Izah etmekte zorlandigim bir 4-3-3 saplantisi var Denizli'nin. Sezon basindaki Super Kupa macindan itibaren butun lig ve Avrupa maclarinda aksadi takim. Denizli'nin onceki cozum yontemi mevkilerinde verim alamadigi oyunculari yedeklemekti. Sag bekte Erhan hucumda zayif kalinca, Ridvan'i denedi; sol bekte Ismail ve Ibo'yu rotasyona soktu; Fink yerine Inceman'i dusundu vs.. Bu hamleler oyuna ve sonuca tesir etmeyince bu sefer devsirmeye basladi; Ekrem'i once sol beke, sonra Fink'in yerine koydu, Bobo'yu sol acik yapti, Nihat'i tek forvet yapti, Ibrahim Kas'i sag beke cekti.. Tahminen butun bu rotasyonda pozisyonu sabit kalan sadece Sivok, Ferrari ve Ernst oldu, ve tabii ki ele avuca sigmayan 4-3-3 sistemi. Denizli'nin bu inadinin meyvesi kaos futbolu oldu. Takimdaki oyuncularin hucum ve savunmadaki pozisyon cehaleti (Ernst haric) rahatsiz edecek seviyede; kimse toplu ve topsuz alanda tutmasi gereken yeri, kontrol etmekle yukumlu oldugu bolgeyi bilmiyor, sadece topu kovalayan bir guruh var. Takip etmeye calisiyorum sistemi maci izlerken, kafam karisiyor, yoruluyorum, rahatlamak icin PES aciyorum bir yandan.
Denizli'nin gecen seneki sansi Ertugrul Saglam'in hediye ettigi takimdi. O takimin fizik kuvveti cok yuksekti ve ayni oyuncular yine benzer pas hatalarina ve beceriksizliklerine ragmen ayakta durabiliyor, rakibi yipratabiliyorlardi. Bu sene durum biraz farkli. Ilk 10-15 dakikadan sonra stand-by'a geciyorlar, Rustu zaten hep shut-down modunda oldugundan rakip buldugu 1-2 pozisyonda golu yakalayinca takimin direnci tamamen kiriliyor. Rustu'den vazgecemiyor Denizli ve daha vahim olani 4-3-3 islememesine ragmen hala israr ediyor. Bobo'yu sol aciga sikistiriyor; Tabata'yi Fink'in yerinde oynatiyor; sag acik icin tek opsiyonu Serdar, olmadi Holosko'yu oraya suruyor. Sisteme gore bir oyuncu anlayisi hakim. O zaman senin transfer politikanda dogru olmayan birseyler var; sezon basinda transfere 15 milyon dolar ayiriyorsan ve sistemin kosulsuz 4-3-3 ise 3 tane sag bek yerine 2 tane kanat oyuncusu alacaksin. Su takimdaki 2 has kanat oyuncusu Serdar ve Erkan Zengin; Serdar 2-3 haftadir sans buluyor, Erkan 18'de yok.
Denizlispor da 4-3-3 oynuyor isin ilginc tarafi, hatta Trabzonspor da, belki izleme sansi bulamadigim 5-6 takim daha vardir ayni duzende. Denizlispor da hadi sol acik Murat Hacioglu da sag acik yok. Trabzon'da kanat mevkisinde oynayan adam Umut Bulut, evet yanlis duymadin. Ben FM 2009'da da 4-3-3 oynuyorum tuhaftir, ama Chelsea'yle. Chelsea, Morinho doneminden beri artik kaliplasmis bir 4-3-3 duzeninde oynuyordu. Ancelotti, Anelka'yi kanattan kurtararak forveti 2'ledi, 4-4-2 ile takima momentum kazandirdi. Benzer bir hamleyi sezon basindan beri Denizli'den de bekliyorum ama yok degisen hicbirsey yok.
Taraftarlar pek coskuluydu bugun, yonetimin istifa etmesini istediler, Rustu'yu islikladilar, birbirlerini dovduler, kale arkasi sirtini dondu takima (artik rutin oldu). 2 hafta once Kayserispor maglubiyetinden sonra %100 futbola Levent Erdogan'in telefonla baglanmasi, Demioren ve Denizli'nin artik istifa etmesi gerektigini soylemesi geldi aklima. O adam hala yonetim kadrosunda, Demiroren'in kici zaten koltukla bir butun oldu. Anla artik senin bagirmanla, oyle kicini basini yirtmanla istifa etmeyecek bunlar, perde arkasinda baska birseyler var. Mac basinda '2 kupayi unutma, vefasizlik yapma' pankarti actirtiyor. Bu adam sezon basinda ust uste 5 yil sampiyonluk sozu verdi aga. Mac esnasinda tribunde Demiroren'in esini gorduk, taraftarin istifa sloganlarina tempo tutuyordu, anlam veremedim, yanindakiler de anlam veredi heraldeki uyarma geregi duydular, sonra farkettim ki o da sikilmis, belli ki Demiroren'in artik birakmasini istiyor. 2. yarinin basinda kaos futboluna yakisir sekilde karmasadan bir gol buluyoruz, hem de Tabata'yla. Takimda bir acayip mutluluk var; Tabata Denizli'ye kosuyor, Denizli durgun, safti kaymis, o gecen seneki gibi yumruklarini havaya kaldirmiyor. Helal olsun sana, Pascal Nouma diye inletiyor sonra Carsi, bir ara Ilhan Mansiz'a tempo tutuyorlar, macla alakalari yok, zaten ortada futbol da yok. Tuhaftir, Denizli yine taraftar elestirisine maruz kalmiyor, mazideki gibi teknik direktor sorumlu degil bu sefer.
Denizlispor baskani Ali Onder Ipek zevkten dort kose mac sonrasinda, belli ki 4. haftadaki antrenor degistirme karariyla gurur duyuyor, zaten cok ince dusunup Nurullah Saglam'la anlasmislardi. Denizlispor'in hala galibiyeti yok, su bilincsiz, darmadaginik Besiktas'a karsi bir kac duran top haricinde pozisyonu da. Devre arasinda maci bilen adam(?) Ersun Yanal konusuyor (kupon mu dolduruyor lan); Besiktas taraftarina cemkiriyor ligin marka degerini dusuruyorlar diye. Arkadas diyorum ne marka degeriymis, 4-3-3 gibi onu da kicimizla anlamisiz. Saniyorlar ki 3-4 tane pahali futbolcu transfer edilince marka degeri oluyor. Senin burun kivirdigin, Nuri Sahin'i TR ligi yerine tercih ediyor diye saklabana cevirdigin Bundesliga maclarini Amerika'da ESPN Ispanya ve Ingiltere ligleriyle beraber yayinliyor, sence de bir gariplik yok mu? Kendi kendimizi sisirip, havalara girip sonra itin gotune sokuyoruz, yillar birbirini deviriyor, hala BJK, FB, GS kapisiyor, Ersun Yanal da farkinda insallah BJK toparlanir golu bulur diyor ikinci yarinin basinda..
No comments:
Post a Comment