Sunday, January 9, 2011

Uçur Bizi be Başkan!

Dünkü maçın sonu bizler için hazin oldu. Elendiğimiz Eurocup'taki çoğu maçın bir benzeri yaşandı sanki. Maçın sonlarına sayı avantajıyla girmemize rağmen yine tutunamadık ve Efes farkı kapatıp maçı uzatmaya taşıdı. İşte ben o dakikada TV'yi kapadım sevgili dostlar. Çünkü kazansak da kaybetsek de anlaşılan oydu ki, kendi adıma yarı-final hedefiyle başladığım sezonda play-off oynamaya şükredicektim.

Son Asvel maçından sonra BJK basketbol takımının maçlarını izlemeyi bırakmıştım. Fakat Ergin Ataman'ın da gelişiyle dün yine bir heyecanla oturdum maçın başına. Sezon başından bu yana rotasyonda olan 3 oyuncu sakatlıkları nedeniyle sahada yoktular. Fakat maç süregiderken ümitlendik, "Neden olmasın?" dedirttiler bize. Gelgelelim yine felaket bir son çeyrek, felaket bir son 3-5 dakika. Burak hocanın Chatman'ı neden kadro dışı bıraktığını da anlamak zor değil. Kafası başka, bambaşka yerlerde o çocuğun. Uzatmaların sonunda yaptığı kabul edilemez hareket de bunun habercisi.


E hal böyle olunca, bizim için tek güzelgelişme Iverson'ın oynadığı oyun oldu. Onu izlemek gerçekten çok keyifli. Geldiğinden bu yana en verimli ve en olgun oyununu oynadığını düşünüyorum. Ama işte o son dakikalar yok mu, al süpürgeyi eline, yap sihrini ve uçur bizi be başkan! Daha ne diim...

P.S. Bu arada Philadelphia Magazine AI'ın İstanbul'daki yaşantısına dair magazinel bir makale yayımladı. Meraklısına duyurulur.

No comments: