Thursday, October 20, 2011

Vizyon

Besiktas geceyi yine bir Avrupa husraniyla kaparken, gecmisteki husranlara gore icimiz daha da bir ciz ediyor. Takim iyi oynama becerisine sahip olmasina ragmen bu kapanma hastaligi icimizi yakiyor. Dunyanin en iyi takimi da olsa bir takim kapanabilir. Sonra acilir ve saldirir ki yensin ya da berabere kalsin. Bizim takimlarimiz sadece 0-0 beraberlik sayiliyor, 1-1'de puan verilmeyecekmis gibi kapaniyor. Besiktas iyi oynadi ve iyi kapandi ama rakibin temposunun dustugu anlarda saldirmaktansa top dolandirdi (cevirdi demek saygisizlik olur). Anlamsiz paslasmalar - yan pas bile denmeyecek mehteran mantikli bir paslasma. Her paslasmanin sonunda ya stoperler ya kaleci sisirecekse o paslasmanin anlami ne? Fotografini cekmeyi cok istedigim bir pozisyonda sanirim Aurelio top ayagina geldiginde BJK kalesine dogru onunde 3 Kiev'li, rakip kaleye dogru sifir kisi vardi!!! Ve o cok buyuk maharet gibi o ucunun arasindan Ernst'i gordu ve evet nihayetinde kalemize kadar goturduk o topu kendi ayagimizla.

Bir cift soz de Quaresma'ya. Ayaklari ne kadar becerikli olursa olsun neden solugu Turkiye'de aldigini beyni ispatliyor. Orta sahada calim atmanin fayda/maliyet analizini birisi anlatsin artik bu adama... Ya da bu adama hic orta sahaya gelme densin. Orta sahada rakip cezaalaninda yapilacak hareketler yapmak MALLIK'tan baska bir sey degil. Orada adam eksiltsen ne olacak? Ama rakip topu kapsa gagamiza sicacak.

Eski kanserojen futbol olmasa da, futbol zekasi olarak oyuncularimiz hala bir Ukrayna'linin bile fersah fersah altinda. Bu sahaya yansiyor. Icimden 85.dakikada "hasbel kader gol atsak bile eleniriz biz bu grupta" diye gecti. Simdi Inonu'de deliler gibi saldiracagimiz bir Kiev macini dusunmek bile urkutucu cunku cok hizli ve diri bir takim. Boyle pirpir bir takimla ilk maci disarida oynamak buyuk avantajdi, yine kullanamadik. Sahi BJK son 20 yilda herhangi bir avantaji kullanmis miydi?

No comments: