Saturday, September 11, 2010

Tebrikler Tanjevic

Oncelikle Dunya 2.ligimiz hayirli olsun. Futbolda GS UEFA almadan once, Efes muadili Korac kupasini kaldirmisti. Futbolda dunya 3.su olmadan once, basketbolda Avrupa 2.si olmustuk. Ve bugun nihayet Dunya 2.ligiyle basketbolun bu ulkede hic bir zaman hakettigi yerde olmadigini bir kez daha haykirdik. Emegi gecen herkesi can-i gonulden tebrik ediyorum.

Sahada 3 saniye ve hucum faullerde ne oldugunu anlamayip yanindakine soranlar, yarinki mac icin de hic mi umut yok diye dusunebilirler. Ne de olsa biz Brezilya'ya karsi futbol takimimiza bile daha cok sans verebilen bir basina sahibiz. Desteklemek ile ihtimal vermek baska seyler. Yarin da avuclarim patalayan kadar alkislayacagim, sesim kisilana kadar bagiracagim ama maalesef sansimiz yok denecek kadar az. Bugunku Litvanya-ABD macinda ESPN spikerinin dedigi gibi, "bu hakemler acaba 7'4" wingspani (kollarini acinca olan uzunluk, kulac mi denir?) olan oyuncunun macini yonetmis mi?" Burada bahsedilen Durant ama kadrodaki atletik oyuncular saymakla bitmiyor. Nasil biz cok uzun ve kalipli bir takimiz, ABD de cok atletik. Ben Lubnan'in bile nasil ABD'yi iceriden zorladigini da izledigimden bu macta Omer Asik, Semih Erden, Kerem Gonlum iyi oynar diyorum. Gelgelelim ben Ender'in bu gece uyuyabilecegini sanmiyorum. Bu macta Ender ve Omer Onan gibi dribblingi zayif oyuncularimiz 0 (yaziyla sifir) dakika almali ki top kayiplarimizi en aza indirelim. Zaten pas arasi falan cok olur da artik gardin da elinden topu vermeyelim, ayiptir :)



Bugunku maca donecek olursak, macin ilk yildizi; kanser tanisina ragmen, doktorlarca strese girmemesi tembihlenmesine ragmen, lafta degil, gercekten "atin olumu arpadan olsun" diyebilen Bogdan Tanjevic. Iyi bir kocsuz Ivkovic'i yenmenin olanaksiz oldugu bir kez daha goruldu. Ve islerin iyi gitmedigi bir takimda rotasyonun oneminin arttigi da. Son hucumda kenara gecerek ellerini baglayip, tek kelime etmeden Orhun'un seti cizmesine izin vermesi ise tuylerimi diken diken etti.

Mac icindeki yildizimiz Kerem Tunceri'ydi. Zaten saglam oyuncuydu ama ofansif yonunu o kadar gelistirdi ki, bravo diyorum. Ilk ceyrekteki orta mesafeli panyali atisinda "neyse ki artik potaya korkarak bakmiyor" diye icimden gecirisimin, son periyodu kapatan 7 sayisiyla (ve muhtesem bir asist) tasdiklenmesi mukemmel oldu.

Hidayet icin en iyi yorum esimden geldi. Izleyenlerin bile ellerinin titredigi son dakikalarda; esimin "dusun yani guvendigimiz de bu gerizekali" demesi, ustune bunu tasdikleyen Hido'nun Krstic'in ustunden anlamsiz bir 3luk zorlamasi, bende bir an mac gidiyor hissi yaratsa da neyse ki sahneye Kerem cikti.

Mactaki her pozisyon kirilma noktasi gibiydi. Farki 2 kez eritmemize ragmen savunma direncimizi dusurmemiz bize yakismadi. Burada basketbolu bilmeyen seyirciye de bir parantez acmak isterim. Basketbolda sesin en yuksek oldugu an takiminizin savunma yaptigi andir. Futbol'da ise gol sonrasi. Bizim ozellikle bu macimizda en cok gurultu maalesef basketlerimizden sonra oldu - ki tamamen fuzuli ve uzucu. Top rakipteyken daha cok bagirmayi, bizimkiler serbest atis atacakken "HADI OMEEEER!" diye bagirmamayi ogrenmemiz "SART"!

Mac boyu 2 sey aklimdaydi: 1. cok iyi bir takimiz, 2. sirplar dunyanin en iyi ekolu. Bir takim icin isler hic iyi gitmeyecek, hic one gecememis olacak, cok guvendigi savunmasi bombos cut'lar yiyecek, genc yildizi 10 saniyede faul problemine girecek kadar kendini kaybedecek, cok guvendigi sutlari girmeyecek, ote yandan rakip cok yuzdeli atacak, rakibin en korktugu silahi yildizlasacak, yaninda bir tane de bonus yildiz cikacak (11 numaralari ne top oynadi arkadas), ve 3. ceyrek sonunda skor 63-60 olacak. Iste bu yuzden cok iyi takimiz. Peki Sirp'larin neden en iyi ekol oldugunu anlatmaya gerek var mi? Yas ortalamalari 23 demek yeterli olacaktir sanirim. Buna ragmen apoletleri bizden fazla, mesela bizde Euroleague en degerli oyuncusu yok.

Sinem Kobal'in en on sirada ne vasifla oturdugunu anlamasam da (kimse biletli oldugunu iddia etmesin o siranin), yaninda kikirdestigi iki de arkadasini gorunce kan beynime sicrasa da, mac bizim icin hatalarla dolu yarin icin hic umit vermese de, dunya 2.siyiz. O halde hep beraber; "ciiiktik acik alinla...."

1 comment:

verne said...

Bu sampiyonada finale cikmamizi Tanjevic'in basarisi olarak gormuyorum, kendisini yucelten yorumlarin da hicbirine katilmiyorum.

Tanjevic 2004'ten beri Turk Milli Takimi'nin basinda ve basarilari(!):
- 2005 Sirbistan'ta sadece Bulgaristan'i (94-89) yenebilerek gruplardan ciktik ve Almanya'ya kaybettik.
- 2007'de Litvanya'ya 17 sayi farkla, sonrasinda Almanya'ya 30 sayi farkla yenildik. Sadece Cekleri yenerek gruplardan ciktik ve turnuvayi 12. bitirdik.
- 2009'da hersey guzel basladi derken ceyrek finalde kaybettik.

Bu turnuvalarda oynayan kadromuzla su andaki arasinda bi fark yok; belki 1-2 oyuncu, Mehmet Okur mesela.

Tanjevic ayni zamanda 2007'den beri FB Ulker'in basinda ve FB Ulker Euroleague'de ozellikle gectigimiz sene felaketleri oynadi. TBL'de 2-0'dan 2-4 verilen bir kupalari da var.

Hakkinda yazilabilecek onlarca sey olmasina ragmen kendisinin bu kadar yuceltilmesine, hatta Turgay Demirel kisisinin Tanjevic'i bunca sene yilmadan destekledi diye goklere cikartilmasini aklim almiyor.

Ama biz millet olarak hep ani yasariz, hem de hep en uclarda. O yuzden Turgay Demirel FIBA baskani olsun, Tanjevic'in de Taksim'e heykelini dikelim. Ha oyunculara da adam basi 1.5 milyon lira pirim verelim.