Friday, October 2, 2009

Ya ben lan neyse bi şey demiyorum..

Bu sefer TNT uyduya şifre koymadı.. Ama seyir zevkimize koyan başkaları vardı..

Öncelikle sadece hücum elemanların iyiyse değil Rijkaard istersen Ferguson'ı getir o iş olmaz ağa. Dün gördük olmayacağını. Barcelona hızlı paslarla rakibinin başını döndürürken orada en önemli rol ne Messi ne Henry'de. Ortada kim var Xavi var Iniesta var. Bizde kim var Mehmet Topal var Ayhan var. E Rijkaard geldi hani Galatasaray neden bir Barcelona gibi oynayamıyor sorusunu soran varsa işte o iki adamın dün ne yaptığına bir baksın. Sadece top kestiler! Mehmet Topal'ın performansında çok ciddi bir düşüş var. Ayhan zaten tedavülden kalksın artık. Topal aldığı hemen her topu ya kaptırdı ya da sağında solunda gerisinde boş kim varsa hemen ona aktardı. Ayhan Topal ne yaptıysa aynısını yaptı. Lan bu takımda ileriye doğru pas atabilecek bir Arda ile Elano mu var? Siz neden o kadar para alıyorsunuz? Yeteneksizseniz yapamıyorsanız orada ne işiniz var? İşte zurnanın zırt dediği yer burası: yedek kulubesine bakıyorsun bu adamların alternatifi Mustafa Sarp. Yani bu ikisinin aritmetik ortalaması. O zaman da son 10 dakika orta sahadan top şişiriyorsun. Onu yapan da Emre ile Servet oluyor.

Artık ben yazmaktan da sıkıldım ama Sabri'den devşirme sağ bek olmuyor! Eğer bu adamın koşması birilerinin hoşuna gidiyorsa mümkünse taç çizgisinin dışında koşsun maç boyunca bir ileri bir geri. Ama ilk onbirde olmasın. O şekilde de katkı yapar, en azından top falan kaçarsa gidip alır gelir. Gol sevincine iştirak eder falan. Ya top rakip takım oyuncularına gelince bu kadar stres yapmıyorum ben. Sigaraya başlayacağım Sabri senin yüzünden.. Uğur'da Sabri'yi izledikçe, yanındaki Aykut'un kaderine de baktıkça yol yakınken kaçayım hacı diye düşünüyordur. Ki yedek kulubesine yapılan bir yakın çekimde yakaladım ben yüzünde o ifadeyi.

ve Baros.. Seni CM 01-02'deki wonderkid günlerinden beri takip ederim. FLC mevkimdeki değişmez adamımdın. Ama olum sen kale sahası içinde topu kaleciye nişanlayabiliyorsan hakikatten bambaşkaymışsın. Attığın golde de o son vuruş kaleye girmeseydi tribünlerden sahaya girenler olurdu tahminim. Zira ben televizyona girecektim.

Son olarak da Elano.. Arkadaşım daha en başında sol ayağınla bir gol attın jeneriklik, ağzımıza bir parmak bal çaldın. Ama sana da bir haller oldu. Bu takımda sazı eline alacak bir sen varsın bir de Arda var. Arda zaten "yorgun" (geçmek bilmedi dikkat!) sen tek kaldın. Tamam bir Hagi beklemiyoruz da baktın takım top şişirmekten başka bir şey yapamıyor uzaktan yoklasaydın be olum kaleyi biraz? Maçın içinde ceza sahası dışından atılan şut yok. Kanatlar çalışmıyor. Rakip iyice yaslanmış geriye. O zaman şut çekin biraz belki birinin kıçına başına çarpar bir tehlike olur. Ama sen de arkadanki iki salağa uydun kayboldun gittin. İkinci bir Lincoln'e kimsenin tahammülü yok aman diyeyim.

Sözün özü devlet buna bir şey yapması lazım. Bu şekilde giderse bu puan kayıpları alışkanlık haline gelir. O zaman "kulubedeki karizmatik duruşu ve oyunculara sıcak davranışıyla farkını ortaya koyan teknik direktör" sıfatının yerini ".mına kodumun arabı" alır. Sen ne olduğunu anlamazsın. Bu memlekette süper kupayı alan, takımını şampiyonlar liginde çeyrek finale taşıyan sonra da başka takıma geçip onu da 100. yılında şampiyon yapan bir teknik adam takımından şutlanırken Çingene olmuştu..

No comments: