Menajer Mert Uyguc'un hatasi tahminen onune konulan dosyalari imzalamaktan ibaret, yani sanki onunkisi yanlis zamanda yanlis yerde olmak ve neye imza attigina bakmamak, tabii detaylarini bilmiyorum, sadece havali osuruk benimkisi.

Diger taraftan Cemal Nalga'nin durumu pek bir entresan. Kimisi diyor ki antrenor Okan Cevik Tufan'in formasini giyeceksin dediginde resti cekip o an icin kulupten alacagi cezayi goze almaliydi. Eee senin Okan Cevik'ten farkin ne o zaman? Sen de Cemal Nalga'yi Nowitzki sandin heralde. Bu adam hala 22 yasinda ve antrenorune karsi cikmak oyle senin poponu yaydigin koltuktan karnini kasiyarak atip tutman kadar basit degil. Bu sadece basketbol icin de gecerli degil. Hatirlasana Acun'un programinda futbol milli takiminin futbolcularinin Fatih Terim karsisinda ezilip buzulmelerini, Fatih Terim'e adeta aile buyugu gibi saygi gostermelerini. Cemal Nalga muhakkak dahil olmamasi gereken bir cambazliga teslim olmus ama kimse de antrenorune karsi ayaklanmaliydi demesin. O ortamlarin havasini solumus olanlar anlatmak istedigimi daha iyi anlayacaktir. Cemal Nalga 2 yil men cezasi aldi ve adil veya degil cezasini cekecek. 2 yil sonra da kaldigi yerden veya en kotusu 2. ligde kariyerine devam edecektir.

Ceza listesinde bana anlamsiz gelen tek parca Tufan Ersoz'un aldigi 4 ay hak mahrumiyeti. Tufan formasini vermemeliymis. Nasil yaa.. Tufan formasini her daim cantasinda mi tasiyor? Formasini evden mi getiriyor zannediyorsun maclara? Galatasaray kulubunun malzemecisi, vs. yok mu? Ayrica kendisi sakat. Misal Almanya'da oynanan maclara kulup tarafindan goturulmeyebilirdi ve onun ruhu dahi duymadan formasini Cemal'e verebilirlerdi. Ha bir de anlatilanlara gore Cemal'in Tufan'in formasina sigmasi soz konusu degil, sirf Cemal icin 7 numarali forma hazirlanmis. Eger adi gectigi halde yetkililere haber vermedigi icin 4 ay men cezasi verildiyse Galatasaray Cafe Crown'daki butun basketbolculara ceza verilmesi gerekmez mi? Bu kadar dangalak mi bu adamlar, farketmiyorlar mi neler dondugunu, mac kagidini ve 7 numarali formanin icindeki adamin Cemal oldugunu Tufan gorebiliyor da bu adamlar boklarinda boncuk mu ariyorlar o sirada?

Dedigim gibi cezalarin agirligini degerlendirebilecegimiz bir kistas yok ama en azindan kararlarda tutarlilik beklemek hakkimiz olmali. Bu duzembazliga bulasan antrenorler, menajerler ve Cemal cezasini kosulsuz cekecek, tamam. Ama Tufan'in cezasini sahsen herhangi bir somut veriye dayandiramiyorum ve bu beni rahatsiz ediyor. Umarim Federasyon detayli aciklama yapar. Tabii butun bu karmasa da muhtamelen Okan Cevik'in kariyeri sona erdi ama esas darbeyi Galatasaray kulubu yedi. Bu leke oyle 6saray muhabbeti gibi degil, bundan sonra Turkiye basketbol tarihindeki en buyuk rezalette kendi imzalari olacak. Bunun sebebinin de 2-3 kendini bilmezin sorumsuz hareketi olmasi uzucu. Hatta bu sorumsuzlarin terbiyesizliklerinin sebebinin Cemal Nalga gibi orta seviye bir basketbolcu ve hicbir iddiasi olmayan bir basket kulubu olmasi trajikomik. Ayrica, aldiklari butun puanlar silindi ve -5 puan ceza verildi; su anda -4 puandalar ve gectigimiz sezonki puan dagilimlarina gore bu saatten sonra ligde kalmalari neredeyse imkansiz. Galatasaray'a bir Cafe Crown arasi diyelim..

Haa bir de.. Turkiye Basketbol Federasyon baskani kim? Turgay Demirel.. Turgay Demirel hala o koltukta oturuyor olmasini kime borclu? Gectigimiz sezonki olayli Efes-Fenerbahce serisi sonrasi FBli yonetilerin yaptiklari aciklamalara gore FB kulubune ve Aziz Yildirim'a. Futbol kuluplerimiz iste basketbolu boyle adim adim kirletiyorlar.. Gectigimiz sezon Federasyon final serisinde cikan olaylardan sonra FB'ye 5 mac saha kapatma yerine adam akilli ceza verebilseydi (kime? koltugun sahibi olan baskanin kulubune) belki de gectigimiz hafta GS-FB macinda yasananlara sahit olmak zorunda kalmazdik.. Belki de zaten yeteri kadar kirlenmisti basketbol, biz gormezden geliyorduk, bilemiyorum.. Turkiye basketbolunun gelecegi icin bana kalirsa (ki daha hic kalmadi) "Yeter Demirel!".. Ha unutmadan.. "Yeter Demiroren!!"..

Goldenballs

David Beckham, Dan Patrick'in radyo programinda Henry'nin eli hakkindaki fikirlerini paylasmis. Esas dikkatimi cekense hemen sonrasinda Victoria'nin "seksi uyumaya tercih ederim" sozleri uzerine yapilan muhabbet. Hatta Beckham'in Victoria'nin ic camasirlarini giydigini itiraf etmesi. Beckham'in sesindeki rahatligi ve kahkalarini dinledikce bi acayip sempati duydum adama.. Victoria Secret magazasinda birlikte ic camasiri begenirlerken hayal ettim..

Saturday, November 21, 2009

Henry'nin eli

Thiery Henry'nin Irlanda macindaki elle mudalesinin uzerine cevrilen muhabbetleri takip ediyorsundur. Gazetelerin internet sayfalarini takip etmemin yegane nedeni okuyucu yorumlari. Cok acayip oglum. Kimisi sanki Turkiye elenmis gibi 'yaziklar olsun' diyor 'benim icin Henry bitmistir', kimisi '2010 Dunya Kupasi'ndan men edilmeli' diye yirtiniyor, 'emek hirsizi' ilan edenler var. Haa unutmadan fair-play ruhundan yoksun oldugundan dem vuran da var. Nitekim, bu 'fair-play' ruhundan bahseden vatandaslarimizin Super(!) liginde fair-play'in anlaminin sadece 'rakip takimdan bir futbolcu sakatlandiginda topun taca atilmasi' olmasi garip degil mi sence? Daha 2 hafta once FB-GS macinda futbolcular isinirlarken birbirlerine girmediler mi? Gectigimiz sezon Ali Samiyen'de yasananlar? Hatta artik basketbol sahalarina da el-ayak atan futbol taraftarlarinin gectigimiz hafta GS-FB macinda yaptiklari?? Cemal Nalga'nin Tufan'in formasiyla oynamasinin rezilligi??

Tamam anliyorum, ezilenin, haksizliga ugrayanin yaninda konumlanma, kosulsuz ona destek olma gibi ulusal bir kimligimiz var ama once bir kendi kapinin onunu supurmen gerekmiyor mu?Senin yaziklar olsun dedigin bu adam mactan sonra "evet topu elle kontrol ettim ama, ben hakem degilim takimimi dusunurum, ozur dilerim"derken, senin Super(!) ligindeki adil(!) futbolcu mactan sonra kameralara mac goruntulerine ragmen "yok dokunmadim, carpti" diyor. Sen aynen dedigin gibi tepki olarak PES'te kadrona alma, hatta artik Barcelona maclarini izleme, zaten sana bu mustahak. Irlanda yerinde Turkiye olsa heralde bu yorumlari yazan abiler Platini'nin kapisinin onune siyah celenk birakirlardi. Toplum olarak kendi sinirlarimiz dahilinde oyle bi baski altina alinmisiz, sesimizi kesmisler ki hukumete, is verene, vs. veremedigimiz tepkileri sinirlarimiz disindaki herseye veriyoruz. Zaten birey ve toplum olarak mukemmel ve idealist oldugumuzdan herkesi/herseyi elestirmeyi/tenkit etmeyi severiz.. Neyse esas anlatmak istedigim bunlar degildi.. Hazir malzeme var, elestireyim dedim, karakteristik olsun.

Henry'nin Irlanda macindaki elle mudalesinden sonra Fifa, Guney Afrika'daki 2010 Dunya Kupasi'nda +2 hakem uygulamasina baslamayi dusunuyormus. Mart'ta duzenlenecek Zurih'deki IFAB toplantisinda tartisilacak oncelikli konu buymus. Biliyorsun metrekareye dusen hakem sayisi en az olan takim sporu futbol; ortalama 2300 metrekareye 1 saha hakemi dusuyor. Amerikan futbolunda bile bu oran 747 metrekareye 1 hakem. Sanki bu hakem konusunu tartismak icin biraz gec kaldilar. IFAB onay verirse Platini onumuzdeki sezon Sampiyonlar Ligi maclarinda da +2 hakem uygulamasini baslatmak istiyormus. Bana kalirsa ofsayt gibi sanal bir cizginin var oldugu bu sporda teniste oldugu gibi artik teknoloji kullanilmali.. yoksa daha cok 'hakem hatalari olmazsa futbol buyusunu kaybeder' lafini dinleriz.. Bu arada Fransa-Irlanda macinin tekrar edilmeyecegi de aciklandi. IFAB yetkilisi aynen soyle demis:

"The match won't be played again: the result is valid. If not, do you want to replay the ["Hand of God"] match from 1986? That would make you in England happy."

Yaziklar olsun size Fifa.. emek hirsizlari.. Biz Henry'i Dunya Kupasi maclarindan men etmenizi beklerken yaptiginiz su ise bakin.. Irlanda'da 2 yildir ter doken futbolculara yazik degil mi.. emek hirsizlari.. Puuuuhhh, adam degilsiniz len (lan'in cogulu) siz, puuu..

"Haka"tten bambaşkasınız

Bizim futbol maçlarında kendi yarısahasında çember olup "kazanacak mıyız? yemin  ediyor musunuz?" diye zırvalayacağına şunu yapsa ya takımlarımızdan biri?

Maça psikolojik olarak 1-0 önde başlarsın ben sana söyleyeyim..

Yürrü be All Blacks!!

Jason Latimer

Videonun basliginda da soz edildigi gibi.. World Champion of Magic.. Muptelasi olacaksin..

Friday, November 20, 2009

Rick Adelman

Uzun zamandir Rick Adelman'a bir saygi yazisi yazmak istiyordum. Bu
gece Houston'in formda Atlanta karsisindaki direnisini gorunce "tam
zamani" diye dusundum. Atlanta, NBA'in bu sezon (bazilarinca) supriz
takimi olsa da, Persembe'nin gelisi Carsamba'dan belliydi. Gecen sene
de takim gayet iyi oynuyordu ancak gucu bir yere kadar yetmisti. Bu
sene kendilerine daha guveniyorlar ve simdilik iyi oynayan bir
Crawford faktoru var. Simdilik diyorum cunku bu tip oyunculara uzun
play-off surecinde cok da guven olmaz. Ancak Joe Johnson'in da sezon
ilerledikce vites arttiracagini dusunerek Atlanta'nin sezonu cok iyi
bir galibiyet yuzdesiyle bitirmesi kuvvetle muhtemel. Horford ve Josh
Smith icinse sadece nazar deymesin diyorum.

Houston'a gelecek olursak, herhalde bu takim tarafli tarafsiz herkesin
yuzunde bir tebessum olursturuyor olsa gerek. Acaba Ariza'nin ayagi
kirilsa da takim kimyasi ayni kalir mi? Ayni gun Battier de grip olsa?
Bence rakip yine ayni oranda cekinir Houston'dan :) Takimin en degerli
oyunculari Ariza ve Battier, daha ne denebilir ki? Herhalde 12 oyuncu
sakatlansa ve Houston sokaklarindan adam cevirseler, yine olacak bu
takim... Anlamlandirmakta gucluk cektigim bu mucizenin mimari kanimca
Adelman. Uzun yillardir suregelen Rick Carlislie hayranligima bir
sureligine ara veriyorum ve Adelman'in onunde saygiyla egiliyorum.

Surekli Phil Jackson ile mukayese edilen, nasil Jackson'in onu
baltaladigi ile ilgili n tane yazi cikan, Jackson diye biri hic olmasa
simdikinin 2 kati para kazanirdi denilen Adelman hala (bu takimla) bu
seviyede oynuyorsa, siradan bir NBA takiminda bile bulunan bir yildiz
bir iyi oyuncuyla neler yapabilir acaba? Derken aklima J-Will, Doug
Christie, Peja, Weber, Divac (ve tabii Bobby Jackson, Pollard, Corliss
Williamson) geldi. Ah be "Big Shot Bob", o top sans eseri senin eline
gelmeyecekti ki...

Sırada West var..

Lakers'ın Bulls'u deplasmanda 108-93 mağlup ettiği (son 9 maçın 8 ini Lakers almış) maçta kaydettiği 21 sayı ile (9 rebound, 8 de assist i var) Kobe Lakers forması ile 24182. sayısına ulaşıp Kareem Abdul-Jabbar'ı geride bırakarak Lakers tarihinin en skorer 2. oyuncusu oldu. Birinci sırada 25192 sayı ile Jerry West var. 30-35 maç içinde onu da geçecek diyebiliriz bir sakatlık olmazsa bu sezon içerisinde.

Zamanında bu adamı Vince Carter ile karşılaştıranlar vardı. Ne ayıp!


Thursday, November 19, 2009

Thierry Handy

Bu sefer güldürmedi.

Kendisini 98 Dünya Kupası'nda Güney Afrika'ya son dakikada attığı muhteşem golden beri dikkatle takip ederim. Kariyerini kimse tartışamaz.

Ama dün akşam İrlanda'ya karşı yaptığı hareketle gözümde artık sadece iyi bir futbolcu. Bir ulusun dünya kupası hayallerini yıktı adam eliyle. Artık iki yakası bir araya gelmez diyorum ben..


Handball Fundamentals

Semenya Kazandı..

2009 Dünya Atletizm Şampiyonası'nda bayanlar 800 mt'de altın madalya kazanması ile değil ne yazık ki yarışmada kendisinden istenen cinsiyet testi ile gündemden düşmeyen Güney Afrikalı Caster Semenya'nın doğru kategoride yarıştığı tescillendi.



Seksi fotoğrafları için tıklayınız.

Şaka mısınız lan?

Dün Ekşisözlük'te zaman öldürürken Galatasaray başlığına çok yüklenildiğini görünce merak edip girdim. Girerken ya domuz giribi olan Arda'ya (geçmiş olsun kaptan) ya da Fenerbahçe-Galatasaray gerginliğine (!) dair bir şeyler okumayı bekliyordum.

Okudukça şaka lan herhalde diye düşündüm sonra gazetelere bakıp doğruladım bir kaç beyin hücrem yandı herhalde sinirden. Galatasaray Basketbol şubesi inanılmaz bir skandala imza atmış.

Amatör branşlarda yapılsa bile haber olacak bir şey. Adamlar cezalı oyuncuyu (Cemal Nalga) başkasının formasını giydirerek hazırlık maçında oynatmış, cezasından düştü göstermişler. Konu mankeni şu:




Görüntü itibariyle başkasının formasının içine girmesi zor bir insan. Ki sanırım formanın halini görenler şüphelenmiştir (!).

Şimdi hadi bunun farkedilmeyebileceği gibi iyimserlikle cin olmadan adam çarpmaya çalışan basketbol teknik sorumlularını geçtim, yönetimin bundan nasıl haberi olmayabilir?!? Bu takım bu kadar sahipsiz mi? Kredi kartı olmayan adamı Sami Yen'e sokmama gibi zihni sinir projeler üretmekten başka bir şeye zaman kalmadı sanırım? (sanırsın takım her maç dolu tribüne oynuyor da bunu paraya dönüştürmeye çalışıyorlar)

Bu takım küme düşerse eğer birazcık haysiyet varsa yönetim kurulu toptan istifa etsin arkadaşım.

Wednesday, November 18, 2009

Arsenal Mascots

Arsenal ekibinden Walcott, Fabregas, Arshavin, Sagna ve tabii ki Wenger'in Great Ormond Street Hastanesi icin cektigi reklam filmi. Ben anlamadim, belki sen anlarsin..

Şapka

Poster ettigi onca NBA oyuncunsuna tanik olduktan sonra Shannon Brown'un sapka yiyecegi gunu hep bekliyordum, sukunetimin ve sabrimin karsiligini Maxiell sagolsun dun aksam aldim. O degil de Shannon Brown 2010 all-star smac yarismasina davet edilmez, yine Nate Robinson'in maymunluklarini izlemek zorunda birakilirsak kafa goz dalarim organizasyondaki her bireye. Abi adam neredeyse serbest atis cizgisinden sicrayip kafasini sokacak cembere, belli iste arizali.. Davet edin smac yarismasina, jeneriklik birkac hareket izleyeleyim.

Panter Kaleci

Kaleci olmasina ragmen genc yasta gollere baslamis. Hayrettin'i hatirladim bir an..

Eto'o World


Kamerun'un Guney Afrika'daki 2010 Dunya Kupasi vizesini almasinin ardindan ilk kutlama Inter Milan'in forveti Samuel Eto'o'dan geldi. Kendisi Fas'i 2-0 yendikleri mactan sonra Kamerun Milli Takimi'nda ter doken her futbolcuya £29,000 degerinde kendi kolleksiyonundan saat armagan etmis. Karistirmiyorsam gectigimiz yaz Usain Bolt'a hediye ettigi saatin aynisi. 4 yil once de Fildisi Sahilleri'ni 3-2 gectikleri mactan sonra takim arkadaslarinin her birine £1,200 odemisti. Ne comert adam lan.

Tuesday, November 17, 2009

Does it bite? It depends..



Pazar gecesi Rockets’ın Lakers’ı Staples Center’a gömüşüne şahit olduk: 91-101.

Tabi akıllarda ister istemez birkaç soru işareti oluşuyor.

Mesela aynı takım geçen senenin en kötü yüzdesine sahip Sacramento’ya nasıl boyun eğdi?

Lakers’ı ribaundlarda 60-38 gibi ezici bir üstünlükle maymun eden takım Sacramento önünde 36-57 ile nasıl madara oldu?

David Andersen Arco Arena’daki 2 sayı ve 6 dakika performansı ile sahada var mı yok mu belli bile değilken, Staples Center’da 19 sayı ile galibiyetin mimarlarından biri haline nasıl geldi?

L.A. de 48 sayı ve %48 şut yüzdesi ile katkıda bulunan Bench, Sacramento’da neredeydi? (12 sayı %16 yüzde)

Benzer soruları Aaron Brooks ve Carl Landry için de soruyor olabiliriz.

Bu takım Lakers’a karşı 16-0 lık bir seri gibi bir dezavantajı aşıp 10 sayı farka nasıl koştu?

Bütün bu sorulara tek bir cevap var. Bu cevabı bilmek ve takımdan beklentileri buna göre belirlemek bu istikrarsızlığa bir anlam verebilmek için önemli.

Bu haftasonu gibi bir çok haftasonu göreceğiz gibi. Çünkü şu an için Rockets takımı sadece rekabetçi bir takım görüntüsünde, Yao ve T-Mac’siz şampiyon gibi oynayabilmeleri zor.

İstikrarı Boston, San Antonio, Los Angeles, Orlando veya Cleveland’dan bekleyebilirsiniz. Ancak yıldızlarından yoksun Rockets bu sayılan takımların hepsini sahasında rezil de edebilir, konferansında sonunculuğa oynayan bir takımdan fark da yiyebilir. Bu sezonki görüntü bu yönde.

Hemen her maçına asılan bir takım izleyeceğiz bu sene, burası kesin. Ama alınan sonuçlar olumlu ya da olumsuz kimseyi şaşırtmasın.

Monday, November 16, 2009

Still lovin' the game..



İş cidden artık kontrolden çıktı. Ezeli rekabet ebedi dostluk çoktan yalan oldu. En ufak bir kıvılcımla birbirine dalabilen, tribünü hayattan yedikleri kazığı çıkarabilecekleri bir mecra olarak gören yığınlar seyir zevkimizin içine sıçtı. Takımların ortaya koyduğu performansı, kıran kırana geçen maçı konuşacağımıza sarışın bir ablanın orta parmağı ile Kinsey'in ağzına çakan adam hangi tribünden indi onu konuşuyoruz.

Bu çürümüşlüğe, bu kepazeliğe durdurabilecek sebata sahip olmasını en azından bulundukları konum itibariyle beklediğimiz yöneticiler yanan ateşi gazlamaya devam ediyorlar. Yarın bir gün -ki çok kısa bir süre içerisinde olması kuvvetle muhtemel- çıkacak olaylarda kan dökülmeyeceğinin garantisini kim verebilir. Bugün sahadaki sporcuyu yumruklayan zihniyet yarın gözü döndüğünde aşağı inip elindeki bıçağı önüne gelene sallamayacak mı? Bu gidişe kim dur diyecek?

Bence bu maç sonucunda "göstermelik değil caydırıcı" cezalar gündeme gelmeli. İki taraf da en ağır şekilde cezalandırılmalı. Aklıselime kötek dışında bir yöntemle ulaşılamayacağı aşikar.

Friday, November 13, 2009

Rio "de Janeiro" Ferdinand

Rockets Güncesi

Kısa süreli bir kaçamağın ardından beraberiz..

Şu ana kadar ki sonuçlara bir göz atacak olursak:


Bu sonuçlarla takım Batı Konferansı'nda Portland'ın hemen ardından 0.625 galibiyet yüzdesi ile 6. sırada bulunuyor.

Sezona bir çok dezavantajla başlanmasına rağmen şu anki gidişat olumlu. Kaybedilen maçlarda bile etkileyici bir performans ortaya kondu. Bir de T-Mac'in bu ay içerisinde dönme olasılığı eklenince umutlar yeşeriyor.


Wednesday, November 11, 2009

Hikmet Ka(h)raman


Ankaragucu yonetimiyle Hikmet Karaman'in duellosunu takip ediyorsundur heralde; Ankaragucu Hikmet Karaman'i kovmak istiyor ama Karaman yuklu tazminatindan vazgecmediginden onu istifa ettirmeye calisiyorlar. Son olarak yonetim takimdaki butun oyunculari tek tek arayarak sabah antremaninin aksama ertelendigini soylemis ama Karaman'a haber vermemis. Kendisi sabah antreman tesislerine gittiginde bir bakiyor butun kapilar kilitli, ortalikta kimseler yok. Ankaragucu yonetiminin ve esasen Gokcek'in bu yaptigi oyle tarif edilemez bir adilik/ahlaksizlik ki bu ulkenin belki de en az sevilen teknik direktorune bile sempati duyuyoruz haberleri takip ederken. Ankaragucu yonetimi resmen psikolojik taciz yapiyor Karaman'a ve tahminen kendini sonuna kadar da hakli buluyor, cunku Turkiye'deki diger futbol kulupleri gibi kendilerini futbolcu ve teknik direktorlerin sahibi zannediyorlar. Denizlispor yonetiminin stratejik hamlelerinden de daha once bahsetmistim blogta.

Su anda tek arzum Hikmet Karaman'in bu medeni, hakkaniyetli, stratejik ve saglam direnisine devam etmesi, tazminatini catir catir almadan o kulupten ayrilmamasi ve Gokcek'i madara etmesi. Nasil Besiktas Del Bosque'ye, Fenerbahce Aragones'e tazminat oduyorsa, Ankaragucu de Karaman'in hakki olan parayi verecek. Artik su 'sen bizim oglumuzsun, zaman olur yine para kazanirsin bu kulupten, tazminati bosver, bu kulubun kapisi sana hep acik kalsin' muhabbetinin sona ermesi gerekiyor ve bunu an itibariyle basarabilecek tek adam Hikmet Karaman. Tabii ki onun pozisyonuna dusunulen teknik direktorlerin de tavir koymalari gerekiyor ki Turk futbolundaki bu tuketici idare mekanizmasinda kayda deger degisiklikler olsun. Yoksa Gokcek Hikmet Karaman'i bir sekilde kulupten gonderir (hic kuskum yok, hatta borclandirabilir bile), yerine yenisi gelir, cark donmeye devam eder..

Tuesday, November 10, 2009

Yeter Demiroren!

Beko Basketbol Ligi'ni Spormax sagolsun yakindan takip edemiyorum, tek bilgi kaynagim SkyTurk'teki Nejat ve Batur Abi'nin izlerken beynimi uyusturan programi Basketbol Panaroma. Yorumlarin ve programin kalitesizligi, veya hazirlayip buyuk bir zevkle karinlarini kasiyarak sunduklari videolarin dandikligi hakkinda daha detayli bir yazi yakinda yazarim. Bu haftaki programda esas rahatsiz oldugum hadise Demiroren'in uslanmadan inatla donuna kacirip durmasi. Besiktas Cola Turka basket takiminin ele avuca sigmayan yabanci oyunculari Mire Chatman ve Lonny Baxter gectigimiz hafta paralarini alamadiklari icin antremana cikmamislar. Bu huzursuzluklarina ragmen Cumartesi gunu oynanan Turk Telekom macinda Chatman 18 sayi 9 asist, Baxter da 25 sayi 6 ribaund ile oynamis, ve anlatilanlara gore Besiktas ilk 5 dakikada maci noktalamis. Besiktasli sporcular cok yirticilarmis.


Simdi ben bu herifi hakikaten anlamakta zorluk cekiyorum, ya arkadasim paran yoksa ve bu sporcularin aylik maaslarini odeyemeyeceksen o kadar para bayilip alma o zaman bu adamlari. Gectigimiz sezon da Galatasaray macindan once benzer bir olay yasanmis, antrenor Hakan Demir calismayi iptal etmek zorunda kalmisti. Yine gectigimiz sezon Stanojevic daha 2. haftada kacti, sonra zeki yonetimimiz hemen aciklama yapti ailevi nedenlerden ayrildi diye, heeee.. Apodaca neden ayrilmisti peki veya Kaya bildigin hayvan gibi oynarken neden rest cekmisti yonetime?? Ulker'den aldigin parayi direkt Gaziantepspor'a sualsiz aktar, sonra 2 tane kaliteli yabanciyi ayarlayip (kulubun bu unune ragmen iyi basari bu arada, helal bee) paralarini odeyeme. Usta yorumcu Nejat Abi de diyor ki programda Besiktas'ta kimsenin parasi kalmaz. Nasil becerdim bilmiyorum ama kicimla kahkaha atmisim o an. Daha 2 sene once Del Bosque dava etmedi mi Besiktas'i parasini alamadigi icin? Riza Calimbay ve Ertugrul Saglam'in parasi kalmadi yani Besiktas'ta, ha? Bu isleri en iyi Levent Erdogan bilir bu arada, hani 5 hafta once Demiroren istifa etsin, Mustafa Denizli de ayrilsin diyen avukat. Sahi o da hala yonetim kadrosunda degil mi? Suan Besiktas Cola Turka ligde namaglup 1. sirada, ama sadece futbol degil sporun hic bransindan anlamayan Tupcu'nun hamleleri vesilesiyle yakinda parcalanmaya baslayacak. Yeter be Demiroren, ayir artik su kicini o koltuktan.. Yeter yaaa..

Fairy Tale


Pazar gunu oynanan Valencia-Real Zaragoza macinda hakikat ve hayale es zamanda dokunan bir peri masalina tanik olduk. Zaragoza'nin 20 yasindaki forvet oyuncusu Alex Sanchez La Liga'da tek elle oynayan ilk futbolcu oldu. 2 yil oncesine kadar University of Zaragoza takiminda amator olarak futbol oynayan bir hukuk ogrencisiydi ve sag eli dogdugundan beri yoktu. Derslerine odaklanmak amaciyla futboldan vazgecmek uzereyken antrenorunun gaziyla futbola devam etti ve 2 yilda 5 lig birden atlayarak Valencia macinda orta saha oyuncusu Lafita'nin yerine oyuna dahil oldu. Bu Sanchez'in A-takim kadrosunda yer aldigi 3. mac, daha once Zaragoza reserv takimiyla da 10 maca cikmis ve 12 gol atmisti. Bu arada kendisi hala University of Zaragoza'da hukuk okuyor. Servet Cetin de gectigimiz yaz universite sinavina girmisti, ne oldu haberin var mi?

Euroleage Danger in Fenerbahce

eurobasket.com'dan...

Nov 9, 2009 (by Ozmen Gok)
Euroleague organiser Uleb, is preparing to damage Fenerbahce Ulker Istanbul which has worst average attendance in euroleague. Fenerbahce which plays its games in 15.000 capacity Abdi İpeki arena , there were only 1000 attendances in Barcelona and Cibona Zagreb matches. Because of these two matches, alarm bell rings for Fenerbahe. Uleb indicates that attendance count of euroleague teams is as important as teams names for us . It is known that Uleb takes attendance criteria into consideration in guarantee agreements. It is learnt that, If this condition doesnt change, it will be difficult Fenerbahe to join euroleague and Fenerbahe might have to join eurocup, 'cup2' next season.

Monday, November 9, 2009

Saygıyla Anıyoruz

Domestik Galaktikos


4-1'lik Wolves galibiyetiyle Arsenal Premier League'teki 11. macinda 36 gole ulasti. Premier League tarihinde +100 gol atabilen takim henuz yok; 100 gole en fazla yaklasan takim 2000 yilinda 97 gol atan Manchester United. The Daily Mail'in haberine gore Arsenal bu formla bu sezon 50 mac oynarsa (Sampiyonlar Ligi ve Lig Kupasi dahil) 150 gole ulasmalari kacinilmazmis. Turkcell Super Lig'in en golcu takimi 12 macta 30 golle Galatasaray ki 3 gol zaten direkt Ankaraspor macindan yazildi, diger oynadigi takimlar da Kasimpasa, vs. Mesela Besiktas'in 12 hafta sonunda attigi gol sayisi sadece 13 (3 gol yine direkt Ankaraspor macindan). Arsenal'in bu 36 golu Avrupa'nin en iyi futbol ligi kabul edilen Premier League'de attigini hatirlatmakta fayda var. Biz de SUPER lokal ligimizde Galatasaray 2 mac ustuste 3-4 gol atinca (bir yandan 1-2 gol yerken) Galaktikos adini uygun goruyoruz. Kendimizi sisire sisire semaya dogru yukseliyoruz..

Anasının kocası

Videodaki adam Ingiltere Milli Takimi'nin kaptani John Terry'nin babasi Ted Terry; Persembe gunu Essex barinda News of the World haber ekibine A sinif kokain satarken gizli kamera cekimiyle yakalandi. John Terry Chelsea'den her hafta £160,000 kazanirken babasinin gram basina £40 kar saglamak icin kokain satiyor olmasi dusundurucu. 7 ay once de annesi Sue Terry Marks & Spencer ve Tesco'dan £800 degerinde kiyafet ve yiyecek calarken yakalanmisti. Chelsea'den nefret eden Ingiltere'deki futbol fanatiklerinin bile takdir ettigi, genc yasta Chelsea kaptanligina yukselmis Ingilizlerin yeni defans ilahinin boyle bir anne-baba kombinasyonundan cikmis olmasi Terry'nin mi sanssizligi yoksa anne-babasinin mi sansi karar veremedim.

Sunday, November 8, 2009

Diş Fırçası

Bugunku Chelsea-Manchester United macinda Kalou oyuna girerken Chelsea yedek kulubesinin arkasindaki seyircilerden birisi dis sagligina onem veriyordu..

Saturday, November 7, 2009

Kazanan haklı mıdır?

Trabzonspor macini izlerken Besiktas'in oynadigi cagdisi futbol bana direkt 8-0'lik Liverpool macini hatirlatti. Bana kalirsa aradaki tek fark Hakan'in 6 net pozisyonda parlayan sogukkanli kurtarislariydi. Rustu es kaza sakat olmasa ve kaleyi devralsa 4 golu kafadan Trabzon'a yazabilirdim. Umut'un yetenek ozurlu olmasi da Hakan'i cilalamis olabilir tabii. Besiktas o kadar cagdisi bir futbol oynadi ki karsi yari sahada olmasi gereken Nobre uzun bir sure on stoper oynadi. Uzatmalar oncesindeki 90 dakikalik surecte Besiktas topu topu 2 defa rakip kaleye gidip sadece 1 sut atabildi, o da Ernst'in sansina bala gote gol oldu. Ha bu macta sunu da artik anladik; Ernst Besiktas'in savunmasi, orta sahasi, kanatlari ve forvetidir, hatta kaleye de koysan onu da kotarir gibi. Can sikan kisim Ernst'in son derece duz hatta dumduz bir futbolcu olmasi.

Besiktas surekli yaslandi ama isin ilginc tarafi Besiktas'ta 4 kisinin ceza sahasi icerisinde, 3 kisinin yay civarinda, ilerideki 3lunun de orta saha cizgisinin gerisinde savunma yapmasi Trabzonspor'un ataklarini ve 10'a yakin gol pozisyonuna girmesini engelleyemedi. Basit doldur bosaltlarla ve duvar paslariyla, hatta ceza sahasina sag kulvardan yaptiklari garip garip zamansiz ve uzaya dogru atilan ortalardan bile pozisyon buldular. Denizli sozde detayli dusunup taktigini kontra atak uzerine kurmus, ama kadroyu dusunmeye zamani kalmamis heralde. Kontra atak icin sectigi adamlar Nobre, Ugur Inceman, Fink. Kontra ataksa taktigin kaptigin toplari isabetli paslarla iyi cikartacaksin, topu ayaginda tutabilen ve dribbling yapabilen oyuncularin olacak ki hizli hucuma cikip pozisyon yakalayabilesin. Nobre'nin top surme yetenegi zaten yok, hatta acik konusalim gol atma yetenegi de yok. Inceman kosmayi birak yurumeyi bile zor beceriyor. Fink'in isabetli pas atabilme olasiligi bildigin yazi-tura ihtimali. Diger taraftan herkes Sivok ve Ferrari'nin muthis performansindan bahsediyor. Ya arkadasim mac boyunca bu ikilinin cevresinde tam 6 adam vardi, bir zahmet ceza sahasina atilan toplara da kafa vursunlar. Buna ragmen Trabzon onca pozisyona girdi, Sivok 2 kere bosa kafaya cikti. Gokhan Zan'i koysan o da yildizlasir (yok bu biraz fazla abarti oldu, pardon, Gokhan'in savunmada yildizlasmasi icin kale onunu tuglalarla ormek gerek).

Mac bittiginde Besiktas'in galibiyeti icin sevinemedim bile, aksine Trabzonspor'un maglubiyetine uzuldum. Hakettikleri bir sonuc degildi; Besiktas'a gore cok daha organize ve 2 yonlu oynadilar, hucumda her turlu varyasyonu denediler. Arada ucurum olan oyun dengesinde agir basan taraf Trabzon'du, maalesef kaybeden de onlar oldular. Trabzon seyircisine de anlam veremiyorum, 2. golu yemelerinin ardindan yonetim istifa diye tempo tutmaya basladilar. Ayip yani, Besiktas bugunku Trabzonspor gibi 1 mac oynasa Carsi halay ceker heralde, sahil yolunu kapatabilirler. Hatta kopruye kocaman Besiktas bayragi falan asabilirler. Su macin ardindan hicbir Besiktasli'nin CSKA, Fenerbahce ve Manchester maclarindan umitli oldugunu zannetmiyorum. Eger soylendigi gibi Denizli bugunku macta Manchester macinin taktigini oturtmaya calistiysa Sampiyonlar Ligi'nde bol gollu bir karsilasma bekliyor bizi. Bari Hakan Arikan yerine Rustu kalede olsa da bir jubilesini gorsek.

hedo

hedo cartoon

Lego Langırt

Sponsors


Manchester United gectigimiz gun Afrika'daki lider telekomunikasyon sirketi Globacom ile 5 yillik sponsorluk antlasmasi imzaladi. Antlasma sartlarina gore Nijerya, Ghana ve Benin'deki potensiyelli genc futbolcular Manchester United Football Academy imkanlarindan faydalanabileceklermis. Ayrica, Nijerya, Ghana ve Benin'deki Manchester taraftarlarina Globacom Man Utd'nin 15 canli mac yayininin dahil oldugu indirimli yayin paketi sunacakmis. Afrika kitasindaki yogun taraftar kitlesine Man Utd oyle oturdugu yerden sahip olmuyor iste dayi. Bizimkiler de hala 100 yilin derbisi, dunya bizi konusuyor desin dursun. Hakikaten konusuyorlar ama futbolun kalitesini degil, daha isinirken bile birbirine giren, o kocaman futbol sahasinda birbirinin ayagina basmayi basarabilen futbolculari konusuyorlar. Globacom'u da takdir ettim; bu sayede yetenekli Afrikali genclere kendilerini Old Trafford'daki profesyonellere gostermek icin cok guzel bir sans veriyorlar. Sponsorluk antlasmasi boyle olur.

Everybody loves Zizou

Zinedine Zidane gectigimiz gun Adidas'in yeni kramponu Predator'un tanitimi icin Japonya'daydi. Adidas Store'daki tanitim ve sohbetin ardindan ilk olarak gelecegin Tsubasa'lariyla antreman yapti, sonra da Japon futbolcularin yer aldigi 5x5 macla programini tamamladi. Videoda mac oncesinde kendisine t-shirt armagan ediyorlar, uzerindeki resim Tsubasa'nin resmi mi onu merak ettim dayi. Ha bir de su videoda bile bir Starbucks gordum ya (Adidas Store'un karsisinda) Japonya'ya gitmis kadar oldum.

Let's Kick Violence Out of Football

Videoda on plana cikan 15 numarali kirmizi formali sporcu New Mexico Universitesi (UNM) bayan futbol takiminin futbolcularindan Elizabeth Lambert. Trash-talk hadisesini biraz abartinca dirty-play'e kaymis, bir sure sonra da kontrolden cikmis zaten. Mac sonrasinda UNM antrenoru Kit Vela Lambert'i suresiz kadro disi biraktiklarini, Lambert'in antreman ve maclara bundan sonra katilmasinin soz konusu olmadigini soyledi. Bana kalirsa Lambert universite dahilindeki butun sosyal aktivitelerden men edilmeli; 2004'teki Indiana-Detroit macinda Artest'in tribune cikmasindan beri kontrolunu bu derecede kaybeden bir sporcu daha gormemistim, kadinin bariz siddete egilimi var. Hatta antrenor Kit Vela da bir sure uzaklastirma cezasi alsin; mac suresince gozunun onunde vuku bulan o kadar harekete ragmen Lambert'i oyundan almiyorsan, rahatsiz oldugun bir durum yok ortada. Sonra basinin karsisina gecip kendi kuyrugunu kurtarmak icin Lambert'i kamyonun altina atiyorsun. Hakemlerin de gozune gozluk usta!

Friday, November 6, 2009

Aşı Tuttu


Birkac hafta oncesine kadar ekonomik kriz gibi domuz gribi de ulkemize teget gecmisti. Nedeni basit; uretilen asilarin sinirli sayida olmasi ve Turkiye'ye henuz gelmemesi nedeniyle unutturuldu. Neyse asilar adrese teslim edildi, ama ilginctir(!) o donem hastalik yaygin degildi ve yurt disindan getirilen asilarin kullanil(a)madan suresinin gececegi dusunuluyordu, hatta CHP Burdur Milletvekili hukumete soru onergesi bile hazirlamisti. Daha sonra her nasilsa grip ulkemizde hizla yayilmaya basladi, olum haberleriyle gundemde surekli sicak tutuldu. Internetten normalde reklamlardan arindirilan dizileri izlerken bile "her sey elimizde" sloganli domuz gribi virusune meydan okuyan reklam filmine denk geldim. Vakit kaybetmeden Saglik Bakanimiz domuz gribinden 5300 kisi olebilir dedi, hatta asiya engel olanlara suc duyurusunda bulunacagini soyleyerek tehditler savurdu. Kisa bir aranot: Turkiye'nin hemen yuklu miktarda ulkeye getirtip elinde patlamamasi icin israrla tesvik ettigi asi Amerika'da yeterli miktarda piyasaya surulmuyor. Neden mi? Cunku dollenmis yumurta ile gerceklestirilen inaktivasyon testleri henuz bitmemis, yani test sonuclarini bekliyorlar. Sanki parcalar bir bir yerine oturuyor birader degil mi?

Hukumete laf ediyorum da esas domuz gribinden koseyi donenleri es gecmek istemem; yani imalatci ilac firmalarini. Su anda imalatci sirketlerin domuz gribi asisindan edecekleri yillik kar miktari 49 milyar dolar olarak ongoruluyor. Simdiye kadarki satis miktarlari ise 1.5 milyar dolar. Turkiye'nin hangi imalatci firmayla sozlesme imzaladigini ve sozlesme detaylarini ogrenemedim. Haa domuz gribi sektorunun tek karli sirket grubu asi ureticileri degil bu arada; maske ureticileri de bu dalgadan olumlu etkilenmis. Ornek mi? 3M'in piyasa degeri 40 milyar dolardan 44 milyar dolara cikarken, Kimberly Clark'in degeri 406 milyon dolar yukselmis. Ozetle ifade etmeye calistigim sey su; domuz gribi en basindan beri bir rant meselesi olmakla beraber, bu surecte hukumetimiz de sicmigini sivamaya calismakta. Hergun gazete sayfalarinda domuz gribinden kac kisinin oldugunu okuyoruz, eyvallah. Peki normal grip ile sonuclari itibariyle arasindaki fark nedir; dunyada her yil asina oldugumuz gripten de 250,000-500,000 insan hayatini kaybediyor. Sanki kus gribi tarifesini yeniden uyguluyorlar; o gun tavuklari girtlaklatanlar simdi de asiyi tutturmuya calisiyorlar. Biz de agzimizdan salyarak akitarak takip ediyoruz her aciklamayi..

Kafamdaki sorular...

Bihter'in iPhone'unu ters tuttugunu gorebilen halkim domuz gribinin ustune gitmedigine gore bir bildigi olmali. Saglik bakanligi vakalarin hangi illerde oldugunu aciklamama karari almis ancak halk sessiz. Artik haberlerde "bugun 5 kisi daha oldu" yaziyor ancak baska bilgi yok. Merak ettigim, insan haklari mahkemesine saglik bakanligini dava etsek ne olur? Bilgiye ulasma ozgurlugumuz elimizden alinmiyor mu? Vakalar burnumuzun dibindeyse bilmemiz gerekmez mi? Sen istedigin kadar el yika, bu vaka senin bindigin otobuse kadar geldiyse is bir hapsuruga kaliyor. Inanmakta gucluk cekiyorum, nasil bu kadar vurdumduymaz olabiliyorlar. Bu resmen diktatorluk ama herkes hakettigi gibi yonetiliyor. Ispati sessiz insanlar...

Sunday, November 1, 2009

BatManU

Dayi adam Sacramento macinda sinek avlar gibi tek hamlede yarasa avlamis. Hayir o hamleyi yaparken sakatlansa Popovic artik dayanamaz, 'This is Spuuuurs' deyip tekmeyi basardi. Yarasayla arasinda dunya mesafe olan Blair de neredeyse soyunma odasina kacacak, yusuf..

Chop Suey